|
habibtaskin
|
KAFATASÇILARA İNAT BİZMLESİN HIRANT
Bir devlet yapmış olduğu katliamlarla, hatalarıyla yüzleşemiyorsa, halkıyla, halklarıyla barışık değildir. Bu yüzleşememenin nedeni nedir? Kendi coğrafyasındaki insanlardan korktuğunu, güvenmediğini ortaya koymaktadır. Diğer yanıyla kendi sömürü sisteminin rahat sürmesi, devamı için kendi ülkesinde insanlarını milliyet, mezhep yönünden birbirine düşman edebilmesi kendi iç işleyiş biçimidir.
Türkiye'de işlenen ırkçı, kafatasçı cinayetlerden bir tanesi de Hırant Dink'in öldürülmesidir. Öldürülme demek hafif kalır, bu ülkenin derin devleti tarafından katledildi demek daha doğru olur.
Hırant Dink'in katledilmesiyle ilgili birçok yazı ölümünden bugüne yazıldı. Ben de birçok kez yazdım. Hak ve adalet yerini bulmadığı sürece yazmaya devam edeceğiz. Hırant Dink'in öldürülen son yazar olmadığını biliyoruz. Daha çok yazar sisteme ters düştüğü için katledilmeye devam edecektir.
Şunu unutmayalım? Hırant Dink Türkiye'de yaşayan bir Ermeni olmakla birlikte devrimci, aydın yapıya sahip olduğu için, halkların birliğini ve kardeşliğini savunduğu için katledildi.
AKP iktidarı kendilerini çok dindar, Müslüman olarak tanımlıyor, bununla övünüyor. Hırant Dink'in 19 Ocak 2007 tarihinde katledilmesinden bu yana davası aydınlanmadı. Sürüncemede bırakıldı. Davanın unutturulmaya çalışılmasından şu anlam çıkıyor: Bu topraklarda hoşgörü aramayın. “Öteki” olanları itmeye, sindirmeye, yok etmeye devam ediyorlar. Devletin yargısı aynı ruh ve halini taşıdığını gösterdi. Derin devlet ile katliamcılar yüreklendirilirken, önleri her daim açık tutulmaktadır. AKP politikası da diğer iktidarlarla, koalisyon hükümetleriyle, askeri faşist darbecilerle kafa anlayışı olarak aynıdır.
AKP iktidarında hâkimler, savcılar, polisler paralel yapı dedikleri kişilerin üstüne tüm enerjileriyle giderken, delillerini ispatlamaya çalışırken, yolsuzluk davasında bakanlarına, çocuklarına kol kanat gererken ve aklanırlarken, yüce divana gönderilmezken, Hırant Dink katliamında her hangi bir yol net olarak alınmış değildir.
Ogün Samast'ın tetikçilik görevi görmesi ile olaya karışanların üstüne bu dava yıkılarak, bunlar tek suçludur diyerek olayın üstü örtülemez. Bunlar planlanan oyunun son halkasını oluşturuyorlar. Bu halkalara eklenen diğer halkalar nerede? Planlayanlar nerede?
“Burada vicdan nerede?” diye sorarsak… Vicdan; sömürü üzerine, Türkçülük, Sünnilik, dini duyguları okşayarak uyutmak üzerine kurulmuştur.
Fazla ayrıntıya girmeden; Trabzon'daki askerin, polislerin yaptıklarıyla, İstanbul Valilik binasında tehdit edilişiyle, tetikçi ve gözcülerin anlatımıyla olayın parçaları birleştirilebilinirdi. O günün “görevliler”inden bazılarına, farklı adreslere çoktan ulaşılabilirdi. Bu dava çoktan çözülüp biterdi. Ama iki hafta önce Cizre'ye atanan emniyet müdürünün kim olduğuna bile bakmak olayın çözülmemesinin nedenlerini bize gösterir.
Hırant Dink'in katledilişinin sekizinci yılında bizlerin vicdanı rahat değildir. Katilleri hesap vermediği sürece bu dava bizler için bitmiş olmayacaktır.
Hepimiz Hıran'tız Hepimiz Ermeni'yiz. Hepimiz insanız.
Yazarevi Topluluğu Derneği -İzmir
Hüseyin Habip Taşkın
14.01.2015
|
Sitemizde yayınlanan yazılar, yazarlarını bağlar.
