ForumPolitikitiraf.izmir  Yeni Konu 

ZALİMİN BASKISINDA KADINLARIN ANNELERİN GÜCÜ

08 Temmuz 2014

habibtaskin

ZALİMİN BASKISINDA KADINLARIN ANNELERİN GÜCÜ
Dünyadaki anneler çocukları için hep iyi isteklerde bulunurlar ve başlarına kötülük gelmesini istemezler. Ama yaşadıkları ülkenin sisteminden kaynaklı bu istekler yerini bulmaz. Tıpkı annelerin yaşadıkları gibi çocukları da sömürü, talan, baskı sistemi arasında savrulup gider.
Dünyadaki anneler yaşamın zor koşulları altında ulusal, sınıfsal anlamda cinsel baskıyla, şiddetle, sömürüyle, horlanmayla, kimliğiyle her zaman baş başa kalmışlardır. Kalmaya da devam ediyorlar.
Koşulları farklı olsa da dünyadaki annelerin sorunları ortaktır. Bu çerçevede her ülkede kadının örgütlenmesi bir haktır. Kadının yeri sokaklardır. Eylem alanlarıdır. Şunun altını da çizmemiz gerekir. Asıl kurtuluş kadın ve erkeğin birliği, dayanışması, paylaşmasından geçer. Bunun adı sosyalizmdir.
Türkiye'de kadın olmak her koşulda zor ama zoru başaran kadınlarımızda var. Mücadele alanlarında kadın emekçiler dilleriyle, kültürleriyle, sosyal yaşantılarıyla farklı olsa da görmemiz mümkündür.
12 Eylül 1980 askeri darbesi döneminde Türkiye'de ve Kürt halkının yaşadığı bölgelerdeki cezaevlerinde, Özel E Tipi Cezaevlerinde, Askeri Cezaevlerinde devrimcilere başta İstanbul, Çanakkale, Mamak, Diyarbakır ve diğer cezaevleri olmak üzere yoğun baskı varken, işkencede beraberinde devam ediyordu. Diyarbakır cezaevinde ise işkence nedenlerinden biriside Kürt tutuklu ve hükümlülerin olduğu için işkence yoğun biçimde farklı uygulamaları ile yapılıyordu.
Cezaevlerinin genelinde baskı ve işkence devrimcilere yapılırken, tutsak yakınları görüşe geldiklerinde cezaevi idaresi tarafından baskı ile karşılaşırken işkenceyle baş başa kalan ailelerde vardı. Cezaevlerinde uygulanan faşist zorbalık karşısında aileler kendi aralarında örgütlenmeye, dayanışmaya gittiler. Babalar, anneler başı çekerken bu örgütlenmede kadınlarda aktif rol aldılar.
12 Eylül 1980 askeri darbesinin sokaklarda, hapishanelerde, darağaçlarında, işkencelerde devrimcileri katlettiği yıllardır. Anne, babalar, aileler cezaevi kapısında, kahvehanede konuşarak, tartışarak cezaevinde bulunan tutsak çocuklarına kalkan olmak için mücadele biçimlerini tartıştılar. 3 Eylül 1986 yılında ‘Tutuklu Ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Ve Dayanışma Derneği' TAYAD'ı kurdular.
Sokaklarda, meydanlarda, cezaevinde direnirlerken askeri darbeye meydan okudular. Anneler, Babalar, aileler başı çekerken polisin, askerin saldırısına karşı yağmurda, çamurda, sıcakta meydan okudular.
TAYAD, yalnızca tutsak ailelerinin derneği değildir. Şehit ailelerinin, kayıp ailelerinin, hak arayan tüm emekçi kesimlerin mücadelelerinin içinde olmuştur. Tüm halkın acılarını acıları bilip, yüreklerini öfkeyle ortaya koymuşlardır.
‘İlk eylemlerini Taksim meydanına çelenk koyarak yaptılar. Gözaltına alındılar, dayak ve işkencelerden sonra tutuklandılar. Hak alma mücadelesinde ısrarlı oldular. Haksızlıklara boyun eğmediler. Direnmeyi öğrenerek büyüdüler. TAYAD kapatıldı ama TİYAD'ı kurdular. Yanı sıra içerideki tüm tutsak yakınlarını ve ailelerini bir araya getirerek, DETUDAP'ı kurarak, birlikte olmanın gücünü gösterdiler.'
Faşizme karşı mücadelede kadınların, annelerin, babaların, erkeklerin kararlılıkları inkâr edilemez.
Amed'de Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (Diyar Tuhad-Der)
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu'nda (TUHAD-FED) aynı amaç ile kuruldu.
Kadınların, annelerin örgütlü gücü 2014 yılına da damgasını vurdu.
Gezi Direnişinde yaralananlar, yakınlarını kaybedenlerin aileleri Gezi Şehit ve Gazileri Platformu'nda bir araya geldi.
Platformun amaçları
Kesanbilici platformun temel mücadele başlıklarını şöyle sıraladı:
* Gezi şehidi ailelerinin, gezi gazilerinin ve polis şiddeti sonucu yaralanan herkesin başlattıkları hukuki süreçte birlikte hareket etmek
* Gaz bombası ve plastik mermi kullanımının yasaklanması için mücadele etmek
* Polislere insanları öldürme yetkisi tanıyan Polis Vazife Sılahiyetleri Kanunu (PVSK)'nun kaldırılması için mücade etmek.
* Gezi süreci ve sonrasında da görüldüğü üzere keyfi şekilde, gizlilik kararlarıyla yapılan tutuklamaların kaynağı olan ve ağır hapis cezaları verme konusunda sınırsız yetkisi olan Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM'ler) ve Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK'nın) kaldırılması için mücadele etmek.
* Yeniden gelişecek toplumsal bir ayağa kalkışta yaralıların tıbbi ve hukuki sürecinde destek olmayı sağlayacak bir dayanışma ağının oluşturulmasını da amaçlıyoruz.
“Gezi ruhuna uygun olarak platformumuza destek olmak isteyen herkese, her gruba kapımız açık. Ancak yaklaşmakta olan yerel seçimler sürecinde bu durumun seçim kampanyasına dönüştürülmesini kesinlikle reddediyoruz. Tüm Gezi dostlarını, sosyalist, devrimci, yurtsever ve demokratik kamuoyunu, demokratik kitle örgütlerini, meslek örgütleri ve sendikaları, halklarımızı bu süreçte de birlikte hareket etmeye ‘Bu daha başlangıç, mücadeleye devam' demeye çağırıyoruz.”
2 Temmuz 1993 Sivas Madımak katliamını unutmamak ve katledilen 33 canı anmak için 2 Temmuz 2014 tarihinde Sivas'ta, Faşizme karşı omuz omuza sloganı ile Soma'da yerin altında katledilen madencilerin aileleri, Gezi Direnişinde yaralanan, hayatını kaybedenlerin aileleri, Roboski katliamında çocuklarını, eşlerini kaybedenlerin aileleri, 12 Eylül 1980 askeri darbesi mağdurları, aileleri ve nice katliamların mağdurları, aileleri, duyarlı insanlar bir aradaydı.
Ankara Dayanışma ve Gezi Anneleri' Uludere'ye Gidecek
Ankara Dayanışması üyeleri ve Gezi anneleri, 'Ortak acıları ortak mücadeleye dönüştürmek için Roboski ve Lice'ye gidiyoruz' şiarıyla yapacakları ziyarete ilişkin Mardin'e geldi.
Gezi Eylemlerine Çocuklarını Kaybeden Anneler, Mardin'de
Gezi eylemleri sırasında hayatını kaybeden Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Berkin Elvan ve Ahmet Atakan'ın anneleri, Mardin'de buluştu.
Annelerin dili, kültürü, sosyal yaşantısı farklıda olsa dayanışma gücü pekişerek ileriye doğru emin adımlarla taşınıyor. Bu güç desteklenmelidir. Bu coğrafyada kadınların, annelerin sayesinde faşizmi döktüğü kanda hep beraber boğabiliriz.

Hüseyin Habip Taşkın
07.07. 2014





Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0