ForumGüncel Politika - İskender'in Düğümü  Yeni Konu 

Sosyalizm tartışmaları üzerine - Ahmet Faruk Keçeli

10 Ağustos 2012

hurkus

Sosyalizm tartışmaları üzerine - Ahmet Faruk Keçeli


Bu yazı Halil Berktay’ın açtığı “sosyalizm tükendi” ve Taraf’ın diğer yazarlarının katıldığı, son olarak da Murat Belge tarafından sürdürülen tartışmaya katkıda bulunmak için yazılmıştır.

Yazının başında belirtmek gerekir ki, modernleşme süreci ile birey - toplum gerilimi ideolojik düzlemde kendine yer bulmuştur. Bunun bir tezahürü olarak liberalizm, özgürlük ve bireyleşmeyi savunmuş; bu savununun toplumsal çıkarı engellediği düşüncesi ile de sosyalizm ideolojisi toplumsal faydayı ençoklaştırmak adına ideolojik düzlemde kendine yer bulmuştur. Konumuz reel sosyalizmin başarısızlığının dışındadır. Sosyalizmi reel sosyalizmle aynılaştırmamamızın nedeni, bu ideolojinin farklı savunularının ve bitmemiş bir kurgu olmasından ileri gelmektedir. İddiamız şudur ki; toplumsal yapıda bireytoplum gerginliği sürdükçe de sosyalist ideoloji farklı biçimler altında ideolojik düzlemde kendine yer bulacaktır.

Bir kere sosyalizm ulus - devletler oluşumuna tekabül eder. Toplumsal sözleşme göz önüne alındığında bireyler ulus-devlet karşısında “eşit”, eşit olmaları için “özgür”, özgür oldukları kadar bir ulusdevlet içinde bir arada yaşayabilmeleri için “kardeş” olmalıdırlar. Bunların enternasyonalizmle çelişen hiçbir tarafı yoktur. Enternasyonalizm sosyalizm gibi seküler bir ideoloji olan hümanizmden beslenir. Onun için sosyalist ideolojide, enternasyonalizm - (milliyetçi) emperyalizm karşıtlığı gerilimi vardı.

Sosyalizm, bilimsel sosyalizmin kurucuları Marx - Engels’in yazdıklarından da bağımsızdır. Çünkü ütopik olarak adlandırılsalar da sosyalist düşünce onlardan önce de vardır.

Sosyalizm en temel anlamda Avrupamerkezcidir. Ama her toplumun kendine ait dinamikleri olduğu için, ne her ülke sosyalizme geçecek diye tarihsel bir çizgi vardır; ne de her ülkedeki sosyalizm aynı olacak diye. Reel sosyalizmin geçmişteki farklı uygulamaları bu son söylediğimize kanıttır.

Sosyalist ideolojiyi demokratik biçimiyle olmasa da Ortadoğu’nun İslam toplumlarında da kendine yer bulmuştır. Onun için İslam diniyle bağdaşmaz diyemeyiz. Tam aksine sosyalist ideolojinin İslam öğretisiyle çok ortak yanları bulunmaktadır.

Halil Berktay’ın bana göre kendi tarihi ile hesaplaşmasının asıl nedeni; hem Türkiye’de hem başka ülkelerde, hem kapitalist ve sosyalist devletlerin baskı araçları hem de sosyalist örgütlerin anti-demokratik yapılarının, bireye nefes alma özgürlüğü, bireyselleşme alanı tanımamasındandır. Toplumdaki birey-toplum gerginliğinin politik bir yansıması olarak her bireyselleşme çabası burjuva ve lümpen bir davranış olarak algılanmıştır. Elbette bununla hesaplaşmak gerekiyor ve otuz yıldır da hesaplaşılıyor. Ama Halil Berktay’ın yaptığı şekilde değil.

Çocuksu bir yaklaşım olarak her bireysel anomali toplumsal bozukluktan kaynaklanıyor demeyeceğim; sosyalizmde de böyle olmayacak. Yine kavga, suç, şiddet vs. olacak. Ama bu devletin ezilenden yana, haklıdan yana olması; hem toplumsal katmanları hem de bireyleri hukuk önünde eşit olarak görmesi gerektiğini göz ardı edemeyiz.

İşin aslı da budur: Adil devlet bireytoplum gerginliğinde toplumsal faydayı toplumun en geniş kesimi için en çoklaştırırken, bireyin özel çıkarlarını hukuk önünde eşitler. Bunun adına sosyalizm diyoruz ve Halil Berktay’ın böyle bir toplumsal tahayyüle hayır diyeceğini sanmıyoruz.

Sorun bunun pratikte nasıl uygulanacağıdır. Böyle bir topluma geçişte yolların nasıl döşeneceğidir. Bence Berktay, sosyalizm projesini tarihin derinliklerine tamamen gömmektense, o engin bilgi ve deneyimiyle biraz bu konulara eğilse daha iyi olacak gibidir. Halil Berktay’ın toplumsal sorumluluğu bunu gerektirir.

Taraf

Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0