ForumSol, Sosyalizm ve Marksizm  Yeni Konu 

Neşe Düzel söyleşisi üzerine... - Selçuk Gürsoy

17 Mayıs 2012

hurkus

Neşe Düzel söyleşisi üzerine... - Selçuk Gürsoy


1. Halil Berktay'a karşı "direnenler", "kendi anlatımlarına uymayan olguları görmezden geldiğini" öne sürenler, lütfen bundan sonraki "direniş" yazılarında bu türden anlatımları da dikkate alsınlar. Aslına bakılırsa, anlatımların tümü ilk silahların (ve coğu sonraki silahların da) nerede ve neden patladığını aynı şekilde anlatıyor. Şimdiye kadar ortaya dökülen "olguların" içinde en zayıf olanıysa kitlenin üzerine sular idaresinden ve otelden ateş açılmış olduğu. Eee, neyin "direnişi" bu... Durmadan "ama olgular, ama olgular..." diye söylenen Ferdan Ergut, bu "olguları" ne zaman görecek?

2. Ferdan Ergut, dünkü Taraf yazısında sesonline'daki ilk demecine karartma uygulamaya kalkışıyor. İlk demecindeki "belgesi olmadığı" ve "söylediklerine karşı onlarca bilgi, belge, tanıklık varken bunları gözardı ettiği" "tarihçiliğin temel ilkelerini ihlal ettiği" yönündeki sert eleştirilerini kısmen yumuşatarak tartışmayı başka bir eksende sürdürmek istediğini gösteriyor. Berktay zaten cevap yazacağını açıkladı; Ergut'un da bizim gibi bu tartışmadan çok yararlanacağına eminim.

3. Yalnız Ergut, ilk demecinde de, dünkü yazısında da, bunun bir devlet katliamı olduğunu gösteren bağlamı açıklarken "darbeye teşebbüs ettikleri gerekçesiyle emekliye sevkedilen üst düzey komutanlar"dan söz ediyor. Ergut buraya yazmıyor galiba ama, "direnenler" iletirse belki hangi olaydan söz ettiğini açıklar. Sanıyorum Kenan Evren'in KKK oluşunu kastetmiyordur. Oradaki emekliliklerin darbe teşebbüsüyle ilgisi yoktu. Acaba kimlerden söz ediyor? "En kısa vadeli bağlamdan başlayalım" diyerek "Mayıs ve Haziran boyunca olanlar, Ecevit'e suikast, darbeye teşebbüs ettikleri gerekçesiyle emekliye sevkedilen üst düzey komutanlar... Bunlar 1 Mayıs 1977'nin bağlamının dışında mı gerçekleşti?" diyor. CHP'nin Taksim mitingi 3 Haziran günüydü ve Ecevit, Demirel'in kendisine suikast haberini verdiğini 2 Haziran günü açıkladı. 1 Mayıs'ın üzerinden 1 ay geçmişti. Eğer "darbe emekliliği" derken bunu kastediyorsa, KKK krizi de malum terfi ayı olan Ağustos'ta ortaya çıktı. Ergut'un hangi darbe girişiminden ve emekliliklerden söz ettiğini bilen birisinden rica ediyorum beni bilgilendirebilir mi. Gerçekten merak ediyorum. Ancak belli ki, Ergut'un andığı olayların ikisi de 1 Mayıs'tan sonra. Tabii, sonraki olgular da önceki olayların açıklamasında kullanılabilir ama, TC devletinin krizleri ve provakasyonları o kadar uzun bir liste oluşturur ki, bunları sayıp dökerek pek bir şey açıklanılmış olmaz. Yoksa, örneğin, ben, "Susurluk çetesi-olayının 1 Mayıs katliamıyla hiç mi ilişkisi yok yani, görmüyor mu Berktay bu olguyu!!!! Görmüyor mu?! Daha ne kadar görmezden gelecek bu olguyu?!" desem, büyük bir "analiz!!" yapmış olmaktan başka 1 Mayıs 1977 günü yaşananlar hakkında ne demiş olurum ki?

4. Bu söyleşideki TKP'li İGD başkanı da 1 Mayıs koşullarını analiz ederken "cumhurbaşkanı seçilemiyordu" diyor. Şimdi hatırlamadığım bir başka yazıda daha aynı iddia vardı. Bu da tipik bir hafıza kaymasıdır. Korutürk 1973'te seçilmişti, 1980'e kadar cumhurbaşkanlığı seçim krizi yaşanmadı ki. Acaba İGD başkanı da aynı KKK krizindeki Demirel-Korutürk anlaşmazlığını mı hatırlıyor.

5. İlişkili-ilişkisiz krizleri, önceki ve sonraki katliamları, devlet provakasyonlarını sayıp dökmek bağlam değerlendirmesi ve siyasal analiz olmuyor ne yazık ki. Aynı olaylar ve bağlam, Halil Berktay'ın iddialarını desteklemek için de kullanılabilir çünkü.

6. Halil Hoca ne düşünüyordur bilemiyorum ama, ben bu tartışmada kendisine bu kadar yaygın ve şiddetli karşı çıkışlardan, beni sevindiren, eğer bu açıdan bakarsa Halil Hoca'nın da sevineceği bir sonuç da çıkarıyorum. Bu kadar insan, "haşa", bir suçu veya suçluyu gizleme telaşıyla karşı çıkmadığına göre; bu kadar insan sol içi çatışmaları ve cinayetleri savunmak için karşı çıkmadığına göre; bu kadar insanın içinden hiç kimse, "bugün olsa yine aynısını yaparız" demediğine göre, burada umutlanacak ve sevinilecek bir yan var.

Galiba insanlar, gençliklerinin o uğruna yaşamaya ve mücadele etmeye değer hayallerini, dünyaya emeğin ve emekçinin gözünden ve tarafından bakan vicdanlarını, gelecek insanca, eşitlik dolu, adil, barışlı, kardeşcesine güzel günlere olan inançlarını kaybetmek istemiyorlar. Bu değerlere söz söyletmek istemiyorlar. Bence, önemli olan bu. Bu anlaşılır. Bu güzel. Bu kalıcı.

Selçuk Gürsoy

14.05.2012

Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0