ForumŞeytanın Avukatı diyor ki  Yeni Konu 

Eskiden Ramazanlar - Sivilay Abla

06 Ağustos 2011

hurkus

Eskiden Ramazanlar - Dr. Sivilay Genç/Taraf

Soru:
Sevgili Sivilay Abla, AK Parti yüzde 50 oy alıyor. Zaman gazetesi bir milyon satıyor. Camilerin sayısı artıyor. Sokaklarda başörtülü kadınlar çoğalıyor. Ancak çok tuhaf ki etrafımda oruç tutan sayısı gün geçtikçe azalıyor. Sadece sıcaklardan olduğunu düşünmüyorum. Siz bu durumu neye bağlıyorsunuz? (Didem Yerlican)

Cevap: Sevgili Didem, eskiden televizyonlarda bezdirene kadar “nerede o eski Ramazanlar, ah Direklerarası’nda her gece mehtaba çıkardık” muhabbetleri yapılırdı. İftar saati ekranlarda Karagöz-Hacivat gösterileri, ünlü tiyatrocuların rol aldığı ortaoyunları yer alır, yüzünü siyaha boyamış Bacı Kalfa’dan masallar dinlenir, yöre yöre iftar sonrası oyunları yerinde tesbit edilirdi. Eskiden Ramazan deyince akla renkli, eğlenceli, büyükanneli, şenlikli bir fotoğraf gelirdi.

Toplum, iktidar, özel televizyonlar dindarlaştıkça Ramazan programları sıkıcılaştı. İftar ve sahur programları, ağızlarında kocaman bir akide şekeri varmış gibi boğul boğul konuşan davudi sesli erkekler geçidi haline geldi. Program boyunca dozajı düşmeden süren cezbe halleri, başlar kırılıp gözler kısılarak yapılan vaazlar. “Yarın akşama yine bu saatte” gibi basit cümle kurmak yerine en ağdalısından yazılmış şiirsel ifadeler.

Böyle olunca artık gözümüzü kapattığımızda gördüğümüz Ramazan fotoğrafında saçları dağınık, sakalı kırlaşmış ve acayip kötü giyimli bir adam ile onun ihlâs yarıştıran erkek konukları var. Kısacası; Ramazan’ın içtimai tarafı gitti yerine kuru ibadeti kaldı. Dine, diyanete uzak olanları da Ramazan’a bağlayan bir şey kalmadı.

Ramazan neşesi artık kola ve ayran reklamlarında yaşıyor.


YAŞolog


Soru: Sevgili Sivilay Abla, YAŞ toplantısıyla ilgili haberleri izliyorum. Toplantının öncekinden bir saat kısa sürmesine bir anlam yüklüyorlar. “Geçen yıl sıkma portakal suyu vardı bu yıl teneke kutuda, ne iş?” türü derin gözlemlere dayanan çıkarımlarda bulunuyorlar. Niyet okuma diye bir şey duymuştum ama YAŞ okumayı duymamıştım. Açıklar mısınız? (Deniz Çağ)

Cevap: Sevgili Deniz, meselenin iki boyutu var. Eskiden Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği diye bir devlet vardı. Sovyetler tamamen dışarıya kapalı olduğu için Amerikalılar; Sovyet televizyonlarında yayınlanan törenleri izler, liderlerin birbirleriyle olan mesafelerini ölçüp jest ve mimiklere anlamlar yükleyip, tüm bu bilgileri bir önceki yılın tören görüntüleriyle karşılaştırarak iç siyasetleriyle ilgili çıkarımlarda bulunurlardı. Hatta bu iş bir disiplin haline gelmişti, uzmanlarına da “Kremlinolog” denirdi.

Cevabımın ikinci boyutu ise güzel bir atasözümüze dayanıyor: Şeyh uçmaz mürit uçurur. İçi geçmiş tekkelerde şeyh efendilerin yellenmesinden bile hava tahmini yapılırdı. Bu aslında müritlerin saflığından değil, bağlandıkları kişinin yellenmiş olabileceği gerçeğini kendilerine yakıştıramamalarından kaynaklanırdı.

Bizim askeriye hâlâ kamuoyuna en kapalı kurum. YAŞologların olması normal. Diğer taraftan askerin vesayetini de bugüne kadar hep medya müritleri uçurmuştur.

-

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil

Hastalıkları Mütehassısı

sivilayabla@gmail.com

04.08.2011

Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0