ForumGüncel Politika - Ýskender'in Düðümü  Yeni Konu 

Þeriatýn ayak sesi deðil düpedüz sansür - Melih Altýnok

10 Mayýs 2011

hurkus

Þeriatýn ayak sesi deðil düpedüz sansür

Melih Altýnok/Taraf

Demokrasinin kurumsallaþtýðý ülkelerde hükümet devlet demektir. Bu ülkelerde devletin, yani hükümetin, müdahil olmadýðý alan yoktur. Hükümet muktedirdir. Askerî ve sivil bürokrasinin fiili özerkliði olmadýðý için memleketteki her türlü resmî uygulamanýn siyasi ve hukuki faturasý hükümetlere çýkartýlýr.

Biz de ise Cumhuriyet’in ilk yýllarýndan beri bir devlet vardýr bir de onun resmî ideolojisinin uygulayýcýsý konumundaki hükümet.. Hükümet halkýn oyuyla seçilse de, devlet aygýtýnýn temel paradigmalarýna bulaþmadan memur edildiði yol, su, elektrik iþlerine bakar.

Hükümet seçimde beyefendi, barajda müteahhit, siyasette ise yalnýzca bir taþerondur.

Hâl bu olunca ülkedeki sessiz sedasýz ahalinin ve muhalif kesimlerin algýsýnda da hükümet devletten ayrý deðildir. Ama bu yekpare yapýda asýl olanýn “devlet baba” olduðu tartýþýlmaz.

Devlet aygýtý, her alanda elini tuttuðu, kýlýfýna uydurarak “Allah kelamý” niteliðinde tavsiyelerde bulunduðu siyasal (aslýnda imar-iskân) iktidarýný bazen beceriksizlikle itham eder. Gemi bizzat eline alýr. Bizler de buna darbe deriz.

Bu temsili (hakikaten temsili) demokrasi-darbe sarmalý derinleþtikçe, halktaki siyaset kurumuna karþý güvensizlik, onu ciddiye almama hali de müzminleþir. Siyasi partiler, parlamento iþe yaramaz, kiþisel istikbal hýrsýyla yanýp tutuþan sahtekârlarýn cirit attýðý mecralar olarak zikredilir.

Devletin ideolojik aygýtý konumundaki kültür endüstrisi de bu paradigmayý kuvvetlendirir. Muhalif olma iddiasýndaki üniformasýz sanatçýlar, yazarlar, gazeteciler de “din simsarý imam”, “cahil halk”, “güvenilmez siyasi” arketiplerini tekrar tekrar halka empoze ederek resmî ideolojiye hizmetlerini sürdürürler.

Tüm dünyada hatta kýsa bir süredir Arap coðrafyasýnda bile etkisini hissettirmeye baþlayan küreselleþmenin de etkisiyle günümüzde bu yapýda çatýrdamalar baþladý.

2002 yýlýnda büyük bir oy oranýyla hükümet kuran AKP muktedirleþeceðine dair sinyaller verdi.

Statüko da boþ durmadý elbette. Darbe planlarýyla asrýsaadet günlerine geri dönüþ için hazýrlýklara baþladý. Olmayýnca da, týpký AÝHM’ deki Hrant Dink davasýnda yapýlan savunma gibi, bürokrasisi aracýlýðýyla sabotaj faaliyetlerine soyundu.

Gelin görün ki, halen eskinin muhalefet refleksleriyle hareket etmekte ýsrarcý olan “çaðdaþ muhalefet” ve solun geniþçe bir kesimi bu süreci okuyamadý. Kimileri de vasat bir perspektifle oturduklarý (ya da oturtulduklarý) muhalefetin kral koltuðunun konforunu terk etmemek için gözlerini kapadýlar. Böylece de muktedirliklerine halel gelen askerî ve sivil bürokrasinin demokrasiye karþý hamlelerindeki gerçek tehlikeyi es geçtiler.

Ýþte bugün yine ayný hatalý pozisyonlarýný koruyorlar.

Nasýl YSK bürokrasinin skandal kararýný siyasal iktidara fatura ederek hem makul muhalifliðinin gereðini yerine getirip hem de askerlik bile yapmayan kiþileri aday gösterme (bkz. ÖDP PM üyesi Mahmut Memduh Uyan’ýn açýklamalarý) beceriksizliklerinin üstünü örtmeye çalýþtýlarsa, þimdi de internet sansüründe AKPfobi kurtarýcýsýna sarýlýyorlar.

Son icraatlarý, 80 yýllýk darbe rejiminin yasakçý-denetçi parametrelerini yaþama geçirmekten baþka bir anlama gelmeyen BTK bürokratlarýnýn yediði herzeyi, beþ on yýldýr yürütmeyi yürütmeye çalýþan siyasal iktidarýn gizli ajandasýndaki bir çentik noktasýna indirgiyorlar. Þeriat paranoyalarýný dillendiriyorlar.

Yine hedef saptýrýyorlar. Yine yanlýþ odaða muhalefet ediyorlar. Yine sorunun üstünü örterek hürriyetimizi baþka bahara erteliyorlar.

BTK’nýn internet filtresi uygulamasý, “Milli Güvenlik Devleti” algýsýnýn yurttaþlarý sokaðýn yaný sýra haberleþme, iletiþim vb. alanlarda da kontrol etme gibi klasik politikalarýnýn bir tezahürüdür.

Zincirlerinden kurtulmuþ özgürlükçü muhalefete düþen bu saçma sapan sansüre sonuna kadar karþý çýkmak, “internetime dokunma” demektir. Ancak bu propagandayý siyasal iktidarýn “hayatý muhafazakârlaþtýrmasý” türünden argümanlarla yürütmek çözüme deðil, tam aksine çözüm merciini etkisizleþtirmeye hizmet eder.

Referandum sonrasý hükümet HSYK listelerinde bürokratlara iltimas geçince “yetmez ama evet” dediðimiz halde ilk ve en sert tepki veren özgürlükçü solcular, demokratlar ve liberallerdi.

Þimdi de hükümete, ülkenin politik atmosferinin içinde bulunduðu dönüþüm sürecini sekteye uðratmaya çalýþan statükocu devlet aklýnýn uygulayýcýsý bürokrasiye, tabanýn da taleplerine uygun olarak bir neþter atmasý gerektiði, aksi halde suça ortak olacaðýný hatýrlatmalýyýz.

Farkýndayým, onlarca yýldýr liselerde kýz öðrencilerin etek boylarýnýn kontrol edildiðini 2002’den sonra fark edenlere, siyasal iktidarý, muktedir olmaya baþladýðý için deðil, muktedir olmaya yeterince cesaret edemediði için eleþtirdiðimizi anlatmamýz çok güç.

Zaten boþ verin de. Biz iþimize bakalým, seçim öncesinde hürriyetlerimize daha sýký sahip çýkalým. O halde bir kere daha:

AKP uyuma, statükonun bürokratlarýna uyma! Bütün iktidar sivillere!


melihaltinok@gmail.com

09.05.2011
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.

Bu tartýþmayý Facebook'ta paylaþabilirsiniz:
Facebook'ta paylaþ
0