Forum7. Sanat-İzmirSinema  Yeni Konu 

Varoşun Pamuk Prensesi geliyor - FERHAT ULUDERE

16 Eylül 2010

hurkus

Çağlar Çorumlu, Çağan Irmak’ın 19 kasımda vizyona girecek ‘Prensesin Uykusu’ adlı yeni filminin ayrıntılarını Taraf’a anlattı. Irmak, bu kez varoşta geçen bir Pamuk Prenses hikâyesi anlatıyor

Masallar ne zaman anlatılır? Ne garip bir soru değil mi bu... Masaller elbette uyumadan önce anlatılır, o zaman dinlenir ve o zaman bir anlamları olur... Tüm bunlar doğru, hatta sorunun cevabı da bu ama hiçbir şey bu kadar basit olmamalı bence. Eğer masallar sadece uyumak için anlatılsaydı edebiyat ne olacaktı, nasıl doğacaktı sinema, ya da tiyatro yenileyebilir miydi kendini. Müzik bu kadar güzel olabilir miydi? Eduardo Galeano “Hikâyeler anlatılırken kuşlar yavrularını beslemeyi unutur” derken masalların sadece uyumak için anlatılmadığını söylüyordu aslında bize. Karen Blixen, Ölümsüz Öykü’de masalların sadece uyumak için olmadığını milyon kere söylemedi mi?

Şimdi bir masal var yakında duyacağımız ve bu masal uyumak için anlatılmayacak. Çağan Irmak uyandırmak için bir masal anlatacak.

Son yıllarda yetişen en özel yönetmenlerden biri Çağan Irmak... Türk sinemasının en fazla göz yaşı akıtılan filmi Babam ve Oğlum sayesinde herkesin tanıdığı bir yönetmen haline geldi. Issız Adam ile popüler sinemanın bir figürü oldu. Hem Ayla Dikmen'i yeniden gündeme getirdi hem de “Issız Adam” diye bir tanım da armağan etti dilimize ki birçok kadın sevdiği erkek hakkında pervasızca kullanmaya başladı bu tanımı.

Çağan Irmak, şu sıralar bir televizyon dizisinin senaryosunu yazıyor ama bizi ilgilendiren o değil. Asıl mesele yönetmenin 19 kasımda vizyona girecek olan son filmi Prensesin Uykusu... Çekimleri tamamlandı ve vizyon tarihini bekliyor film. Çağan Irmak, senaryosunu da kendi yazdığı bu filmde Çağlar Çorumlu, Sevinç Erbulak, Genco Erkal, Alican Yücesoy, Şevval Başpınar, Ayşenil Şamlıoğlu ve Funda Şirinkal ile çalışmış.


Umarım unutmazsın
Tiyatronun son dönem yetiştirdiği en başarılı oyunculardan biri Çağlar Çorumlu... İstanbul Efendisi, Tarla Kuşuydu Juliet gibi projelerde gösterdiği performans herkesin aklının bir köşesinde kalmıştır diye düşünüyorum. Eğer tiyatroyla yakından bir alakanız yoksa Yedi Numara adlı diziden bir göz aşinalığınız muhakkak vardır, o da mı olmadı, Haneler'den kolayca tanırsınız. Çağlar Çorumlu, Çağan Irmak'la ilk defa bu filmde çalışıyor ve projeye dahil olmasını şöyle anlatıyor. “Tiyatro Kılçık’la birlikte çalıştığım dönemlerde Çağan Irmak izlemişti beni. Ama daha sonra Şehir Tiyatroları'nda İstanbul Efendisi adlı oyunda oynuyordum ve izlemeye geldiğinde ekip olarak sohbet etme fırsatı bulduk. Oyunculuğumu da beğendiğini söyledi. Hatta ‘kesin bir şey yok ama bir iki yıl içinde bir proje var ve seni onun için arayacağım’ dedi. Ben de ‘umarım unutmazsın’ dedim ve öyle kaldı. Aslında bunu söylemesi bile hoşluktu. Aradan zaman geçince ben meselenin bittiğini düşündüm ve sonra Sevinç Erbulak aradı, Çağan Irmak'ı verdi. Ve böylece başladı.”

Vizyona girmeden, hatta basın gösterimi yapılmadan bir film hakkında bilgi vermek pek iyi bir şey değil elbette ama bir şeyler söylemek de gerekir muhakkak. Çağlar Çorumlu, sadece filmin sıradan insanlarla alakalı olduğunu söylüyor, gerisini biz buluyoruz. Sıradan görünen ama aslında rengârenk karakterlere sahip bir grup insanın birlik olup kaderi değiştirme çabalarını anlatıyor film. Bunu yaparken de hayalle gerçeği, düşle masalı birleştirdiğini, yani hayatı tam da olduğunu gibi anlattığını biliyoruz.



Gözünden bir şey kaçmıyor
Yeni kuşağın birçok oyuncusunun çalışmak için can attığı yönetmenlerden biri Çağan Irmak... Onunla çalışmış, hatta başrol oynamış biri olarak Çağan Irmak'ın oyuncular arasında böyle bir fenomene dönüşmesinin nedenlerini şöyle sıralıyor Çağlar Çorumlu: “Hikâyelerimizi çok iyi biliyor. Anadolu insanını, kasabalılığı da çok iyi biliyor. Bunların yanında oyuncuya sahneyi tarif ederken bir oyuncu gibi oynuyor. Sadece oyuncuya değil yazıya çok hâkim olduğu için gözünden en küçük hata bile kaçmıyor. Yaşamı öyle iyi özümsemiş ki yaşamın her ayrıntısını toplayabiliyor ve bir oyuncunun tüm yeteneklerini görüp onları ortaya çıkarabiliyor. Oyuncunun psikolojisini de çok iyi biliyor ayrıca. Seni istediğin yere koyup herkesi sakinleştirip oynatıyor ve genelde de tek seferde istediğini alıyor oyuncudan.”


Birçok risk aldı bu filmle
Tüm başarılarına rağmen Çağan Irmak filmleri sürekli eleştirildi. Babam ve Oğlum ile Issız Adam gişede başarılı olurken, Ulak ve Karanlıktakiler daha sanatsal kaldı. Ve tüm bunların bilinçli yapıldığı söylendi. Prensesin Uykusu bu bakımdan bir gişe filmi gibi durubiliyor başta. Ama tabii bu sadece afişle birlikte edindiğimiz bir önyargı. Bu konuda bizi aydınlatabilecek tek kişi yine Çağlar Çorumlu... “O, Babam ve Oğlum'un değil Ulak'ın gişede patlama yapacağını beklediğini söylüyor. Hatta Issız Adam'ın da böyle bir gişe yakalacağını ummuyormuş. Bu filmle ilgili ise çok büyük riskler aldığını düşünüyorum. Yine popülist bir iş yaptığını söyleyeceklerdir. Teknik anlamda ve oyuncu yönetiminden senaryo yönetimine kadar çok çeşitli riskler var filmde. Hayaller ve masallar var... Çok zengin bir konu var ortada. Bu iş patlarsa ‘popüler bir iş yaptı’ demek haksızlık olur. Çağan Irmak burada çok yeni bir şey deniyor. Aslında bunları denediği için de her zaman tebrik alan bir yönetmen o...”


Bir diyetisyen, bir oyuncu
Çağlar Çorumlu’nun rol aldığı bazı çalışmaları az evvel söyledik, ama tabii ki bunlardan daha fazlası var onun oyunculuk kariyerinde. Prensesin Uykusu’na kadar uzanan oyunculuk macerasının nerede ve nasıl başladığını kendisi de bilmiyor. Merzifon’da başladığı ilkokul macerasında boş dersi değerlendirmek için gelen öğretmen âdet olduğu üzere ne iş yapmak istediklerini soruyor çocuklara. Doktorlar, mühendisler ve öğretmenler sıraya dizilmişken bir çocuk diyetisyen olmak istediğini söylüyor, Çağlar ise oyuncu olmak istiyor. Öğretmen arkadaşının oğluna “Baban oyuncu olmak istediğini biliyor mu?” diye soruyor. O zaman cevap veremiyor Çağlar, ama bu isteğinin sorun olacağını daha o zaman anlıyor... Aileyi kırmamak için başka bir üniversite kazanıp Eskişehir’e gidiyor. Orada okul tiyatrosunda konservatuara girmesi konusunda teşvik ediliyor ve böylelikle İstanbul macerası başlıyor. İstanbul’la birlikte birçok maddi sıkıntı ve profesyonellik de başlıyor ve Prensesin Uykusu’yla Türk sinemasındaki oyunculuğu biraz daha yukarıya taşıyacak gibi görünüyor Çorumlu.

Taraf
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0