Forumİzmir'in Köpüleri  Yeni Konu 

Köpeğimi öldürdün, mutlu musun? - Mutlu Tönbekici

02 Haziran 2010

hurkus

Köpeğimi öldürdün, mutlu musun? - Mutlu Tönbekici

Dün akşama doğru Ayvalık’tan haber geldi. Bobi’mizi zehirlemişler. Tüm uğraşılara rağmen (nasıl bir Allahın belası zehirse bu) çırpına çırpına ölmüş.

Bobi, hatırlarsanız kendi kendine gelmişti. Cins mins değildi ama yakışıklı ve karakterli bir köpekti. Olmasa ne yazar.. Bir candı işte. Allah’ın bir canı.

Kendi kendine gelmişti bahçemize. Geçen yaz. Bodrum’da tuttuğumuz eve. Biz ona değil, o bize sahiplenmişti. En köpek sevmezlere bile kendini sevdirebilen cinsten bir hayvandı. Cana yakın, munis, oyuncu, laf dinleyen... Kimseye saldırma huyu olmayan bir köpekti. Hırsıza bile.

Ne istediniz ki zavallıdan?

Ne uğraştık onu için. Geldiğinde bir deri bir kemikti. Belli ki bir sahibi varmış önceden, kuyruğu kesilmiş, tasması takılmış. Sonra ne olduysa bize sığındı. Dedik Allah’ın bir garibi. Yemeğimizin artığını mı sakınacağız? Fakat bilen bilir, artık vermeyle kalmıyor köpek insan ilişkisi. Bakıyorsun kenesi var, veterinere götürüyorsun. Hazır getirmişsin, aşılarını vurduruyorsun. Eh hadi madem böyle oldu, yeni bir tasma alıyorsun. İsim veriyorsun. A koktu diyorsun, yıkıyorsun. Derken, otur, kalk, yat, dur, pati ver faslı. Sonra beraber bakkallara gitmeler, beraber yüzmeler, bisiklete binmeler.. Kaybolunca günlerce gecelerce aramalar, bulunca deli gibi sevinmeler... Köpekli aile diye bilinmeler.. Beraber fotoğraf çektirmeler.. Çocuğundan çok da farklı değil yani.

Sonbahar gelip de İstanbul’a dönmeye karar verince ona bir yuva aradık. Başkaları gibi Bodrum sokaklarında açlığa ve kimsesizliğe mahkum bırakamazdık. Ayvalık’ta çok sevdiğimiz bir dostumuz Meliha Hanım “Bana getirin” dedi. Attık arabanın arkasına, Bodrum’dan Ayvalık’a götürdük. Meliha Hanım çok iyi baktı ona. Koca bahçede çok mutluydu. Etrafta dostlar edindi, büyüdü, güzelleşti, tanındı... Ara ara ziyaretine gittik. Bobili gelecek planları kurduk. Nereye yerleşsek de alsak onu yanımıza dedik..

***

Dedik de ne oldu..

Biz evimizdeki karıncaları öldürmeden nasıl kaçırırız diye düşünürken...

Sen tut koca hayvanı zehirle.

Hiç acıma. Hiç düşünme bu benden zeki mi diye.

Ki eminim de öyleydi.

Niye peki? Bilmiyoruz.

Kim yapmış? Onu da bilmiyoruz.

Ayvalıklı meçhul bir cani.

Bu yazıyı da okumayacak, ne yaptığının da farkında olmayacak..

Ve biz onunla aynı dünyada yaşamaya devam edeceğiz.

***

Tanımayınca ölülerin bir manası olmuyor, biliyorum. Köpek işte deyip geçiyorsunuz şu an. Kendi köpeğiniz yoksa veya bu şekilde kaybetmediyseniz bu satırlar çok manasız geliyordur size. Zira ne kadar acı çekerek ölüyorlar bilmez çoğunuz. Sanırsınız ki bir iki dakikalık bir son. Hayır. Günlerce, gecelerce sürüyor. Hiçbir canlının başına gelsin istemeyeceğiniz kadar büyük acılar çekiyorlar. Hayvanlara yapılan ezanın en büyüğü. En büyük günah.

Ne acayip ki cezası bile yok. Çünkü suç değil. Yok yani öyle bir kavram.. O kadar önemsiz. Olsa bile bu adalet sisteminde belki 6 yıl sonra keserler 50 liralık bir ceza. Senin canın gitmiş, ne önemi var... İnsanın bile önemi yokken...

Düşünüyorum da, ne kadersiz bir köpekmiş... Nasıl yazılmışsa, makus talihini çeviremedik gitti.


Vatan

29.05.2010
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0