ForumAşk Doktoru  Yeni Konu 

Aşk ve karasevda romanları - Selim İleri

21 Mart 2010

hurkus

Aşk ve karasevda romanları


Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü'nde Behçet Necatigil, Güzide Sabri maddesini iki kez değiştirmiş. Sözlüğün ilk basımlarında, Güzide Sabri, gözyaşlarıyla örülü aşk ve karasevda romanlarının yazarı olarak tanıtılıyor.

Döneminde çok okunduğu, Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrûkesi'nin çok sevildiği ayrıca belirtiliyor.

Sonraki basımlarda, Güzide Sabri, bir süre, aşırı duygusal romanlar yazarı. Derken "... birçok baskısı olan eserleri..." denilerek, romanlar artık nitelendirilmemiş. Acaba neden?

Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrûkesi yenilerde bir kez daha yayımlandı. Bugünün okuruyla buluşabildi mi, bilmiyorum. Kerime Nadir'in romanları da cep kitabı boyutunda yeniden yayımlanıyor.

Bu soydan romanların edebiyat tarihimizce dışlanmışlığına sık sık değindiğim için olacak, sevgili Irmak Zileli bu tutumun sebeplerini deşmemi istedi; şöyle yanıtladım:

"Kerime Nadir'in eserleri 1930'larda başlıyor ve hemen Hıçkırık'la yazar büyük bir üne kavuşuyor. Bu dönem, Türkiye'nin ülkülerle donandığı dönemdir. İnkılâplar yenidir. Umut ve beklentiler uçsuz bucaksızdır. Koyu 'verem edebiyatı' Hıçkırık ne ülkülerden söz açmaktadır, ne yarın için umutlar söylemektedir. Hatta, Hıçkırık geriye dönmüş, on dokuzuncu yüzyılın sonundaki edebiyata akraba, yirminci yüzyılın başındaki Ölmüş Bir Kadının Evrak-ı Metrûkesi'ne akraba."

Böylesi bir romanın ve romancılık anlayışının 'istenen, özlenen' edebiyatta herhalde yeri yoktu. Böylesi romanlar, sadece, 'halkın çok okuduğu' romanlardı. Fakat halk bu romanları niye bol bol okuyordu? Edebiyat sosyolojisinin verileriyle bir çözümlemeye nedense ihtiyaç duyulmamış.

Handiyse yarım yüzyıl önce, Ankara Caddesi'ndeki, Sirkeci'ye iyice yakın Semih Lûtfi Kitabevi'nin -şimdi yerine tavuk-burgerci açıldı!- önünden geçerken, camekânda Mükerrem Kâmil'in bazı romanlarını görürdüm. Yine 1930'lardan Dinmez Ağrı, Bu Kalp Duracak, Sevgim ve Istrabım... Sonra Ateşten Damla'yı okudum. Ateşten Damla, Ateşten Gömlek esinli, Kurtuluş Savaşı odaklı aşk romanıydı. Ne var ki, Ateşten Gömlek'in humması Ateşten Damla'da yoktu.

Bununla birlikte, Mükerrem Kâmil Su, Murat Uraz'ın Kadın Şair ve Muharrirlerimiz'den (1941) başlayarak, sözlüklerde, seçkilerde, edebiyat tarihlerinde, öteki popüler romancılardan 'farklı' bir yere konur.

Murat Uraz, Mükerrem Kâmil romanlarında aşktan başka, özverinin, sabır ve yurda bağlılığın ağırlık kazandığını belirtmiş. Sonrası daha ilginç: "Romanlarında fazla taşkın ve anormal kimselere tesadüf edilmez."

Taşkın, anormal kişilerin hangi romanlarda geçtiğini tahmin etmek güç değil. Uraz'ın seçkisinde Bu Kalp Duracak'tan bir sahne alıntılanmış. Ne tuhaf, bu sahne bugün bize hayli taşkın, handiyse anormal kişiler yansıtıyor...

Necatigil'in Mükerrem Kâmil yorumunu alıntılıyorum: "Konularını çokluk aşk ve ihtirastan alan, önce dergilerde, gazetelerde tefrika edilmiş, çoğu birkaç kere basılmış romanlarında millî, ahlâkî endişeleri de birinci planda tuttuğu için popüler kadın romancılarımızın faydalılarından biri oldu."

'Faydacılık' ereği okurlara herhalde cazip gelmiyordu. Çünkü Mükerrem Kâmil Su "konularını çokluk aşk ve ihtirastan" almış öteki -kadın, erkek- popüler romancılar çapında ilgi devşirmemiştir. Daha 1950'lerde ünü gölgelenmiş, eserleri yeniden basılmaz olmuş. Yine de Aynadaki Kız (1962) bende buruk bir tat bırakmıştır; özellikle vurgulamak isterim.

Öyle sanıyorum ki, aşk ve karasevda romanlarından yurt sevgileri, ulusal endişeler beklemek, ummak akıl kârı değil. Edebiyatımızın 'sindiremediği', galiba, doğrudan doğruya aşk romanı, hiç değilse o yıllarda. O yıllarda 'aşk romanı'ndan bir bakıma utanılmış. O kadar ki, Reşat Nuri'nin unutulmaz Akşam Güneşi'ne, Dudaktan Kalbe, Ateş Gecesi gibi eserlerine bile "genç kız romanı" denmiş. Halide Edib'den Handan güç belâ ruh çözümlemesi romanı sayılmış.

Hatırlıyorum: Necati Cumalı bir romanına Aşk da Gezer (1975) adını taktığı için epey yadırganmıştı. Edebiyat çevresinden kişiler aşklı maşklı ismi yakışıksız bulmuşlardı.

Edebiyatımızın 'özgürlük sorunları' bir değil, iki değil.



Zaman
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.

Bu tartışmayı Facebook'ta paylaşabilirsiniz:
Facebook'ta paylaş
0