ForumYeni kitaplar  Yeni Konu 

FELSEFENÝN ATEÞÝ - Mehmet Ýnanç Turan

06 Kasým 2009

hurkus

Sait Almýþ'tan "Felsefe'nin Ateþi" üzerine güzel bir yazý...


Mehmet Ýnanç Turan 2007 yýlýnda yayýnlanan, Düþünmenin Felsefi Yolu ve Siz de Filozofsunuz adlý felsefe kitaplarýna bir üçüncüsünü ekledi. Kalkedon tarafýndan Ekim 2009’da yayýmlanan: Felsefenin Ateþi.

***

Mehmet Ýnanç Turan, filozoflarýn gerçeði bulma, hayatý anlama yolunda bir düþünce akýmý yani ”felsefi düþünme” akýmýný oluþturmalarýný, “Filozoflarýn Tutuþturduðu Yangýn” olarak adlandýrýr:

“Felsefi düþünme yolu en azýndan iki bin beþ yüz yýl önce baþlamýþtýr. Dünyayý yorumlamak, bilgiye ulaþmak amacýyla filozoflar bir yangýn baþlatmýþtýr. Gerçeði bulma, anlama yangýnýdýr bu! Felsefi olmayan düþünceleri yakarak, onun küllerinden felsefi düþünceleri yaratma yangýnýdýr bu!”

Felsefenin Ateþi, felsefeye giriþ kitabý olarak adlandýrýlabilir. Bu kitap, Antik çaðdan itibaren filozoflarýn yaktýðý ateþin izini onlarýn söyledikleri ve yazdýklarý üzerinden günümüze dek süren bir çalýþmadýr:

“Bu kitabýn amacý, baþlatýlmýþ felsefi düþünme yangýnýnýn en önemli aþamalarýnda yer almýþ filozoflarýn görüþlerini incelemeye yöneliktir. Herakleitos’tan Descartes’e uzanan köprü üzerinde felsefi düþünme yolunda yürümektir. Felsefe tarihine giriþ yapmaktýr.”

***

Ýlk bölümde, Felsefenin ateþini ilk yakanýn Ýzmirli filozof Homeros olduðunu; yedi bilgelerden Thales’in dünyanýn oluþumunu fiziksel nedenlerle açýklamaya çalýþarak, ateþe büyük bir odun attýðýný, mitolojiden nesnel dünyaya geçilmesini saðladýðýný; Thales’in öðrencisi Anaksimandros’un felsefi yangýna yaptýðý katkýnýn, ilk maddenin sonsuz, sinirsiz olduðunu söylemesi olduðunu; onun öðrencisi Anaksimenes’in de onlarýn yolunda ateþi harlatmaya devam ettiðini öðreniyoruz.

Birinci bölüm “gerçeði arayan”, “bir ýrmakta iki kez yýkanýlmaz,” diyerek diyalektik düþünme tarzýnýn temellerini atmýþ olan Herakleitos’un felsefe yangýnýna katkýlarýnýn kendi kitabýna dayanýlarak, temel konulardaki görüþlerinin anlatýlmasý ile devam ediyor.

Ýkinci bölüm Herakleitos’un yangýna kattýðý diyalektik bakýþ açýsý katkýsýna karþý, ateþi metafizik yönde körükleyen filozoflarýn tanýtýmý ile baþlar. Sonra “hakikatin (doðrunun) görüntünün ötesinde, derinde olduðunu,” düþünen, “deneyim, bilgi, gözlem elde etmek amacýyla dünyanýn hemen yarýsýný dolasan, evrenin, eþyalarýn, nesnelerin görünmeyen çok küçük parçacýklardan yapýldýðýný,” söyleyen Demokritos’un yangýna materyalist yönde yaptýðý katkýlar anlatýlýr.

Üçüncü bölümde sofistler yani para karþýlýðý bilgi satan felsefecilerin görüþleri ile baþlar. Daha sonra sofistlere karsý savaþan, “yaþamýný tartýþarak geçiren adam” Sokrates’in yangýna kattýklarý; din, devlet, mutluluk, ölüm gibi temel konulardaki görüþleri irdelenir. Bu bölümde esas olarak bir mitoloji filozofu olan Platon’un görüþlerinin eleþtirisine geniþ bir þekilde yer verilir.

Yazar, “Platon’un felsefe tarihinde önemi nedir?” sorusunu, ”Platon felsefenin hemen bütün sorunlarýný açýk, net biçimde formüle etmiþtir, sorunlarý ortaya koymuþtur. Sorunlarý formüle etmek, tartýþmayý baþlatmak demektir. Ne yazýk ki Platon, formüle ettiði felsefenin sorunlarýna yanlýþ bir pencereden, dinin ve mitolojinin penceresinden bakar,” diyerek yanýtlar.

Bu bölümde antik çaðýn en önemli filozofu Aristoteles söyle tanýtýlýr:

“Antik felsefenin sistemli yazmayý beceren ilk modern filozofu Aristoteles’tir. O, hem kendinden önceki filozoflarý, hem yasadýðý çaðýn filozoflarýný modern bilim insani olarak eleþtiri masasýna yatýrmýþtýr. Onlarýn görüþlerini eleþtiri süzgecinden geçirerek kendi görüþlerini formüle etmeye çalýþmýþtýr.”

Aristoteles’in insan yasamý ve toplumsal yasamýn her alanýndaki görüþlerini tek ele alýp irdeleyen yazar, onun hakkýndaki yargýsýný þu þekilde dile getirir:

“Materyalizmle (özdekçilikle), idealizm arasýnda gidip gelen deðerli filozof Aristoteles’in, Sokrates veya Platon’la karþýlaþtýrýldýðýnda “gerçekçi” yerde durduðunu kabul etmek gerekir. Aristoteles doðayý deðerlendirirken maddeciliðe, göðe doðru çýktýkça idealizme yaklaþýr. Onun, Platon’un “idea teorisine” karsý açtýðý savaþ maddeci felsefenin olumlu cephesine yazýlmýþ kazançtýr. Aristoteles’in, Platon’u idealist bakýþ açýsýyla eleþtirmesi bu gerçeði deðiþtirmez.”

Dördüncü bölüm Septizm (kuþkuculuk) ve Stoacý (doða ile uygun davranma) filozoflarla baslar. “Dostluðun filozofu” Epikuros’un görüþleri ele alýnýr ve Marks’ýn onun hakkýndaki ”Epikuros Yunan Aydýnlanmasýnýn en büyük temsilcisidir,” yargýsý paylaþýlýr. Bu bölümde ayrýca “Roma imparatorluðu üzerine doðan güneþ,” Lucertius’un yangýna katkýlarý da ele alýnýyor.

Beþinci bölümde geniþ olarak Descartes’in yangýnda çizdiði zikzaklar ve ikili felsefî yapýsý tartýþýlýr. Yazarýn Descartes hakkýnda vardýðý sonuç sudur:

“Görüldüðü üzere karþýmýzda iki parçalý bir filozof var. Doðrular ile yanlýþlarý karýþtýrmýþ bir Descartes. Bir matematikçi olarak doða doktrinini (fiziði) savunabilen, bu alanda birçok doðruya parmak basan Descartes ile doðaüstü doktrini (idealizmi-metafiziði) savunan ve tutucu bir ahlaka sahip Descartes’i birbirinden ayýrmamýz gerekiyor. Onun büyüklüðünü birinci yan (maddeci-fizikçi yan) oluþturuyor. Ýkinci yan ise Descartes’in artik ölmüþ bulunan parçasýdýr.”

Yazar kitabýn son bölümünde Bacon, Passal, Hobbes, Spinoza, John Locke, Immanuel Kant, Hegel ve Feuerbach’in görüþlerini ele alýr ve Friedrich Engels ve Karl Marx’in felsefeyi bilimsel temelde eleþtirerek eski felsefeyi astýðýný anlatýr.

“Marx ve Engels böylece felsefi yangýn içinde felsefi bir devrim gerçekleþtirirler. Teorik olan felsefeyi pratiðin silahý haline getirirler. Sýnýf mücadelesini felsefenin içine sokarak felsefeyi devrimcileþtirirler. Althusser’in 1986’da söylediði gibi: ‘Felsefe, teoride sýnýf kavgasýdýr,’ artik. Bu ayný zamanda soyut insanin yerine toplumsal somut insanin geçiriliþidir. Felsefenin taraflý hale getiriliþidir.”

Felsefenin Ateþi özetimden anlaþýlacaðý gibi, bir “Felsefeye Giriþ” kitabi niteliðinde. Bu niteliði ile Felsefe ile profesyonel olarak yani mesleki olarak ilgili olanlar kadar, çevresinde olan biteni anlamaya çalýþan herkes için de kýlavuz bir kitap olmuþ.

“Filozoflar” felsefeyi gökyüzünden yeryüzüne indirmeyi baþarmýþlar; ama onu ellerine alarak, yýktýklarý tanrýlarýn yerine kendilerini geçirmiþler ve dünyayý sadece yorumlayan ”felsefe tanrýlarý” haline gelmiþlerdir. Yazarýn tüm çabasý ve amacý Felsefeyi “felsefe tanrýlarýnýn” elinden alýp, düþünebilen herkese yani insana ait kýlýnmasýna yöneliktir.

Mehmet Ýnanç Turan, bu kitabý ile felsefeyi sevdirme, felsefenin zor ve anlaþýlmaz olduðu önyargýlarýný yýkma, felsefeyi “felsefe tanrýlarýnýn” katýndan indirip, herkesin anlayabileceði ve katýlabileceði bir yangýn, bilimsel bir çaba olduðunu gösterme yolunda amacýna ulaþmýþtýr.

Kitabý okuduðunuzda, Antik çaðdan bu yana söz söylemiþ filozoflarýn ve felsefelerinin hiç de olaðanüstü, eriþilmez olmadýðýný, sizin de filozof olduðunuzu göreceksiniz. Olmamýz da gerekiyor; çünkü kitabýn son satýrýnda söylendiði gibi, “Felsefede taraflý yangýn devam ediyor”.

Sait Almýþ
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.

Bu tartýþmayý Facebook'ta paylaþabilirsiniz:
Facebook'ta paylaþ
0