Forum7. Sanat-ÝzmirSinema  Yeni Konu 

ÝÞKENCE ODASI-Martyrs-Korkunç bir film

07 Temmuz 2009

deepblueeagle

MARTYRS

Vizyonda tüyler ürpertici bir korku filmi. Ýspanyol filmi [Rec]’den bu yana izlediðimiz en iyi korku filmi. Korkudan çok þiddet ve insan üzerine çok etkileyici bir film de diyebiliriz.

Ve elbette bir Amerikan filmi deðil. Fransýz filmi. Bizce dünyanýn en iyi sinemasý Fransýz sinemasýdýr. Üstelik 2000’lerde yenilikçi, öncü, baðýmsýz filmlerle ataða kalktý bu sinema. La Haine (Protesto), Baise Moi (Öp Beni), Cassel ve Belluci’li Irreversible (Dönüþ Yok), La Vie Revee Des Anges (Meleklerin Düþ Yaþamý) gibi seyri zor, hazmý zor filmleri hatýrlayýn.

Þok edici filmler genelde Avrupa sinemasýndan çýkýyor. Ayrýca, Fransýz sinemasý ile Amerikan sinemasýnýn farkýndan kaynaklanýyor. Amerikan sinemasý halka inmeye çalýþýyor, Fransýz sinemasý ise halký kendine çýkarmaya. Sinemada yeni anlatým tarzlarý, geliþmeler Avrupa’dan geliyor. Baðýmsýz sinema dýþýnda Amerikan sinemasýnýn eðlendirme, göz boyama, duygulara seslenme gibi amaçlarýndan kaynaklanýyor bu. Teknolojik hakimiyet ön plana çýkýyor Amerikan sinemasýnda. Avrupa ve Fransýz sinemasýnda ise öncelikle öykü anlatýmý ve gündelik yaþamýn gerçeklerini, insan iliþkilerini anlatmak kaygýsý var. Ayrýca, Ýtalyan, Ýngiliz, Ýspanyol, Alman sinemalarýndan çýkan yaratýcý yönetmenlerin payý da var. Japon sinemasýný da unutmayalým.

Ýþkence Odasý, bir yanýyla Hostel (Otel) filmini anýmsatýyor. Ýnsanýn acýmasýz, kötü yanýný göstermesi, inançlar, çýkarlar yüzünden insanýn insana yapabileceklerini göstermesi açýsýndan. Ve kendini haklý görmesini. Haneke’nin Ölümcül Oyunlarý’ný da akla getiriyor. 

Film, çok sert bir korku filmi. Hayalet, yaratýk, ruhlar vb. yok. Düpedüz þiddet var. Ýnsanýn insana uyguladýðý þiddet. Ýðrenç, tüyler ürpertici, mide bulandýrýcý, rahatsýz edici bir film. Ama amacý korkutmak deðil. Bakýþ açýnýza baðlý. Heyecan, gerilim deðil. Ders vermek de deðil. Filmde yapýlanlarý görünce iðrenç bir film de diyebilirsiniz. Ama duygularýnýzý bir tarafa býrakýrsanýz saf sinemayý görebilirsiniz. Ýki kýzýn yaþadýklarýna, travmalarýna üzülüyorsunuz bir yandan. Fakat bunlar da hayatýn gerçekleri. Bu tür olaylar olageliyor dünyamýzda. Bu kadar apaçýk izlemek rahatsýz ediyor. Ýnsanýn kötülüðünü, insanlarýn çekebilecekleri acýlarý görmek rahatsýz edici. Filmde duygusal sömürü de yok, özdeþleþme durumu da yok, intikam duygusuna katýlmak da yok. Film tamamiyle gerçekçi. Bu nedenle sinemayý sanat haline getiren filmlerden. Oyuncular, mekanlar, öylesine gerçek ki. Film öyle gerçek ki. 

Filmin tek bir öyküsü de yok. Öyküler birbirini izliyor. Önce, taciz ve þiddet uygulanmýþ bir kýzýn yaþadýðý acýyý, travmayý izliyoruz, sonra büyüyünce intikam almasýný, ve arkadaþýyla birlikte baþýna gelenleri, son bölümde de daha sonra arkadaþýna uygulanan þiddeti, tacizi izliyor ve filmin sonuna geliyoruz.

Lucie adlý küçük bir kýz bir evden çýlgýnca koþarak kaçýyor, korkmuþ, bedeninde ve ruhunda yaralar olarak yalnýz baþýna bulunuyor. Ve bir bakýmevine yerleþtiriliyor. Ancak hiç konuþmuyor. Sessiz. Yaralý. Kabuslar görüyor. Sürekli olarak kendisine saldýran çýplak bir kadýný görüyor. Ona ne olduðu anlaþýlamýyor. Bakýmevinde Anna adlý küçük bir kýz ona çok anlayýþlý, þefkatli davranýyor. Ve hep onun yanýnda oluyor. Lucie’nin þiddet gördüðü, iþkence gördüðü belli ama bir sonuç alýnamýyor.

Aradan 15 yýl geçiyor ve bir ailenin yaþamýný izliyoruz. Normal bir aile. Ýki çocuklu. Sevgi dolu, alçakgönüllü, sýradan bir aile. Aile kahvaltýda iken kapý çalýnýyor. Lucie kapýda silahla gözüküyor ve dördünü de öldürüyor. Öldürürken de mutlu deðil ama öldürüyor. Çünkü ailenin anne babasý ona 15 yýl önce iþkence edenler. Öldürdükten sonra, kabuslarýnda gördüðü çýplak kadýn ona saldýrýyor. Lucie, ona, hepsini öldürdüðünü söylüyor.

Lucie, Anna’yý arýyor. Anna yardýma geliyor. Anna, ailenin suçlu olduðundan emin deðildir. Anna, cesetleri gömmeye baþlar. Bu arada, Lucie, gördüðü kadýnla savaþmaktadýr. Kendini kesmeye baþlar. Kafasýný duvara vurmaya. O kadýn yaptýrmaktadýr bunu ona. Aslýnda kadýn Lucie’nin hayalidir. Çünkü, evden kaçarken, o kadýný görmüþtür, kadýn baðlýdýr ve iþkence görmüþtür. O nedenle kendini suçlu görmekte ve kendini öldürmek istemektedir. Ve Lucie, bahçede boðazýný keser.

Anna ona bakým yapar, sonra evin altýnda bir iþkence merkezi ve iþkence edilmiþ, demirlere baðlý bir kadýn görür. Kadýný kurtarýr, eve çýkarýr, bakým yapar, ancak, kadýn bir býçak bulup kendini öldürmek ister. 

O anda bir silah patlar ve kadýn ölür. Eve siyah giyimli birkaç kiþi girer ve Anna’yý alttaki iþkence merkezine götürürler. Zincirlerler ve iþkence ederler. Günlerce dövülür. Sonunda artýk acý çekmemeye baþlar. Canlýdýr ama karþý koymaz. Acýya kayýtsýz kalmýþtýr. Bir çeþit huzur vardýr. Çizgiyi aþmýþ, öbür dünyaya gidip gelmiþtir. Ve, onu esir alanlar, onun öbür dünyaya gidip dönme deneyimini öðrenmek isterler. Ondan öbür dünyayý anlatmasýný isterler.

Aslýnda ona ve daha önce yýllarca baþka kýzlara acý çektirenler, iþkence edenler, insanýn acýdan kurtulup, öbür dünyaya gidip gelip onlara bilgi vermesini istemektedirler. Bir çeþit tarikat gibi. Kýzlarý da kurbanlarý deðil, acýnýn, ölümün þahitleri gibi görürler. Martyr, Yunanca þahit demektir. Daha dayanýklý olduklarý için kýzlarý seçmektedirler. Anna ile baþarýya ulaþmýþ gibidirler. Ama film beklenmedik bir sona ulaþýr.

Sert, acýmasýz, þiddetli bir film. Hayat gibi. Kaçýrmayýn. Böyle filmler her zaman gelmiyor.

Ýzlediðimiz ve sitede yazdýðýmýz filmler arasýnda þimdilik en iyisi. 


gökhan özgen
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.

Bu tartýþmayý Facebook'ta paylaþabilirsiniz:
Facebook'ta paylaþ
0