AÞK SÖZLERÝ KULAÐA FISILDANDIÐINDA MI ETKÝLÝDÝR, YOKSA AÞK EYLEME DÖNÜÞTÜÐÜNDE MÝ?

02 Mayýs 2010 22:42 / 3898 kez okundu!

 


28. Ýzmir Tiyatro Günleri’nin en çarpýcý oyunlarýndan biri kuþkusuz Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu’nun Aþk Sözleri adlý yapýmýydý… Ýstanbul Halk Tiyatrosu’nun kurucularýndan biri olan Kemal Kocatürk’ün, William Shakespeare’in oyunlarýndan seçtiði sahneleri, aralarýna baðlantý metinleri yazarak kurgulayýp yönettiði Aþk Sözleri adlý oyunda, Shakespeare’in aþk temalarý özelinde, insanoðlunun bir türlü tanýmlayamadýðý aþk kavramýna farklý bakýþ açýlarý yansýtýlýyor.

28. Ýzmir Tiyatro Günleri’nin en çarpýcý oyunlarýndan biri kuþkusuz Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu’nun Aþk Sözleri adlý yapýmýydý… Ýstanbul Halk Tiyatrosu’nun kurucularýndan biri olan Kemal Kocatürk’ün, William Shakespeare’in oyunlarýndan seçtiði sahneleri, aralarýna baðlantý metinleri yazarak kurgulayýp yönettiði Aþk Sözleri adlý oyunda, Shakespeare’in aþk temalarý özelinde, insanoðlunun bir türlü tanýmlayamadýðý aþk kavramýna farklý bakýþ açýlarý yansýtýlýyor.

Aþk Sözleri’nde kadýn oyuncularýn performanslarýnýn erkek oyunculara belirgin bir biçimde üstünlük saðladýðý gözlense de, genel anlamda sahnelerimizde fark yaratan bir kolaj çalýþmasý olduðunu söyleyebilirim. Son birkaç yýldýr çok sayýda deneysel Shakespeare çalýþmasý yapýlýyor ve hemen hepsinin birbirinden farklý yönlerde baþarýlý olduðunu söylemek mümkün… Elbette bu durum, öncelikli olarak Shakespeare ustanýn baþarýsý… Ýncelikli dili, ironik felsefesi, çok renkli karakterlerinin insani boyutunun güçlülüðü, keskin zeka ürünü kusursuz kurgu becerisi ile çok farklý yorumlara açýk metinleri sayesinde, çaðdaþ tiyatromuza nitelikli deneysel çalýþmalar armaðan etmeleri konusunda yazar ve yönetmenlere yol gösteriyor Shakespeare. Ýþte Aþk Sözleri de bu doðrultuda oluþturularak aþký eyleme dönüþtüren bir çalýþma olmuþ.

William Shakespeare’in, Romeo ve Juliet, Hýrçýn Kýz, Othello, III. Richard, Hamlet, Kýsasa Kýsas, Macbeth ve Bahar Noktasý oyunlarýndan, -Can Yücel, Özdemir Nutku, Berna Moran, Sabahattin Eyüboðlu ve Zeynep Avcý çevirileriyle- seçilen sahneler, açýklayýcý bir ön oyun ve sahneler arasý geçiþleri saðlayan ara metinlerden oluþuyor. Üç kadýn ve üç erkek oyuncu, cinsiyetlerinin verdiði karþýtlýktan da yararlanarak “aþk” temasý üzerine toplumsal, kiþisel, dönemsel, politik görüþ farklýlýklarýný ortaya atarak bir tartýþma konusu yaratýyor, yer yer kendi içlerinde çeliþip uzlaþýyor, böylece aþk temasýnýn farklý yüzlerine göndermeler yapýp, Shakespeare oyunlarýnýn bir sahnesinden örnekle düþüncelerini pekiþtiriyorlar… Bu ara sohbetler bir yandan da seyirciyi günümüze taþýyarak dikkati uyanýk tutmayý amaçlýyor.

Episodlarý baðlayan metinler düþünsel yönden baþarýlý olsa da, komedi malzemesi yönünden biraz zayýf. Bazý noktalarda kolay tüketilebilir popülist espriler kullanýlmýþ, bu da zarif ve kalýcý Shakespeare ruhuna aykýrý durmuþ diye düþünüyorum…

Birinci Episod: Romeo ve Juliet…

Kýsa bir tanýtým niteliðindeki Ön Oyun’un ardýndan, birinci episodda, aþk temasý deyince ilk akla gelen ve Shakespeare’in en bilinen hikayesi olan Romeo ve Juliet’ten bir sahne izliyoruz… Ýki düþman aile Montague ve Capulet’lerin çocuklarý, aile engeline raðmen her türlü zorluðu ve bu aþkýn kurbanlarý olmayý göze alýrlar. Romeo ve Juliet, aþk temalý oyunun ilk episodu olmasý itibarýyla, öncelikle aþkýn engel tanýmazlýðýna deðiniyor. Gerçek aþk, her þeyi göze almak, herkesi karþýna alma cesareti göstermektir temasýyla karþýmýza çýkýyor. Bu episodda oyunculuk açýsýndan baþarýlý bir Romeo ve Juliet izliyoruz.

Ýkinci Episod: Hýrçýn Kýz…

Zengin Baptista'nýn evlilik çaðýna gelmiþ iki kýzýndan küçük olaný Bianca, görgülü ve kibardýr, kendisiyle evlenmek isteyen pek çok kiþi vardýr. Katharina ise, aðzý bozuk, çekilmez biri olduðu için pek talibi yoktur. Babtista, küçük kýzý Bianca ile evlenmek isteyen Hortensio ve Gremio'ya, önce Katherina’yla evlenecek birini bulmalarý þartýný koþar. Hortensio’nun Verona'dan yeni gelen dostu Petruchio’ya bu durum ilginç gelir ve Katharina'yý yola getirmek için kollarý sývar. Bir ön oyun ve beþ perdeden oluþan Hýrçýn Kýz, Shakespeare’in en çok sahnelenen oyunlarý arasýndadýr.

Dengeli ve ölçülü oyunculuðu ile dikkat çeken Deniz Çakýr, Katherina karakteri için uygun bir seçim olmuþ. Katherina’yý dize getirme çabasý içinde izlediðimiz Kemal Kocatürk de, Petruchio karakteri için biçilmiþ kaftan. Aþkýn bu noktada ortaya çýkan yüzüne; karþýndakini deðiþtirme çabasýndan ziyade, olduðu gibi kabullenme demek istiyorum, çünkü aþýk zaten maþuðu olduðu gibi sevdiði için aþk ortaya çýkmýþtýr, aksi düþünülemez pek…

Üçüncü Episod: Othello…

Aþkýn bir yüzü de kýskançlýk… En yakýp kavurucu aþama olan kýskançlýk temasý, Othello oyunundan alýnan “mendil sahnesi” ile yansýtýlýyor… Othello, düþmaný Iago’nun kýþkýrtmasýyla, kendisi için çok önemli olan mendili, gizlice buluþtuðu Cassio’ya verdiðini sandýðý masum eþi Desdemona’yý acýmasýzca yargýlayarak öldürür. Kemal Kocatürk, Kýsasa Kýsas’taki Yargýç Angelo rolünün hakkýný veriyor, ancak Othello sahnesi için aynýsýný söyleyemeyeceðim. Kýskançlýktan doðan öfkenin kýskývrak yakaladýðý Othello karakterinin masum Desdemona’yý ürkütecek kadar kabalaþýp gözünü kin bürümüþ vahþi bir Maðripli haline geliþi, yani “tavýr” yönünden Kocatürk baþarýlý bir Othello olsa da, Othello’nun sevdiði kadýnýn ölümünü istemekle vicdan azabý arasýndaki iç çeliþkisini yüreklere dokunacak derecede iyi yansýtamýyor.

Othello sahnesinin ön oyununda oyuncular namus kavramýný sorguluyorlar ve ülkemizde namus kavramýnýn kadýna eþit davranmadýðýný ortaya koyuyorlar, tabii ki yine coðrafyamýza ait gerçekler söz konusu olduðunda kadýn oyuncularýn bu söz düellosunda üstün geldiðini görüyoruz.

Dördüncü Episod: III.Richard…

III. Richard, Shakespeare'in tarihsel dörtlemesinin son oyunudur. Ýngiltere tarihindeki 'Güller Savaþý' diye anýlan iç savaþlarýn anlatýldýðý bu oyunlarda taht kavgalarý ve iktidar hýrsý gözler önüne serilir… Bu oyun Elizabeth Dönemi tiyatrosunun yaný sýra, Ortaçað tiyatrosunun da izlerini taþýyan bir geleneði yansýtýr. Dramatik yönden Shakespeare'in ilk dönem oyunlarý arasýnda en önemlilerindendir.

Çirkin ve kambur bir adam olan Richard, kompleksli, ama çok da hýrslý bir karakterdir, hainlikle bile olsa kendini kanýtlamaya kararlýdýr, kardeþi Kral IV. Edward’ý kýskanmakta, iktidar ateþiyle yanýp kavrulmaktadýr. Aþk Sözleri’nin bu episodunda; Richard’ýn, Lancaster Hanedaný Galler Prensi Edward Westminster'in dul karisi Lady Anne’i elde etme çabasýný izliyoruz… Hala kocasýnýn yasýný tutmakta olan Lady Anne, baþlangýçta Richard’tan nefret etmektedir, fakat onun yalvarmalarýna dayanamayýp sahte aþkýna kanarak evlenmeyi kabul eder. Richard, Lady Anne’i elde ettikten sonra bir kenara atmayý düþünmektedir.

Richard’ýn hain ve kötü karakterini yansýtma konusunda Kemal Kocatürk’ün baþarýlý olduðu bu episod öncesinde, oyuncular arasýnda aþkta yalan üzerine bir tartýþma izliyoruz.

Beþinci Episod: Hamlet…

Hamlet’in Ophelia’yý aþaðýlayarak kendinden uzaklaþtýrdýðý sahne, aþk kavramý için doðru bir seçim mi bunu sorgulamak lazým. Elbette burada da bir aþk vardýr, ama Hamlet karakterinin tutkulu yöneliþi aþk odaklý deðildir. Burada Hamlet, annesi ile amcasýnýn, kral babasý ve Danimarka’ya ihanetlerini içine sindiremeyerek bir deðiþim- dönüþüm geçirmiþ, annesinin masumiyetine duyduðu inancý kaybetmesiyle birlikte kadýnlara, dolayýsýyla da masum aþký Ophelia’ya güvenini yitirmiþtir, onu aþaðýlamasý da bundandýr. Bu noktada daha çok, insanýn aldýðý psikolojik yaralarý aþýk olduðu kiþiye yansýtma biçimine bir vurgu yapýlýyor diyebilirim. Hamlet’in bir sözü vardýr; “Doðruluðun gücü güzelliði kendine benzetinceye kadar, güzelliðin gücü doðruluðu bir kahpeye çevirebilir”. Annesinden öyle kapanmaz bir yara almýþtýr ki Hamlet, Ophelia’nýn saflýðý bile artýk bu yarayý iyileþtirecek güce sahip deðildir.

Ophelia rolünde Eren Balkan sade ve ölçülüydü, ancak Ali Ýl’in Hamlet rolü için yeterince tutkulu bir oyuncu olmadýðýný düþünüyorum, Shakespeare oyunculuðu için fiziði uygun, ancak duygusu eksik, Hamlet’i sýnav parçasý olarak veriyormuþ izlenimi uyandýrdý bende.

Altýncý Episod: Kýsasa Kýsas…

Ne tam olarak komedya ne de tragedya olmadýðý için “problem oyunlar” sýnýflandýrmasýna girdiði düþünülen Kýsasa Kýsas’ta, aþkýn gönüllü kölelik olduðu, kimsenin kalbinin zorla kazanýlmayacaðý temasý ön plana çýkartýlýyor.

Viyana Dükü, önemli bir diplomatik görev için þehirden ayrýlacaðýný açýklamýþ ve þehrin idaresini özellikle zina suçlarýnda çok hoþgörüsüz bir yargýç olan Angelo’ya býrakmýþtýr. Dük’ün amacý, þehirden ayrýlmayýp gizlice Angelo’nun rezilliðini gözlemlemektir. Bu arada genç asilzade Claudio, niþanlýsý Juliet’i nikahsýz hamile býraktýðý için tutuklanýr. Claudio’nun, þehrin kanunlarýna göre zina suçundan yargýlanacaðýný öðrenen kýz kardeþi Isabel, aðabeyini affetmesini dilemek için Yargýç Angelo’ya gider. Fýrsatçý Angelo genç kýzdan çok hoþlanýr ve kendisiyle beraber olmasý karþýlýðýnda aðabeyini affedeceðini söyler. Rahibe Isabel, gururuna dokunan bu teklif karþýsýnda aðabeyinin ölmesini tercih edecek kadar iffetli bir insandýr.

Mihrace Yekenkülüð’ün Isabel rolünde, Kemal Kocatürk’ün de, Yargýç Angelo rolünde gerçekten çok iyi oyunculuk çýkarttýklarýný söyleyebilirim. Bu episod, oyuncular arasýnda kadýn-erkek tartýþmasýný getiriyor ve sahnenin kýssadan hissesini Mihrace Yekenkülüð ortaya koyuyor: “Köpekler, en fazla salondaki halýnýzý kirletirler, ama erkekler, bütün hayatýnýzý”

Yedinci Episod: Macbeth…

Aþkýn intikamla ve nefretle iç içe bir duygu oluþu sadece Macbeth’le sýnýrlý deðil, gazetelerin üçüncü sayfa haberleri aþkýn ýstýrabýna yenik düþen insanlarla dolu… “Aþkýn sembolü kalptir, ama aþkýn bilinçaltý Lady Macbeth’dir” diyor oyuncular oyunu tartýþtýklarý sahnede…

Lady Macbeth, kocasý için tahtý saðlamlaþtýrabilmek amacýyla sarayýnda konuk olan Ýsveç Kralý Duncan’ý acýmasýzca öldürme planý yapar ve bu konuda kocasýný kýþkýrtarak cinayete teþvik eder. Lady Macbeth son derece soðukkanlý ve kararlý olsa da Macbeth cinayet iþlemek konusunda endiþeli ve kararsýzdýr, ancak karýsýnýn ihtirasýna dayanamayarak Duncan’ý uykusunda öldürür. Lady Macbeth’in soðukkanlý ve kararlý bir ruh haliyle cinayet planý yapan ihtiraslý karakterini Deniz Çakýr çok iyi yansýtmýþ, oyuncu Lady Macbeth rolü ve Shakespeare oyunculuðu için kuþkusuz biçilmiþ kaftan. Sesi, fiziði, sahne duruþu, rahatlýðý ve rol çözümlemelerindeki baþarýsýyla dikkat çeken bir oyuncu. Ancak Ali Ýl'in, Macbeth’in iç çeliþkisini yansýtmada yeterince derinleþmediðini ve belki de bu nedenle Duncan’ýn öldürüldüðü sahnenin dramatik etkisinin zayýf olduðunu düþündüm.

Sekizinci ve Son Episod: Bahar Noktasý…

Kolajýn sekizinci ve son episodu olan Bahar Noktasý, kolaj için seçilmiþ ikinci Komedya. Bu sahne, diðer episodlara göre fazla uzun tutulmuþ, belli ki oyuncular bu oyundan çok zevk almýþlar ve finali bir komedyayla yaparak akýlda kalmak istemiþler, haliyle oyunun en renkli ve güzel kýsmý da Bahar Noktasý olmuþ, Episoddaki güçlü ve dengeli oyunculuk da daðýlýmý da cabasý… Oyun yeterli komedi malzemesini içeriyor elbette, ama bu sahnede hem mizansen, hem de oyunculuk yönünden mükemmel bir uyum ve çok zekice buluþlar var. Aþk perisinin büyüsü sonucu herkesin birbirine karþýlýksýz aþka tutulmasý renkli bir komediyi getirir bu oyunda… Eleni Dimitri’ye, Hermia ve Ýskender ise birbirlerine aþýktýrlar, fakat Aþk Perisi yanlýþlýkla Ýskender ile Eleni’nin arasýný yapar, böylece herkes karþýlýksýz aþka tutulur. Özellikle, Hermia ve Ýskender Eleni’nin aþký için tartýþýrlarken aþk perilerinin dizi izler gibi dedikodu yaparak çekirdek çitlemeleri çok eðlenceliydi…

Takým oyunculuðu en çok bu kýsýmda ortaya çýkýyor, diðer sahnelerde daha çok bireysel oyunculuklarýn hakimiyeti söz konusu. En keyifli sahne kuþkusuz Bahar Noktasý, ancak finale giden episodun bu denli uzun tutulmasý oyunun kendi içindeki dengesini bozuyor, belki bu sahne biraz kýsaltýlabilir.

Bahar Noktasý, Can Yücel’in çevirisi olduðu için, “Boþver be yaþý baþý aþk var mý aþk, sen ondan haber ver? dizeleriyle selamlamak istemiþler þairi, fakat þiir çok uzun olduðu için hem mizanseni bölmüþ, hem de eklektik bir yaklaþým olmuþ, keþke sadece bir dörtlük þeklinde kullanýlsaydý diye düþünüyordum ki, sevgili Kemal Kocatürk bu þiirin kendisi için ne denli önemli olduðundan ve Bahar Noktasý'na güzel bir geçiþ saðladýðýndan söz etti… Kocatürk'ün bu inceliði gösterdiði sýrada Can Baba'nýn o içten gülüþüyle oyunu izleyip Aþk dizeleri fýsýldýyor olmasý mümkündür...

Sahne Tasarýmý…

Sahne üzerinde makyaj masalarý ve kostüm dolaplarýyla yaratýlan kulis ortamý oyunun ruhuna çok uygun bir dekor anlayýþý, böylece rahat bir oyun alaný da yaratýlýyor.

Son yýllarda izlediðim oyunlar arasýnda en iþlevli ve güzel kostümleri ortaya çýkartmýþ Þirin Daðtekin… Kadýnlarda ten rengi iç elbiseler üzerine giyilen pratik çözümlü kostüm parçalarýyla hem dönem, hem de karakter geçiþlerinde kolaylýk saðlanmýþ. Özellikle de Lady Macbeth kostümü çok çarpýcý. Ýstanbul Devlet Tiyatrosu’nun baþarýlý tasarýmcýsý bu oyundaki kostümleriyle Afife Jale Ödülleri’ne aday… Deniz Çakýr’ýn da, Yardýmcý Rolde Yýlýn En Baþarýlý Müzikal ya da Komedi Kadýn Oyuncusu Dalý’nda ayný ödüle aday olduðunu belirtmek isterim.

Son Söz…

Aþk Sözleri, aþk temasýna getirdiði farklý bakýþ açýlarýyla, hem toplumsal hem de psikolojik açýdan yerinde göndermeleri olan, yer yer güldürürken düþündüren baþarýlý bir kolaj çalýþmasý. Kemal Kocatürk, tiyatro tarihinin en seçkin oyunlarý olarak görülme yanýlgýsýna düþülen, oysa ki hayatýn ve insanýn ta kendisi olan Shakespeare oyunlarýný, her kesimden insanýn anlayabileceði bir þekilde ve sade bir dille yorumlamýþ, ki Shakespeare oyunlarýnýn özü buna çok müsaittir zaten…

Daha önce de dediðim gibi takým oyunculuðu, episodlarý baðlayan sahnelerde ve Bahar Noktasý episodunda ortaya çýkýyor, diðer sahnelerde bireysel performanslar birbirinden çok farklý, elbette bu durumun biraz da Shakespeare'in ana karakterlerine ait sahnelerin hakimiyetinden kaynaklanmasý doðaldýr. Ayný þekilde, Kemal Kocatürk, belki de oyunun yaratýcýsý olduðu için, bütün önemli rolleri üstlenmiþ ve baþarýlý da olmuþ. Oyuncunun seyirciyle birebir iletiþimi sempatik ve sýcak bir anlatým saðlýyor. Kadýn oyuncularýn sýrtladýðý oyunda özellikle Mihrace Yekenkülüð, içsel yolculuðu, rol çözümlemeleri ve duygusu yönünden oyunun en baþarýlý oyuncusu, hem de Shakespeare oyunculuðu için mükemmel bir seçim. Daha önce de söylediðim gibi, Ali Ýl’in duygusu eksik, Erkan Pekbay’ýn rolleri ise, Bahar Noktasý dýþýnda biraz geri planda kalmýþ.

Koreografinin tamamlanmamýþ duygusu yarattýðýný, danslarýn fazla çalýþýlmadan sonradan eklenmiþ gibi olduðunu düþündüm, söz ettiðim birkaç ufak ayrýntý dýþýnda sahnelerimizde görmeyi özlediðimiz nitelikte, keyifli bir oyun Aþk Sözleri… Ekibi kutluyor ve iyi seyirler diliyorum.


Baþak SAKIZLIOÐLU
Metin Yazarý - Dramaturg

Nisan 2010

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.