Sevgisiz diktatör babalar

04 Mart 2018 13:39 / 1330 kez okundu!

 

 

Baba oğul Esad’ları iyi bilen Lübnan’lı yönetici Joumblatt, iyi tanıdığı baba Hafız Esad’ın tam bir diktatör, bir cani olsa da, oğlundan daha uygar olduğunu vurgular. ’Bir gün Beşşar bana ülkede babasının fotoğrafı kalmadığını söylerken, onu silmek ister gibiydi. Patolojik bir yalancı olduğunu anlamak için psikiyatr olmaya gerek yok.' 

 

******

Sevgisiz diktatör babalar

 

Asıl makamınızın sorgusuz sualsiz cehennem olacağını düşünsek de, yalan ve sahici hayat arası nerede eyleştiğinizi merak edenimiz çok.

Gözünüzü kırpmadan verdiğiniz ölüm emirleri, toplu kıyımlar düşünüldüğünde, size biçilecek ilahi bedel sonsuz ölüm yahut hafıza silinmesi ya da iyi hal indirimi uygulanma olasılığını düşünmek bile istemiyor, insanlık.

Hiç düşünülmeyen yanınız, babalığınız.

Diktatörden baba olur mu? Neden olmasın? Olursa, nasıl olur? Ya çocukları ne olur? Diktatörün zorbalık /acımasızlık geni torunlarına ve onların da ötesine ulaştığında ne olur?

Beyaz Rusyanın başındaki Lukaşenko burada yirmi yıl mutlak erk sahibi, altmışında üç oğul sahibi, siyasi yönden daha etkileyici yanı ahlakı. Bu erdemleriyle havasından geçilmeyen Lukaşenko, oğlunun ona, ‘baba, tamam başkansın, biz de senin yakınında dikenli teller arkasında oturuyoruz. Peki yarın yeniden ya seçilmezsen, o zaman nerede oturacağız?’ dediğinde, yanıtlayamaz. Ellisinde evlilik dışı ilişkisinden bir oğlu daha olduğunda, onunla aynı gün kutlayabilsin diye doğum gününü bile bir gün kaydırarak, oğluyla aynı gün doğmuş olur.

Yanından ayırmadığı bu son oğlu, daha ne kadar kalacaksın diye babasını kolundan çekiştirir, devlet adamları görüşürken öyle ki bu durum sosyal medyada sarakaya alınır, ‘para toplayalım da başkana dadı tutalım, adamcağız devlet işlerini görmek için zaman bulsun’ diye.

Oğullar diktatör babalarının gölgesinde kalırken, kızlar ya tam bir boyuneğme ve hayranlık sergiler, ya dikbaşlı olurlar.

25 yıldan çok SSCB'nin başındaki Stalin misal… Her kıpırtıyı kanlı biçimde bastıran Stalin üç çocuk babasıdır ve küçük kızı Svetlana gözbebeğidir, buyurun burdan yakın…

İlk karısı tifüsten ölen diktatör ikincisinden bu kez iki küçük çocukla dul kalınca, ki bu ikincisi canına kıymıştır, koca Rusya ve yüz yetmiş milyon insanı yöneten Stalin, üç küçük çocuğu yönetemez. İki evliliği de başarısız olan kızı için soğuk savaş teorisyeni ve kendinin sıkı takipçisi teorisyen İdanov’un oğluna göz diker Stalin, ama, baba hatırına vardığı kocasından kızı doğar doğmaz ayrılır, Svetlana.Adını gizler, kendini gizler, tarihin unuttuğu onun da unutulmayı seçtiği biri olarak toplu konuttaki evinde 85’inde ölür, Stalin’in kızı, imi timi belli olmadan. Hristiyan geleneğinde babanın günahları ancak üç kuşakta ödenir, diyerek…

Diktatör babanın adı da kendi de ağır yük, çocuklarına Mussolini’nin gözbebeği kızı Edda’nın babasına hayran, onu kıskanan ilişkisi kocasının ölümünden sorumlu tutunca, sevgiyle nefret arasında parçalanır. Oğlunu deniz kuvvetlerine verir, uzak ülkelere yollar, Mussolini. Rachel’le evliliğinden beş çocuğu olur, kimbilir onlara neler olur?

Mussolini’nin kızını isteyen genç diplomat Ciano’ya kızını öğemez, karısı da ‘elinden bir iş gelmediğini bilin, kişiliğinden hiç sözetmeyelim,’ der. Kızıyla damadını balayına yolcularken veda zamanında rahatça ağlayabilmek için, yolda ayrılır. Diktatörler de ağlarmış demek…

Babasını olağanüstü biri diye gören Carmencita, Franco’nun kızı…Yedi çocuk doğurur, hepsi büyükbabaya hayrandır. Kızı, ‘Babam Franco’ kitabını yazarken, oğlu Francis, ‘Büyükbabam Sıradan Bir İnsanken’ kitabını yazar, balıkçılık ve av arkadaşı, akıl hocası olarak sözederek…

Mao, komünist Çin Halk Cumhuriyetinin ilk başkanı resmi olarak on çocuk sahibi, gayrıresmi olanlar kayıt dışı, ama, gözdesi, ‘büyük oyuncak bebeği’ en küçük kızı Li Na…Öyle ki, küçük kızı için gözyaşı bile döker, Mao. En küçük kızı dışında bütün çocukları için namevcut babadır, Mao…

Feda edilen ve Sovyetler birliğinde unutulan oğullar da Mao’nun çocuklarıdır bu arada. Savaşa yolladığı oğlunun öldüğünü gelini yıllarca bilemez, onun emriyle.

Dünyanın en kalabalık ülkesini otuz yıl tam bir diktatör olarak yöneten Mao, elli milyon vatandaşının ölümünün vebalini sırtında taşımaktadır. Taptığı kızının bir uşakla evlenmesini hazmedemez, torununu kucağına bile almaz. Öleceği sıra, hem çocukları hem karılarını merak eder, bir ömür boyu yüz çevirdiği, hesaba almadığı en yakınlarını…

Çavuşesku çiftinin kızı Zoya, diktatör babasına tapar. Abisi ise babanın siyasi düşmanının kızını alınca, ailesinden geri durur. Babaları giderek paranoyak bir megaloman olurken, Romanya kan kaybetmekte, halk açlıktan kırılmaktadır. Zoyanın diktatör babasının gölgesi ölümde bile onu kovalar, rahip Zoya için ayin yapmayı kabul etmez, çünkü Çavuşesku onun kilisesini yıktırmıştır. Zoya’nın baba adını sırtında kambur ettiği son seferdir bu.

Castrolar ayrı alemdir, Fidel annesi henüz babasının metresi ve aşçısıyken doğmuştur. Evlilik dışı çocuktur, tutma aile yanına verilir, babası Fidel’i ancak 43 yılında tanır. Çocuklarına duygulu yaklaşmaz Fidel, kızından kendisine Comandate diye seslenmesini ister, baba demek yasaktır, o da hep Castro diye sözeder, babasından. Beş oğluna hep A harfiyle başlayan adlar takar Fidel, hepsi de baba gölgesinde kalan çocuklar olur bunlar. Metresi Alman Lorenz’den olup ortalarda görünmeyen oğul Andres’e ne olduğu bilinmez? Bebek annenin elinden mi alındı, yoksa çocuk tahliye mi edildi?Bunu kimse bilmez.

Haiti Karayiplerin ilk diktatörü Duvalier, İran’ın Şah Rıza Pehlevi’si, Kuzey Korenin Kim hanedanı, Orta Afrika cumhuriyetinin Bokassa’sı, eski Belçika Kongo’su, Zaire’nin Mobutu’su, Şili’nin Pinochet’si, Irak’ın Saddam’ı, Suriye’nin Hafız Esad ve oğulları, Libya’nın Kaddafi’si, Mısır’ın Mübarek’i, bütün diktatörlerin çocuklarının babalarından sebep büyük bedel ödediği, mutsuz ve yoksul yaşayıp başları yerde öldükleri görülüyor.

Beşşer Esad kendi halkını kimyasallarla, bombalarla öldürürken, ardarda çocukları olması, herkese garip gelse de, diktatör için doğal olan bu, demek ki…

Öteki kardeşleri arasında en silik ve utangaç olan Beşşar, kekemedir, şefkatle işi olmayan babasının gölgesinde yaşarken, doğum günü kutlamasında babası için gerekli coşkuyu göstermeyince, onun kim olduğunu bilmeyen görevli bir tokat aşkeder yüzüne. Normal ve uyumlu bir çocukluk geçirdiğini söylese de, yaptıkları yapacakları hakkında çok ipucu veren Esad, göz hastalıkları doktorudur, ne çare siyaseten uzağı görememektedir…

Baba oğul Esad’ları iyi bilen Lübnan’lı yönetici Joumblatt, iyi tanıdığı baba Hafız Esad’ın tam bir diktatör, bir cani olsa da, oğlundan daha uygar olduğunu vurgular. ’Bir gün Beşşar bana ülkede babasının fotoğrafı kalmadığını söylerken, onu silmek ister gibiydi. Patolojik bir yalancı olduğunu anlamak için psikiyatr olmaya gerek yok, korkutucu ölçüde yalancı ve kaba bir çift kişiliğin tezahür ettiği bir psikopat var karşımızda ve ikinci bir emre kadar ortalığı kırıp geçirmeye devam edecek…’

Sevgisiz diktatör babaları anlatırken, bırakın çocuklarının ne çektiğini, dünyanın onların elinde ne çektiğini düşünmeli…

 

Ayşe KİLİMCİ

04.03.2018

 

Kaynak: YKY. Diktatörlerin Çocukları.

(Hzrl. J.Christophe Brisard-C.Ouetel.Çeviri: Olcay Kunal)

Son Güncelleme Tarihi: 05 Mart 2018 00:35

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.