KAPATMAK DA YASAK, AÇMAK DA… KADINLAR, BÝRLEÞÝN! YASAKLAR YASAKLANSIN…

12 Ekim 2010 12:22 / 1845 kez okundu!

 


‘Baþýný örtüyor diye laik otoritenin eðitim dýþýna ittiði kadýnlarýn, kýzlarýn hakkýný bir yana býrakarak, örtünmenin yalnýzca erkek egemen köküne iþaret etmek yanlýþ. Kadýnýn nasýl giyineceðine ve nasýl hareket edeceðine yalnýz laik elitler mi karar verecek?’ diyen siyaset erbabý ve sosyal rahatsýzlýk uzmanlarýnýn bulgusunun ilk bölümüne katýlýp, ikinci fasýla ek düþerek baþlamalýyým; evet, baþý örtülü diye kýzlarýn eðitim hakkýnýn ellerinden alýndýðý ayýptýr!

Ancak kadýna giyim koþullarýný dayatan laik elitler olduðu kadar, bölgesi, koþullarý, kocasýdýr da, kamuda çalýþmasýdýr, inancý yahut inançsýzlýðý veya hevesidir…

‘Örtünen kadýný eðitim alanýnýn dýþýna atarak, toplumsal yaþamýn içine sokmayarak, her alaný onlara yasaklayarak, onun dünyayla iliþkisini yýllardýr koparmak isteyen modernistler aslýnda kadýný ikinci sýnýf gören bir zihniyeti körüklemekten baþka ne iþe yarýyorlar?’

Elhak, haklýsýnýz üstadým, ama ikinci sýnýflýk reva görülen baþörtülü kadýn geri adým atmýyor, bir þekilde okuyor, kendini geliþtiriyor, yol yordamýný bulup meslek sahibi oluyor, çalýþma hayatý içinde yerini alýyor. Hafife alýnacak kadýn deðil, baþörtülü hemcinslerim.

Türban günün en can alan konusu.

Aslýnda bütün zamanlarýn can alýcý, can yakýcý sorusu, sorunu.

Hep düþünürüm, cahiliye dönemi tabir ettikleri zamanda, Arap toplumundaki açýk, özgür, ticaret yapan, þiir yazan ve erkek meclislerine girebilen kadýn, sonradan hayattan (yaný sýra þiirden ve ticaretten de) kesilmeseydi, din dayatmacýlarý marifetiyle ötelenmese, öteki yapýlmasa, Ýslam dünyasýnda durumu nasýl olurdu, kadýn kendi toplumu içinde farklý yerde ve güçte olur muydu diye?

Baþörtüsü yasaðýna karþýn okumayý baþaran, iþ alanýnda boy gösteren kadýnlarýmýz keþke örtülerinin erkekler eliyle Ýslami bir siyaset simgesi yapýlmasýna karþý çýkmýþ olsalardý…

Taraf’ta sevgili Nilüfer Kuyaþ soruyor;

’Türban takan kadýn hiç baský görmeden, gerçekten özgürce mi karar veriyor yoksa bir dayatmayý mý içselleþtiriyor? Bunu bilmek hayli zor. Ama kadýnlarýn yüzde yetmiþe yakýn oranda örtündüðü bir toplumda bana asýl baþýný örtmemek kiþisel bir seçim olarak görünmeye baþladý. Kiþisel seçim herhangi bir sosyal grubun baskýsý olmadan alýnmýþ karara denir. Çoðunluðun dayattýðýný yaparsanýz, oradaki kiþiselliðin görünürlüðü kalmýyor.‘

Neden?

Kadýn ne din, ne bilim/sanat/ siyaset/ eðitim alanýnda erkeðe denk görülmekte kimilerince de ondan… Konu kadýný ilgilendirdiðinden karar da ona düþmeliyken, pek öyle olmuyor. Laik otoritenin, her iki kanadýndaki baskýcý ‘ben bilirim’ciler marifetiyle…

Erkekler korosundan ve dayatmacý Bay Resmiyet’ten þarkýlar dinlemekteyiz sayýn dinleyiciler.

O erkekler korosu ki, eþsiz davetlere (cezalý gibi) eþlerinin katýlmamasýna alýþtýlar, bizi de alýþtýrdýlar. Ben baþta siyasetin birinci hanýmefendileri olmak üzere, giyim kuþam, örtünme özgürlüðüne yumuþak geçiþ bir çözüm olsun, kadýna dayatýlan ikinci kiþilik ya da yoksayýþýn, gene kadýnlar eliyle kaldýrýlmasýný beklerdim...

Ve devlet de artýk elini çeksin isterdim, toplum içindeki kadýna nizamat vermekten, giyim, örtü, seçim, bekarete karýþmaktan, kadýnlarýn ne söyleyip, nasýl davranacaðýna kadýnlarýn, hükmetmekten…

Erkek için deðiþen bir þey yok, okuluna da giriyor, meclise de, ‘eþli ama eþsiz’ kamu davetlerine de. Olan, her zamanki gibi, kadýna oluyor, oradaki yahut dýþtaki türbanlý kadýn kadar, bize de oluyor; ben türbanlý meslek elemanlarý adýna da öðrenciler adýna da siyasi alandan geri tutulan, geri durmak zorunda kalan hemcinslerim adýna da acý duyuyorum ve utanç… Erkek (hem laik elit, hem din kökenli olan) dayatmacýlara kadýnlarýn zekice bir yanýt verip, çýkýþ yolu bulacaðýna nedense hep inandým.

Bütün dinler, en çok da bizimkisi cinsiyet ayrýmcýlýðý kökenli ve gücü erkek hanesine yazacak, kadýnýn iþini zorlaþtýracak kural dayatmaya dönük…

Bir çerçeve içine hapsolmuþ, bu tutsaklýktan mutlu olan siyasi akýmlarýn ettiði de bundan farklý deðil. Öyle olmasa, en az birincilerin yasak listesi kadar ayrýntýlý dayatma listeleri konmazdý önümüze…

Karýþan, hükmeden üsluptan, ortalýðýn akýldane bolluðundan ve kabýna sýðamayan bir topluma dayatýlan kurallardan size de daral gelmedi mi?

Kamu çalýþanlarý da dayatmacý memur kýlýðý zihniyetinden ne çekti, çekiyor, hemþireler ve ziraat mühendisleri pantolon giyebilmek için ne çektiydi, oysa her iki meslekte de pantolon sýr sýtýrdý, rahatlýktý, iþini daha iyi yapmak demekti. Memurlar iyi bilir, yaz baþý valilikten gelen ve nasýl giyinileceðini belirleyen yazýyý memurlarýn, okuyup imzalamasý istenir (nedense kural ve yasaklar hep memureler içindir, erkek memurun giyimi iki tümcede anlatýlýr). Dekolte, taký, mini etek, çorabý lastikli giymek ya da giymemek, þeffaf, askýlý, haddi ve amacý aþan (ard niyet amaçlý) kýlýk giyilmemesi, abartýlý taký, makyaj ve yerel süsler (kýna, dövme ) yapýlmamasý, mini etek giyilmemesi, abartýlý kapanýlmamasý hatýrlatýlýr. Saç sakal, bayan memurda saç tuvaleti falan diye uzar gider, diþler dahil… Bir iþe yaradýðýný görmedim. Neden karýþýrdý bay Resmiyet, bilmem, kimse de iplemezdi zaten.

Sizce, biz laik bir ülke miyiz?

Yeniden ve saplantýsýz düþünelim, sahiden öyle miyiz?

Ýkide bir çözüme çare diye gösterilen Diyanet iþlerinin devlet içinde iþi ne af buyurun, sandýðýmýz kadar laiksek? Zorunlu din dersinin eðitim içinde gereði ne?

Öteki din ve mezhep kiþisi vatandaþlarýmýzýn, baþta ateistler ve ötekilerin toplumsal baský, siyasal ve sosyal þakalar/ötelemelere maruz kaldýðýný nasýl açýklayacaðýz eðer öyle isek?

Kimliklerimizde neden din hanesi var? Bu öyle iki ucu keskin býçak ki, gün gelir mezhep þerhi düþülmesi bile gündeme gelip, kavgaya kapý açabilir…

(Hatýrlarým, nüfus sayým görevlisi arkadaþlar, ‘ben ateistim’ diyen vatandaþýn din hanesine, evden çýkýnca gizlice, söyleneni deðil, ‘islam’ yazardý. Þimdi böyle yapýlmýyor olabilir, çok örneðini gördüðümden yazýyorum.)

Çocuk yetiþkin olsun, rýzasý hangi din ise, o yazýlsýn, hatta hiç yazýlmasýn, ne gereði var, ötekileþtirip, yeni bir kin kapýsý açmaktan gayrý?

Din dersi eðitimi de dayatýlmaz, laik bir ülkede, seçmeli olur… Bizim dönemimizde öyleydi, ben seçmemiþtim. Çocuklarým da seçmesin isterdim, ama bana tanýnan bu hak, onlara ‘bu ders görülecek, iþte o kadar!’ dayatmasý ve göz boyamasý olarak çýktý (evrensel darbe madalyasý bu).

Türk okuluna giden Amerikalý çocuðun, ‘ben müslümaaaným, Mumy müselmandýr, baba da müselmaan’ deyip, peþine dua okuduðunu düþündükçe hep gülümserim, ama çocuklarýmýn zorunlu din dersine ne onlar gülümseyebildi ne anneleri…

Türbanlý öðrencinin üniversitesine girmesinden yanayým… Toplumsal hayat içinde durmasý ve haklarýndan sonuna dek yararlanmasý taraftarýyým. Bütün kadýnlarýn çaðýn getirdiði tüm fýrsatlardan faydalanmasýný kim istemez? Vardýr elbet bir istemeyen, bin istemeyen…

Bir grubun baskýsýna da, kurumlarýn iþleyiþ ve konum haklarý/tutum ve biçemleri/gerekirlikleri konusundaki belirsizlik ve baskýya da hayýr demek gerek.

Yüzün tanýnýrlýðýný kýsmen de olsa engelleyen uygulamalar, demokratik ve hukuksal açýklýkla ters düþebilir. Toplumun kimi çeliþkileri, sýnýrlarý, beklentilerini karþýlayacak inceliklere özenilerek, hepimizi bunaltmaktan baþka iþe yaramayan bu eþiði aþalým artýk…

Ýç huzurumuz için de örtülü örtüsüz tüm öðrenci ve çalýþan kadýnlarýn yaný sýra, kadýndan ötürü erkeklerin de rahatlýk ve mutluluðu için… Kavgadan, dayatmadan, dedim dedimcilikten uzak, ama çözüm bulma niyetiyle bir ortak paydada buluþmak gerekmiyor mu? Yeterince zaman yitirmedik mi?

Eve kapanmýþ, okulundan engellenmiþ kadýnýmýz kýzýmýzdan ya da onlarýn karþý cephesinde kendi kazanýmlarýnýn kuþkusuna düþen kadýnlarýn korku ve belirsizliklerden kaynaklý umutsuzluðundan size de daral gelmedi mi?

Tanrý katýndaki sicilin bozulmamasý ve elbet inanç gereði baþ örtülüyorsa ve bunu yerden göðe haklý olarak kiþisel hak diye gören kadýn çalýþan, bazý mesleklerde çalýþma hakkýndan vazgeçmek zorunda kalabileceði kuþkusunu atmalý deðil mi ya da çözümünden emin olmalý?

Kamusal sicil Tanrýsal sicille bazen ters düþebiliyor, yakýn geçmiþte gördüðümüz bi örnekte olduðu gibi, cinsel tercih üst düzey yöneticilik görevinin elinden alýnmasýna yol açarken, eller kendi cinsiyle çatýr çatýr evleniyor, dýþarýlarda. Belden aþaðýnýn bel yukarýsý sorunla ilgisi var elbette, yasaklar baþörtüsüyle sýnýrlý deðil ki caným ülkemde… Belden aþaðýsýna faryap yasak, baþlara örtü yasak… Açmak da yasak, kapamak da…

Her türlü hissiyat ve meyletme kurallarla çit çevrilmiþ olup, aykýrý davrananlar cezalandýrýlýr, bilgi ve gereðini Reca ederim. Müdüriyet…

Kuyaþ, ciddi bir soruna daha parmak basýyor, Taraf’taki yazýsýnda;

‘Çoðu kadýn türbaný toplumun ona nasýl baktýðýný kontrol etme güdüsüyle seçiyor bence, böyle bir sosyolojik olgu var. Cinsel tacize uðramamak, saygý görmek istediði için takýyor türbaný. Muhafazakâr, otoriter, þiddetin yaygýn olduðu, erkek-egemen bir dünyada daha emniyette olmak, daha serbestçe dolaþmak, kýsacasý rahat etmek için takýyor.’

Bu yargýsý tartýþýlýr elbet… Cinsel taciz þansý (þanssýzlýðý)nýn ölçütü türban deðil ki, aile içi tehditten tutun, kapalý toplum ya da büyük kent karmaþasý içinde, kadýnýn da, erkeðin de tacize uðrama þansý birbirine nerdeyse yakýn, bundan korunmanýn yolu da türban deðil. Ama belli bölgelerdeki geleneksel giyinme þekline karþý çýkamayan kadýn ve kýz çocuklarýnýn çaðdaþ giyim þansý ve gücü olmadýðýný, olmayacaðýný biliyoruz.

Derken þeytan dürtüyor, baþörtüsü duyarlýlýðý kadar, neden toplumun yarasý olan her konuda baþörtülü direniþçiler, gösteri yapanlar olmasý gerektiði kadar deðil, diye… Yoksa bu konular, diyelim Allianoi’nin suya gömülmesi, bekaret kontrolü, yasaklanan kitap ya da oyunlar için, anadilde eðitim ya da þimdi aklýma düþmeyen konularda baþkaldýrmalarýný beklerdim… Ýmza günlerinde belli (ve kendi) yazarlarýyla söyleþme kuralýný kýrmalarýný beklediðim gibi týpký.

Bir incelemem sýrasýnda baþörtülü nice yetenekli þaireyi yeni keþfettiðim için kendimi ayýpladýðým gibi. Demek derin bir hendekle bölmüþüz biz kendi kendimizi. Fay çoktan kýrýlmýþ…

Bizim bize ettiðimizi kimse etmemiþ.

Önümüzdeki dönemde kadýnlararasý ayrýmcýlýðýn, taciz ve þiddet temelinde yeþereceðinden kuþkulanýyor Kuyaþ.

Bense tersine, uzlaþma temelinde, insanlarýn zaten göstere geldiði hoþgörünün bütün toplumu sarýp sarmalayarak, kendimizin yükselttiði eþiði aþýp geçeceðimizi düþünüyorum.

TV ekranlarýnda milletvekili ya da kadýn profesörlerin türbanlý öðrenci/bilim insaný/kadýnlarla fikir düzeyinde tartýþýrken kullandýklarý ses tonu ve beden dilinin saldýrgan tutumu benzeri tavýrlarýn silinmek zorunda olduðunu düþündüðüm gibi týpký, toplum tahtasýndan…

Akýllý olmamýz gereken dar ama ucunda ýþýk olan günlerden geçiyoruz, öyle böyle deðil, adamakýllý akýllý… Koymaca akýllý deðil zinhar…

‘Baþýmda örtü yok ama bu ülkedeki otoriterlik derin hicap duymama yetiyor.” diyen Kuyaþ’ýn ve baþý açýk yahut örtülü toplum önderlerinin ve yazýlý görsel basýn elemanlarý, bilim insanlarý ve sanatçýsýyla politikacýsýyla herkesin yeniden ve saðlýklý düþünmesi, çerçeveyi dikkatlice çizmesi gerekmiyor mu? Dayatmacýlýk gibi bizi yolumuzda eyleyen aðýrlýklarý atarak…


Ayþe Kilimci

12.10.2010




 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
19 Ekim 2010 12:52

Kocero

Kimse baþýný örtüyor diye okuma dýþýna itilmiyorki?Bu bir önlem neye önlemYarýnlarda ben baþý kapalý egitm verecegim,Ben inancým geregi karþý cinsi muayene etmem anlayýþýna set vurma ,önleme kuralýdýr.
Bazýlarý hala 2 adým ötesini görmemekte direniyor.Nasýl Ýranlý kadýnlar o çok istedikleri özgürlüge !!!kavuþup anyayý,konyayý görüp vazgecmek isteyipde gecemedikleri haklarýný yýmak için yeni mücadelelere girdiklerini unutmayalým..
Bir kez iþ iþten gecerse bir daha yine kanlý mücadeleler gerekecektir.Evinizde eþref saatini dinlemeye alan f.. tipliler birer müslimler degilmi????Hani özgürlük yanlýlarýydýlar????
Býrakýn bu insanlar tekrar bir dönemlerini daha bedel ödemekle gecirmesinler.Bir nesil daha kaybolmasýn gercek özgürlükleri kazanmak için.
14 Ekim 2010 16:04

gökay

Ayþe Kilimci hanýmefendinin, ülkenin enerjisini onlarca yýldýr
boþa harcadýðý bir sorun hakkýnda kaleme aldýðý bu fevkalade
zengin içerik ve pozitif dile sahip makalesi için kutluyorum.
Yer yer alýntý yapýlan Sayýn Kuyaþ'a ait köþe yazýsýný da okudum.
Kuyaþ'ýn Ayþe hanýmýn sahip olduðu geniþ perspektife sahip
olmadýðýný, soyolojik gerçekleri eksik okuduðunu düþünüyorum.
Baþörtülü kadýnlarýmýzýn bir kýsmýnýn, aile,eþ, çevre baskýsý vs gibi
nedenler yüzünden baþörtüsü takmalarý elbette kiþisel tercihleri
olarak nitelenemez.Kuyaþ bu tespitte son derece haklý.Ama otorite
burdaki meseleyi zaten dert etmiyor ki! Otorite üniversite öðrenimi
gören kýzlarýmýza dayatýyor nasýl giyinmeleri gerektiðini.Ýþte ordaki,
büyük çoðunluðu baþý açýk hemcinslerinin içinde, okuldan kovul-
malarýna kadar varan baskýlara raðmen bireysel tercihlerini yýlmadan
savunmalarýna duyarsýz kalýnabilir mi? Kuyaþ'ýn genelden yola çýkarak
üniversiteli kýzlarýmýzýn bireysel tercihlerini yanlýþ okumasý üzücü.
Ama son cümlesine þapka çýkarmamak da mümkün deðil.

Gelecek nesiller tarih okurken bu sanal sorunlarý, bu tuhaf yasaklarý
anlamakta ne zorluklar çekecekler kimbilir...
14 Ekim 2010 14:00

Kocero

' Onlara her alaný yasaklayarak' Hangi alan yasaklanmýþ?Kamu hariç heryerde istedikleri gibi davranmýyorlarmý?istedikleri gibi giyinmiyorlarmý?
Anadoluda çarþaflý,peceli kadýnlarýn sayýsý artýk kadýn nüfusunun yarýsýna yaklaþtý galiba haberiniz yok..Sizin gibi düþünenlerin sayesinde...Cevrelerine artýk diþ gýcýrdatarak bakýyorlar..Ýzmir'den denize dogru bakarak yazý yazmak yerine Anadoluya dogru bakarak nefes alýn birazcýk.....Alýnacak nefes býraktýlarsa.......
Her toplum kendini ileriye götürecek önlemleri almakla yükümlüdür.Ýþte temellerine saldýrdýgýnýz o kurallar toplumu ileriye götürecek kurallar silsilesi.1920 lerde neden söylendi....Belki bazý kelleler gider ...söylevi..bagýmsýzlýga din adýna engel olan(Bilerek veya bilmeyerek)larý bertaraf edeb,lmek uygarlýk yolunu acabilmek için.
TV lerde iki sýkmabaþ lý kýzýmýz ne demiþlerdi...Keþke kurtuluþ savaþý olmasaydýda Ýngilizlere baglanýp Ýnanclarýmýzý rahat yapabilseydik.Ama o zaman soyadlarýnýn hans olacagýný bilmiyorlarmýydý..Biliyorlardý.........Týpký........
14 Ekim 2010 13:51

Kocero

Baþörtülü nice yetenekli þairi keþfetmiþsiniz.Bravo dogrusu.Cagdaþ yazarlara gerekli degeri vermeyip onlara zindanlara týkan zihniyet degiþmemiþken,siz neyin degiþtigini fark ettiniz ki?
Siz ancak kendi düþüncelerinizin yaþa uygun degiþimini ve korkunun bedeninize yayýlmasýný fark etmiþsiniz.Ýnsan nasýl egitm alýp yetiþirse düþünceleride o þekli alýyor.Bir ara cagdaþ görünen düþünceler gerekli altyapýya kavuþunca zeminine oturtmuþsunuz.Yani eski kalýplarý doldurmuþunuz.yeni kalýp üretmemiþsiniz.
14 Ekim 2010 13:44

Kocero

Bazý özgürlükleri koruyabilmek için fedakarlýk da gerekir.Ta ki toplum o özgürlükleri kendi kendine korumaya alýncaya kadar.
Kurtuluþ savaþýný anýmsayalým.Halifeler,þeyhler,müftüler degilmiydi ki Vatan ve adýna ,Milli mücadeleci,leri idama kalkýþan,Hangi DÝN?Yarýnlarda ayný düþünceler toplumun diger kesimine baskýya baþlamayacaklarýný kim bilebilir?
Vatan elden gidiyorken DÝN adýna vatanseverleri öldürmege kalkýþanlar degilmi?Yarýnlarda din adýna(Giyim,kuþam,yaþantý olarak dine uymadýgý gerekcesi ile) toplumun ileri,aydýn kesimlerini öldürmege kalkýþacaklarý kesin iken Hala siz hangi özgürlükten bahsedebilirsiniz?
Yüzlei peceli insanlarý hangi sýnavlara alýrken bakabileceksiniz?Nedir bunun sýnýrý?Özgürlük adýna sýnýr yok der gibisiniz?
UNUTMAYIN.....Ýranda mollalar ýn ilk kestikleri insanlar Tüdeh üyeleri ve diger ittifaklarý oldu.
Toplumun büyük çogunlugu özgürlük reflekslerini korumaya yatkýn oldugunda Avrupa tarzý özgürlükten bahsedebiliriz.
Toplumu egitip b elli seviyeye getirmeden Din adýna yapýlacak özgürlük serbestileri .Anadolu özgürlüügünün yok olmasýna neden olacaktýr.
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.