EN GÜZEL ISLIK ÇALAN ÖRT'MEN…

27 Nisan 2019 16:23 / 2167 kez okundu!

 

 

Sayın Ziya Selçuk’tan söz edeceğimi anladınız…

Hep güleç, hep muzip bir pırıltı var yüzünde, hiç mi yorulmaz, canı sıkılmaz, oluyordur ama, hayal kanatlarını takınıp, düşünce kılıcını kuşanmak öylesine yeniliyor olmalı ki “zât-ı âlilerini”Bakan hep yeni…

 

****

 

EN GÜZEL ISLIK ÇALAN ÖRT’MEN…

 

Sayın Ziya Selçuk’tan söz edeceğimi anladınız…

Hep güleç, hep muzip bir pırıltı var yüzünde, hiç mi yorulmaz, canı sıkılmaz, oluyordur ama, hayal kanatlarını takınıp, düşünce kılıcını kuşanmak öylesine yeniliyor olmalı ki “zât-ı âlilerini”Bakan hep yeni…

Bir düşünün; Cumhuriyetin eğitime emek etmiş bakanlarını, kim onlar, asıl işleri ne, ne kadar bakanlık ettiler, eğitimin ‘milli olmasına’ itirazları olmuş mu, olmamış mı? “Neden ‘milli’ eki koyulmuş ki", diye düşündüler mi? Milli olmayan eğitim niye eğitimden  sayılmaz, demiş olabilirler mi? Hangi özellikleriyle iz bıraktılar, hem toplumda hem çocuklarda hem bizde?

Eskilerden, yaşımız tutmasa da Hasan Âli Yücel, hani ‘çağın en güzel gözlü maarif müfettişi ve bakanı’, sonra Nâbi Avcı ve Hasan Celal Güzel, ben bu üçünü hatırlıyorum, diğerleri ad olarak bilinenler, sanırım tontonluk ve güleçlik ağır basıyor, elbet bir de Nimet Çubukçu, tek kadın bakanımızı…

Sayın Selçuk en güzel ıslık çalan Bakan’sa, o upuzun listede, biri dışında tamamı erkek olan bakanlar bürokrasi ve makam imzaları dışında hayata ve çocuklara uzaktan bakmış olmalı, hayalşorluğu ve ıslık çalmayı, çocuk gönüllü olmayı aklıllarına getirmeden…

Hayal çocuk işidir, onlarca, milli eğitim katı kurallar manzumesidir, çocuklar siyah önlük, beyaz yakalı ve and’lı, kendi küçük, görevi ve ezberi büyük yetişkinlerdir…

Sınıf geçmenin çok zor olduğu dönemlerin çocuğu, sınıfta kalmak için çabalasa da çocuğun ite kaka sınıf geçirildiği zamanların bakanı, ama dümdük bakmıyor, içi kaynayarak bakıyor, karşısındaki çocuk ordusunun coşkusunu görünce, onların çaldığı ıslığa makam kürsüsünden ıslık çalarak karşılık veriyor, benim gözümde o hep, oyununa yahut dersini çalışmaya ara vermiş içi kıpır kıpır ama hedefi büyük bir çocuk…

Böyle bir âmirle çalışmak, onun yakınındaki kişilerden olmak güç olmalı, bakadurmayı onlara da yasaklamıştır… Bence hiçbir konuda yasak getirmiyor olmalı, akılsızlık dışında…

Akılsızlıkta diretmek tehlikeli ve yasaktır!

Siyah önlüğün, sınıfta kalmanın, “zât-ı âli’lerinin” yanı sıra, akılsızlığın yasaklandığı şu verimli dönemde, ettiği sözler manşete çekiliyor, son sözü: “Çocuklar çocuk gibi davranmıyor.”

Helal sana bakanım…

Yani bakmakla yetinmeyip çözüm arayan/getiren/eleştiri ve yol yöntem bekleyen/ çocukların hepsini, yetmedi, velileri, okulları, kürsü ve tahtaları,oyun alanlarını, ıslık ve uçurtmaları da meydana çağıran…

Çocukların çocuk gibi davranmaması, başka davranış biçimi bilmemesi neden?

“Tüketim nesnesi yapılmasından…”

Sabancı öğretmenevinde düzenlenen “Çocukluğa Yeniden Bakış Çalıştayı”nda konuşan Selçuk, çocuk kavramı konusundaki algımızın toplumsal karşılığına bakınca, çocuklukla çocuğun ayrıldığını, bunların ne demek olduğu konusunda belli bir disiplinde derinlemesine yapılan çalışmaların az olduğunu vurgulamış.

İnsanların çocuklarını çok sevdikleri ama çocuk sevip sevmediklerinde bir ayrımsama olduğunu belirtirken, ülkemizde ana babaların gerek şehirleşme, gerek göç ve nüfus eğilimleri açısından artık çocuk kavramını anlayıp algılama zorluğu içinde olduklarını fark ettiğimizin altını çizmiş.

Tüketim nesnesi haline gelen öznelerin, kendilikleriyle ilgili bazı çıkmazları olduğunu fark ediyoruz. Eskiden yaşlı olurdu, ergenler ergen olurdu, çocuklar da çocuk… Çeşitli profil foto’larına, günlük yaşamdaki giysilere, beğenilere baktığımızda yaşlılar yaşlı gibi davranmamaya çalışıyor, çocuklar da çocuk gibi davranmamaya, ergenler farklı  olmaya çalışıyor. İşin doğal seyrinden söz etmiyorum, manipülasyondan söz ediyorum. O yüzden çocuk kavramı konusunda hepimizin yeniden kendi branşımız üstünden bir yorum yapmalı, yeni bir tarif ortaya koymalı ve bunu başka disiplinlerle ilişkilendirmeyi çok önemsiyoruz.

Bakanımız, disiplinler yahut literatür üstünden tanım yapmanın çocuğa haksızlık olabileceğini dile getirirken, çocuğa çocuktan gidilerek disiplinlerden yararlanılan bir yol haritası düşünülebileceğini anlatmış. Sorunun uzun soluklu bir iş olduğunu dile getirerek, Toplumda çocuk algısı, çocuğun anlamı ve çocukla ilişkimiz üstünden yeni bir referans çerçevesi kurabilir belki. Birçok kurum bunlarla ilgili çalışıyor, fakat genelde disiplin odaklı ya da kişilerin kendi öz geçmişiyle sınırlı yapılıyor. Bunu Türkiye’nin birikimini bir araya getirip, ortak bir düşünce alanı oluşturabilirsek, daha başarılı olabiliriz demiş…

Yeni Şafak’ın 25 Nisan günlü Eğitim sayfasında Çocukluğa Yeniden Bakış Çalıştayı haberi yanında, 2023 Eğitim Vizyonu açıklandıktan sonra mesleki eğitimde yapılan değişiklikler ve çözülen sorunlarla ilgili bilgiye yer verilmiş. Bakan yardımcısı Özer, sektörde yapılan işbirliğinde önemli gelişmeler olduğuna dikkat çekiyor, İTÜ Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Aselsan Mesleki Teknik Anadolu Lisesi kurulması açılımlarına, mesleki, teknik eğitimde son aylarda atılan adımlara vurgu yaparak, yeni modelin meyvelerinin alınmaya başlandığını söylüyor.

Bunlar kadar önemli ve insanın içini cız ettiren bir haber de, ülkemizde 500- 600 bin üstün zekalı çocuk olduğu gerçeği…

Üstün Zekalı ve Dahi Çocuklar Eğitim vakfı (TÜSDEV) Genel Başkanı Opr. Dr. Kemal Tekden söylüyor bunu, dikkat! Konuya eğitimciler, aileler ve kamuoyuna konuyla ilgili farkındalık eğitimi aşılamaya çalıştıklarını vurgulayarak…

Bütün toplumlarda % 2.5 oranda üstün zekalı, 10 binde bir deha çocuk bulunduğunu, önemli olanın fark edip, bu çocukları öne çıkartabilmek ve bu beşeri sermayesine sahip çıkmak olduğunu, Vakıf olarak bu çocukları arayıp bulmaya çalıştıklarını belirtiyor.

Yaşasın çocuklar!

Onları görüp, fark edip, el üstü, göz nuru, baş tacı edenler…

Yaşasın çocuk hayaline, ışıltısına, umuduna, coşkusuna sahip yetkililer!

Kahrolsun çocukları siyasi şer’rine, kumpasına, kendi karanlığına alet edenler, çocuklara kıyanlar…

 

Ayşe KİLİMCİ

26.04.2019

 

Son Güncelleme Tarihi: 29 Nisan 2019 11:23

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.