DAÐ'LARIN HÜKMÜ, ÝNSANIN DAÐLARCA DERDÝ…

13 Aralýk 2018 11:46 / 1788 kez okundu!

 

 

Keþke, insan haklarýnýn da olmasý gerektiði çapta, gerçek ve yaygýn olduðunu da, býrakýn görmeyi, yaþamayý, sanabileydik…

Günümüzde tüm dünyada insanlara haklarý daðlar kadar ýrak, yüce, eriþilmez olmayaydý keþke…

Keþke insan haklarý ve daðlar da kuralsýz olaydý, belki yaygýn, insandan yana ve olmasý gerektiði gibi olurdu. Kaðýt üstünde, BM emriyle, þaþaalý gün kutlamalarýnda deðil de, insanýn aklýnýn içinde, avuçlarýnda, yolunun üstünde, nefesinde, dilinde olabileydi…

 

****

 

DAÐ’LARIN HÜKMÜ, ÝNSANIN DAÐLARCA DERDÝ…

 

10 Aralýk Dünya Ýnsan Haklarý Günü’ydü…

Bir sonraki gün, yani  11 Aralýk Daðlar Günü'ymüþ.

Bir kýsým medyadan öðrendiðimize göre 11 Aralýk Dünya Tango Günü’ymüþ de...

Bayýlýyorum bu günlere, "hak veremiyoz, soluk aldýramýyoz, mutlu edemiyoz, bari gün verelim avunsunlar”, dercesine.

Ýkinci Dünya savaþý sonrasý BM 1948 yýlý 10 Aralýk Evrensel Ýnsan Haklarý Beyannamesi yayýnladýktan sonra 1950’den itibaren Dünya Ýnsan Haklarý Günü diye kutlandý.

Afrika’dan Arjantin’e giden ticari gemilerdeki gemicilerle ortaya çýkan tango ülkemize Gazi’nin düzenlediði bir geceyle gelmiþ. Efsane tangocular Carlos Gardel ve Julio de Caro farklý yýllarda, ayný gün doðmuþ. Carlos 1935 yýlýnda uçak kazasýnda ölmeden önce son þarkýsý Adios Muchachos’un, tekin olmadýðý, uðursuzluk getirdiðine inanýldýðýndan, Arjantin’de bu þarkýyla dans edilmezmiþ. Aþkýn, tutkunun dansýdýr, tango… Arjantin’de ulusal gün olarak seçilmiþ, dünyanýn baþýna tac ettiði bu dans, uluslararasý nitelik kazanmýþ.

Afrika'dan gemiler gelmeden önce, Buenos Aires’de vals yapýlýp, polka tarzý müzikle dans edilirmiþ. Ticaret için gelen gemiciler Latin dünyasýnýn canlý, oynak müziðini getirince, zamanla bu iki müzik hemhal olmuþ.

Emeviler Endülüs’ü iþgal ettiðinde bu kültüre Arap müziði buyur ediliyor. Ýþgal sürecinde müzik ritmi düþüyor, Habanera denen bu müzik Buenos Aires’e göçmenler eliyle götürülünce, yeni bir müzik türü ortaya çýkýyor, buna milonga deniyor. Arjantine göç sürdükçe, gelenler Avrupa’dan kendi klasik müziklerini de getirince, bu müzik yalýnlaþýyor ve bildiðimiz klasik tango müziði ortaya çýkýyor. Zaman içinde tango, yapýldýðý yerin niteliðinden arýnýp evrimleþiyor, halk tangoyu baðrýna basýyor.

BM’in eðitim, bilim kültür örgütü Unesco, 2009 yýlýnda Arjantin kökenli tangoyu ve müziðini dünya kültürünün parçasý ilan edince, Buenos Aires tangoya dar geliyor, dünyaya açýlýyor, 11 Aralýk Dünya Tango Günü, Ýstanbul da tangonun merkezlerinden biri oluyor.

Kuralsýz bir dans tango, geldiði gibi, duyumsandýðý gibi yapýlýyor, azýcýk hýnzýr, kadýna saygý önemli. Derler ki, hiç bilmeyen kadýn bile erkek dansçý usta ise, biliyormuþçasýna tango yapabilir. Yaptýðýný sanabilir yahut…

Keþke, insan haklarýnýn da olmasý gerektiði çapta, gerçek ve yaygýn olduðunu da, býrakýn görmeyi, yaþamayý, sanabileydik…

Günümüzde tüm dünyada insanlara haklarý daðlar kadar ýrak, yüce, eriþilmez olmayaydý keþke…

Keþke insan haklarý ve daðlar da kuralsýz olaydý, belki yaygýn, insandan yana ve olmasý gerektiði gibi olurdu. Kaðýt üstünde, BM emriyle, þaþaalý gün kutlamalarýnda deðil de, insanýn aklýnýn içinde, avuçlarýnda, yolunun üstünde, nefesinde, dilinde olabileydi…

Yemen’de çocuklar açlýktan ölüyor, koca kara gözlü kýz çocuklarý kulaklarýnda küpecikleri, yüzlerinde yalancý gülüþleri, çocuk olmaktan, çocuk haklarýndan, karýn tokluðundan habersiz.

Mülteci çocuklarýn binlerle ifade edileni fuhuþ ve organ mafyasýnca kaçýrýlmýþ.

Oyunun, kitabýn, ekmek, süt, temiz suyun ne kadar uzaðýnda bu çocuklar…

Savaþlar sürüyor, en aðýr yarayý çocuklarla kadýnlar alýyor.

Birleþik Arap Emirlikleri'ndeki ortaoyunu deðdiðini yakýyor, deðemediðini arayýp buluyor, muhalif gazeteciyi budayýp indiriyor, buharlaþtýrýyor, koca dünya gezici katil timine dar geliyor…

”Burayka Koalisyon Üssü’nde zorla alakonuyor erkekler, eli, gözü baðlýyken tecavüze uðruyorlar. Bir Ahmet Hapishanesini ele geçiren Birleþik Arap Emirlikleri güçleri, tutuklulara cinsel saldýrý yaptý” diyor, BM Ýnsan haklarý yüksek komiserliði Yemen Raporunda…Yemen’de ne hastane kaldý vurulmadýk, ne okul, ne düðün, ne cenaze, ne çocuklar ve kadýnlar…29 milyon nüfusu olan Yemen’de 22 milyondan çok kiþi insani yardýma muhtaç, açlar, 11 milyonu ölümün eþiðinde. Yemen inim inim inliyor, insanlýk seyrediyor, zaten Noel kapýda, meydanlar, çamlar ýþýl ýþýl süsleniyor, Yemen için yarýn aðlarýz caným, acelesi ne? Mynmar’daki insani kriz/ tecavüzler için de öyle…Burundi için, komþu ülkelere canýný dar atan göçmenleri için oranýn, Güney Sudan için, Suriye için…Filistin’de bir halkýn köküne kibrit suyu dökülürken dünya seyretmeyi, susmayý, bilmezden, görmezden gelmeyi sürdürüyor.

Avrupa’lý evsizler market arabasýna yükledikleri evleriyle park köþesinde, kuytuda, metroda uyuyor.

Cemal Kaþýkçý dünyanýn yüzüne, hepimizin kalbine vurulmuþ bir kara mühür, hiçbir þeyin silemeyeceði…

Bu nasýl dünya? Baþta BM, uluslararasý kuruluþlar, ülkeler, insanlýktan haberdar yahut bihaber olanlar, herkes niye susuyor?

Derler ki, daðlar, Tanrý onlara sonradan insana kýsmet olacak derdleri, aþký, düþünmeyi, merhameti taþýmayý önerdiðinde, daðlar daðken ‘biz bu yükü taþýmaya takat getirmeyiz’ deyip, almamýþ.

Gene insana kýsmet olmuþ, yükün bunca aðýrý…

Daðýn taþýn çat diye çatlayacaðý halleri sýrtlamýþ insan, gýk’ý çýkmamýþ, gýk’ý çýkan, baðýrýp çaðýran, daha da arsýzlaþan, insan haklarýný ihlal edenler, savaþlarý çýkarýp, sürdürenler olmuþ…

Suriye insan haklarý kuruluþlarý son verilerine göre 2011 Mart’ýndan 2017 sonuna dek, rejim bölgede 13.581 kadýný tutukladý. Tutuklanan kadýnlarýn 6.319’u yetiþkin, 417’si çocuk. ÝHH insani yardým vakfý, uluslararasý mülteci haklarý derneði (UMHD) ve sivil toplum kuruluþlarý, “10 Aralýk Dünya Ýnsan Haklarý Günü” dolayýsýyla Suriye hapishanelerindeki kadýn ve çocuklar Ýçin “Son Kadýn ve Çocuk Özgür Oluncaya Dek” sloganýyla Türkiye ve dünya kamuoyuna çaðrý yaptý.

Ülkemizde þiddet gören, neredeyse günaþýrý erkek þiddetiyle ölen kadýnlar, terör ve dýþ mihrak saldýrýsý, iþgal giriþimiyle þehit düþenler, onlarýn çocuklarý, yakýnlarý ve hepimizin yarýnlarý, umudetmeye derman ve siyasi tercihler de insan haklarýna yakýþmayan nice sataþma, kýyýcý eleþtiri, düþmanlýk da hak ihlali deðil mi?

Dünyamýzýn, ülkemiz siyaseti ve toplumsal yapýsýnýn ekþitilen mayasýnýn tadýný getirmek hepimizin baþ ödevi. Haklarýmýz, daðlarýmýz, tangolarýmýz da ödevin yýldýzlarý…

Derdiniz, gamýnýz, kaybýnýz, hasretiniz, acýnýz, çekiniz ille olacak ise, katlanýlýr kadar olsun…

Haklarýnýz, yaslanacak daðlarýnýz, edilecek danslarýnýz, aþkýnýz çok…

 

Ayþe KÝLÝMCÝ

12.12.2018

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.