SÖYLEYECEK SÖZÜ OLMAYAN, GEÇMÝÞE SALDIRIYOR

22 Aðustos 2018 16:24 / 1332 kez okundu!

 

 

Ýçinde bulunduðumuz koþullarda; geleceðe iliþkin, umut dolu, iyimser þeyler söylemek isterdim. Ancak bunun pek mümkün olmadýðýný hepimiz biliyoruz. Böylesi zamanlarda çözüm odaklý düþünmek, geleceði planlayabilmek için, dönüp kendimizi sorgulamak yerine, suçlu yaratma telaþý içine gireriz çoðumuz. En çok da empati yapmayý beceremeyiz.

 

****

 

SÖYLEYECEK SÖZÜ OLMAYAN, GEÇMÝÞE SALDIRIYOR

 

Ýçinde bulunduðumuz koþullarda; geleceðe iliþkin, umut dolu, iyimser þeyler söylemek isterdim.

Ancak bunun pek mümkün olmadýðýný hepimiz biliyoruz.

Böylesi zamanlarda çözüm odaklý düþünmek, geleceði planlayabilmek için, dönüp kendimizi sorgulamak yerine, suçlu yaratma telaþý içine gireriz çoðumuz.

En çok da empati yapmayý beceremeyiz.

Kendimizi koyup dünyanýn merkezine, her þey bizim etrafýmýzda dönüyor sanýr, oturduðumuz yerden her þeyi yönetmeye çalýþýrýz.

Bu da olmayýnca kuþkusuz, iþin kolayýna kaçar, çevremizde suçlu arar, kafamýzý sokarýz kuma, neremiz dýþarda kalmýþ farkýnda olmadan!

Bir siyasi partinin yýlmaz neferidir, delegedir, yöneticidir ve hatta bir yerlere adaydýr.

Mutlaka seçilmesi, seçilecek bir yerlere getirilmesi gerekir.

Deðilse, birileri taraf tutmuþtur, hata yapmýþtýr, liyakati dikkate almamýþtýr.

Oysa kendisi olsa, neler yapmazdý, nasýl da çok çalýþýr, neler baþarýrdý.

Tüm bu senaryolar öyle sanýyorum, hepinize çok bildik geliyordur.

Belediye baþkanýdýr, çok baþarýlýdýr, çok seviliyordur ama kýskananlarý çoktur, ne kýymet kadir bilirler, ne de vefadan anlarlar.

Büyükþehir yasasý olmasaydý, örgüt karþý durmasaydý, DSÝ doðru çalýþsa, Karayollarý yol ve trafik sorununu çözse, Çevre bakanlýðý arýtmalarý yapsa, bir de her fýrsatta eleþtiri yapan bazý aykýrý gazeteciler, yazarlar olmasaydý, neler yapmazdý, neler!..

Genel Merkez olmasa, il örgütü, ilçe örgütleri daha baþarýlý olur, tüzük deðiþse, program yenilense parti içi demokrasi daha iyi çalýþýr, hak, hukuk, adalet içerisinde güle oynaya ne bayramlar kutlardýk… desem, inanýr mýsýnýz?

Elbette inanmazsýnýz!

Siyasi partileri de, yerel yönetimleri de, kamuyu da yöneten biz insanlar, deðil miyiz?

Bu kurumlar insanlarla var olur ve tüm sorunlarý sistem içinde yine insanlarla çözmek durumundayýz.

Ama sorunu çözmek için kafa yormak, yaratýcý yol ve yöntemler üretmek yerine sorunun bir parçasý olmaktan öteye gidemiyorsak, yapacaðýmýz tek þey sorunlarý tasnif edip sýralamak olur.

Çünkü bizim hiç hatamýz yoktur, sorunun kaynaðý olan kurum ya da sisteme iliþkin eleþtiriler yapýp, sistem içinde çözüm aramak yerine, en yakýnýmýzdaki kiþi ya da kurumlarý hedef alýp, yeni suç ve suçlular yaratýr, kenara çekilir, seyrederiz.

Örneðin iktidarý eleþtirmek yerine, iktidar mensuplarýyla kol kola gezenler; sözüm ona muhalefet adýna, cumhuriyetin vazgeçilmezleri, devletin bekasý uðruna, kimi zamanda sözüm ona parti disiplini diyerek liberallere, sosyalistlere, devrimcilere, en kolayý da “yetmez ama evet”çilere çevirirler oklarýný.

Sanki geçmiþte geleneksel devlet aygýtý içerisinde, bürokraside, kamu ya da yerel yönetimlerde onlar söz sahibiydiler. Sanki 12 Martlarýn, 12 Eylüllerin en çok maðdur ettiði bu kiþiler vardý parti yönetimlerinde. Sanki onlar yönetti belediyeleri!

Ekmeleddin Ýhsanoðlu’nu onlar cumhurbaþkaný adayý yaptýlar.

Parti içi iktidarý ele geçirmek için tüzüðe en antidemokratik kurallarý koyan, vekil tezgahlarýnda aday pazarlayan, üniversitelerde ikna odalarý kurup, “TBMM yeni anayasa yapamaz” deyip, çözümü demokrasi dýþý güçlerde arayanlar, darbe çýðýrtkanlýðý yapanlar onlardý sanki!

CHP’nin en baþarýlý olduðu 1973 ve 1977 seçimlerinde koþulsuz CHP’ye destek veren DÝSK, TÖB-DER, TMMOB, KÖY-KOOP ve TBB gibi kuruluþlarýn varlýðýný görmezden gelip, her þeyi kendinden menkul sayanlar; bugün de sýkýþtýklarýnda baþarýsýzlýklarýnýn, becerisizliklerinin faturasýný bu örgütlerde ölümüne mücadele veren insanlara çýkarmaya çalýþýyorlar.

Parti üyesi ya da yöneticiliðini bir meslek gibi gören, her koþulda siyasetten nemalanmaya çalýþan, yaþamýn hiçbir alanýnda demokrasi, hak ve özgürlük mücadelesi içinde yer almayan siyaset bezirganlarý neyse de, kendisini devrimci, solcu, sosyal demokrat gibi görenlerin de böyle bir tavýr içinde olmalarýný anlamak mümkün deðil.

Örgüt þovenizmi yapmadan, doðru bildiði politikalar ve uygulamalar için hiçbir çýkar beklentisi olmadan mücadele edenlere söz söyleyenlerin dönüp bir aynaya bakmalarý gerekmez mi?

Siyaset bir yaþam biçimidir ve yalnýzca siyasi partilerde yapýlmaz.

Yalnýzca seçim zamanlarý, kendisi ya da kendisi gibi birilerini bir yerlere taþýmak için siyaset yapmak yerine barýþ, demokrasi ve özgürlük için yaþamýn her alanýnda verilecek mücadelenin içerisinde yer alan insanlarýn baðýmsýz tercihlerine söz söyleme kolaycýlýðýndan kurtulamayanlardan kurtulmanýn zamaný gelmiþtir artýk.

Þimdi zaman, birbirimizi anlama, dinleme, tahammül etme zamanýdýr.

Yaþanasý bir dünya özlemi, özgür, demokratik bir Türkiye umuduyla, barýþ ve huzur dolu nice bayramlarýnýz olsun.

 

Ayhan ONGUN

(Gazeteci-Yazar)

21.08.2018/BODRUM

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.