NEREDE KALMIÞTIK (NORMALLEÞMEK ZORUNDAYIZ)

03 Aðustos 2016 14:25 / 1075 kez okundu!

 

 

Geçen haftaki yazýmda darbe koþullarýnýn oluþmasý ve darbeye yönelik tepkilerle, toplumun farklý reflekslerini irdelemeye çalýþmýþtým.

Kim ne derse desin, önceki yazýda da ifade etmeye çalýþtýðým gibi Türkiye uçurumun eþiðinden döndü.

Her ne kadar, hala bu olayý Gülen mantýðýyla “tiyatro” olarak görenler, daha da ileri giderek “Erdoðan, baþkanlýk yolundaki engelleri temizlemek ve oylarýný artýrmak için bu darbeyi tezgahladý” diyenler olsa da kimi zamanlama hatasý ve beklenmeyen halk direniþi sayesinde ülkeyi kan gölüne çevirecek bir darbe ucuz atlatýldý.

Ýlerleyen zamanlarda gerek darbeciler ve gerekse darbe karþýtlarýyla ilgili bir dolu bilinmeyen hikayeler ortaya çýkacak, kimler darbecilerin yanýndayken son anda saf deðiþtirdi, kimler iradeleri dýþýnda darbecilerin yanýnda yer almak zorunda kaldýlar; daha net biçimde açýklanacak.

Bu arada devlet organizasyonunda ve özellikle ordunun hiyerarþik yapýsýnda görülen bir dolu zaaflarýn, yapýsal ve idari yanlýþlarýn gün yüzüne çýkmasý belki de bu darbeden çýkarýlacak en önemli derslerden biridir.

Darbe sonrasý çok hýzlý davranarak, darbeci artýklarýna pek hareket alaný býrakmayan hükümet, ayný çabukluk ve hassasiyeti yargýlama aþamasýnda da gösterir, geçmiþte yaþanan haksýz, hukuksuz uygulamalar yaþanmazsa, tam demokratikleþme olmasa da, normalleþme yönünde önemli geliþmeler saðlanabilir.

Üç aylýðýna uygulamaya konulan olaðanüstü halle ilgili muhalefet kanadýndan kimi eleþtiriler gelse de, içinde yaþadýðýmýz olaðanüstü dönem için makul ve kabul edilebilir gerekçeler sunan iktidara tanýnan kredi umarýz amacýna uygun kullanýlýr.

Uzun yýllardan beri zaten olaðandýþý koþullarda, çoðu zamanda kaos ve korku içinde yaþayan toplumun þimdi en çok ihtiyacý olan þey normalleþmedir.

Türkiye Cumhuriyeti yurttaþlarý son darbe teþebbüsünde gösterdiði direnç ve özgüvenle artýk normal bir ülkede, normal vatandaþlar gibi yaþamayý hak ettiklerini göstermiþlerdir.

Ýktidarda AK Parti olduðu için doðal olarak AK Parti yandaþlarýnýn daha çok öne çýktýðý gerçeðinden hareketle, kendilerini geri çeken yurttaþlarý anlamaya çalýþsak da, bundan sonraki süreçte normalleþme ve ardýndan demokrasinin tüm kurum ve kurullarýyla yerleþmesi adýna birlikte davranmak zorunda olduðumuzu herkesin kabul etmesi gerekiyor .Bu anlamda son günlerde önemli ve anlamlý adýmlarýn atýldýðýný görüyoruz.

Cumhurbaþkanýnýn siyasi parti liderlerini davet ederek, darbeye karþý duruþlarýndan dolayý hem teþekkür edip, hem de görüþ ve önerilerini almasý önemsenmesi gereken bir geliþmedir.

Bu arada parlamentoda grubu bulunan HDP’nin darbe karþýtý ortak bildiriyi imzalamýþ olmasýna karþýn Beþtepe’ye çaðrýlmamasý da ayrýca tartýþýlmasý gereken bir konu.

Keza, Baþbakan Binali Yýldýrým’ýn siyasi parti liderlerini ziyaret ederek süreçle ilgili bilgilendirmesi, Kýlýçdaroðlu’nun Ohal’le ilgili endiþe ve önerilerini dikkate alacaðýný belirtmesi normalleþme ve toplumsal uzlaþý adýna önemli bir adýmdýr.

Öte yandan bir diðer önemli adým, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn Pazar günü finali yapýlacak demokrasi mitingine Kýlýçdaroðlu ve Bahçeli’yi davet etmesi ve hatta konuþma yapmalarýný istemesi, hem Cumhurbaþkanýnýn, hem de Kýlýçdaroðlu’nun karþýlýklý olarak açtýklarý davalarý geri çekmeleri, siyaset tarihimizde nadir görülen davranýþlardýr.

Yeni Anayasa konusunda olumlu yaklaþýmlar bir yana, kimi acil anayasa deðiþiklikleri için siyasi partiler arasýnda bir konsensus saðlanmasý, hepimizi umutlandýran önemli adýmlardýr.

Her koþulda demokrasi ve özgürlükler söz konusu olduðunda karþýmýza yaþamsal bir sorun olarak çýkan Kürt sorunu HDP ve PKK denkleminin bu normalleþme sürecinin bir parçasý haline gelmesi de kaçýnýlmaz görünüyor.

Þimdi tüm bu olumlu ve umut verici adýmlara karþýn, inanýyorum ki belli kesimlerde "ama geçmiþte de oldu, sonu gelmedi, bu iktidara nasýl güveneceðiz? Her zamanki gibi takiyye yapýyorlar!" türünden itirazlar gelecektir.

Ýktidarla muhalefet arasýnda bir güven bunalýmý olduðu bir gerçek.

Erdoðan’ýn baþkanlýk taleplerine karþý çýkan, bu sistemin Türkiye’ye uygun olmadýðýný iddia edenler azýmsanmayacak kadar önemli bir kitle.

Ancak þunu unutmamak gerekiyor.

Ýnsanlar ve kurumlar yanlýþ yapabilir, aldanabilir, aldatýlabilirler.

Ama konu ülkenin geleceði, toplumun huzur ve refahý, özellikle de barýþ olunca; geçmiþe çok fazla takýlmadan, geleceðin yeni kodlarýný oluþturmak, düþmanlýklarý bir kenara koyarak, ortak paydalarda buluþmanýn zamanýdýr.

Türkiye’nin insan potansiyeli ve toplumsal hafýzasý bunu baþaracak güçtedir.

Yeter ki; önyargýlardan kurtulup barýþ içinde bir arada yaþamak zorunda olduðumuz gerçeðini kabullenelim.

 

Ayhan ONGUN

Gazeteci-Yazar 

02.08.2016/BODRUM

 

Son Güncelleme Tarihi: 19 Aðustos 2016 09:39

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.