HER SEÇÝM YENÝ BÝR BAÞLANGIÇTIR

20 Mart 2019 10:56 / 928 kez okundu!

 

 

31 Mart seçimlerine az bir zaman kala siyasetin dili iyice çirkinleþti. Býrakýn rakip partileri, ittifak partileri arasýnda bile kimi zaman öyle anlamsýz polemikler, suçlamalar ve kavgacý bir dil kullanýlmaya baþlandý ki; seçim sonrasý Türkiye'de oluþacak yeni siyasal iklimi de etkileyeceðe benzer.

Oysa yerel seçimler sonrasý, alýnacak sonuçlara göre ülkemizde siyasetin yeniden þekilleneceði beklenirken, köprüleri atacak þekilde kullanýlan dil ve söylemler geleceðe iliþkin var olan umutlarý da azaltýyor.

 

****

 

HER SEÇÝM YENÝ BÝR BAÞLANGIÇTIR

 

31 Mart seçimlerine az bir zaman kala siyasetin dili iyice çirkinleþti.

Býrakýn rakip partileri, ittifak partileri arasýnda bile kimi zaman öyle anlamsýz polemikler, suçlamalar ve kavgacý bir dil kullanýlmaya baþlandý ki; seçim sonrasý Türkiye'de oluþacak yeni siyasal iklimi de etkileyeceðe benzer.

Oysa yerel seçimler sonrasý, alýnacak sonuçlara göre ülkemizde siyasetin yeniden þekilleneceði beklenirken, köprüleri atacak þekilde kullanýlan dil ve söylemler geleceðe iliþkin var olan umutlarý da azaltýyor.

Seçimde yarýþacak adaylarýn izleyeceði politika, projeler yerine doðrudan adaylarýn kiþiliðine yönelik eleþtiri sýnýrlarýný aþan saldýrýlar; oluþabilecek yeni siyasi birlikteliklerin, güç birliklerinin önünü kesiyor.

Siyaseti hala, klasik, köhnemiþ yöntemlerle yapmakta ýsrar eden kimi politikacýlar ve adaylar, hem siyasetin düzeyini aþaðýya çekiyorlar, hem de ihtiyacýmýz olan barýþ iklimini kirletiyorlar.

Bir CHP ilçe baþkaný çýkýp, "bu kentin saðcýlaþmasýna izin vermeyeceðiz gibi gereksiz þeyler söyleyebiliyorsa, o kentte barýþ ve hoþgörü kültürünü nasýl yerleþtireceðiz.

AK Parti yöneticilerinin çýkýp bu kenti solculara teslim etmeyeceðiz türünden anlamsýz söylemlerinden ne farký kalýr?

Hani, saðcý-solcu demeden, etnik kökenine, dinine, inancýna bakmadan herkese eþit hizmet verecek belediye baþkanlarý seçecektik!

Hani; "bu bir yerel seçimdi, beka sorunu olamazdý”

Hani “dini siyasete alet etmeyecektik!”

Bu yerel seçimler sonrasý Büyükþehirlerden bazýlarýný kazanarak AK Parti'ye ders vermek, geriletmek mümkünken, onun yöntemleriyle seçim kampanyasý yürütmeye çalýþmak ne kadar doðru olur?

Ýstanbul’da daha sakin, daha barýþçýl bir kampanya yürüten Ekrem Ýmamoðlu’nun Eyup Sultan’da yasin okumaya ihtiyacý yoktu. Bu konuyla ilgili mesajýný verir, inancýnýn gereðini medyada paylaþmadan da yerine getirebilirdi.

Kendi partisi dýþýndaki kitlelerle kurduðu diyaloglar, sýcak yaklaþýmlar toplumda kabul görüyorken, özellikle de AK Parti'nin güçlü olduðu bölgelerden baþlayarak sürdürdüðü akýlcý kampanyaya gölge düþürecek davranýþlardan özellikle kaçýnmasý gerekir diye düþünüyorum.

Keza Ankara’da adaylarýn doðum yerleri ya da önce görev yaptýklarý seçim çevrelerine iliþkin baþlatýlan gereksiz polemik ve sataþmalar halkta karþýlýk görmüyor.

Halkýmýz, 1 Nisan'ý bir milat olarak görüp, yeni dönemde, yeni bir siyaset tarzý ve daha çaðdaþ siyasetçi profili beklerken hala ilkel yöntemlerle siyaset yapýlmasýný, doðrusu anlamak mümkün deðil.

Daha düne kadar önce Büyükþehire, ardýndan ilçe belediyesine aday olabilmek için tüm sermaye çevrelerini devreye sokan bir belediye baþkanýnýn þimdi gidip baþka bir partiden aday olmasý bir yana, CHP Genel Baþkanýna “beyinsiz” diyebilme cüretini göstermesi, bu seçim sisteminin ve aday belirleme yönteminin yeniden sorgulanmasý gerektiðinin tipik bir örneði ve kanýtýdýr.

Seçim ve siyasi partiler yasasý deðiþmeden, siyasi partiler tüzüklerini yeniden gözden geçirmeden yapýlacak tüm seçimler meþruiyet tartýþmasýna neden olacak, demokratik siyasetin yerleþmesine engel olacaktýr.

Ayrýmsýz tüm siyasi partilerde yukarýda oluþan bir oligarþik yapý var.

Baþkan ve adamlarýndan oluþan bu kadrolarýn tek derdi, parti içi iktidarý kimseye kaptýrmamaktýr. Ve hatta muhalefette kalmak daha az riskli, daha az sorunlu ve bir o derece keyifli bir durumdur. Ýktidarda olmadýðýnýz için halka hesap vermek gibi bir derdiniz de olmaz.

Yönetimde olmanýn avantajýný kullanarak delegeleri ve örgütleri dizayn eden siyaset baronlarý, daha sonra arkalarýna aldýklarý bu güçle milletvekili adaylarýný da, belediye baþkan adaylarýný da ve hatta meclis üyesi adaylarýný da doðrudan ya da dolaylý olarak kendi yandaþlarýndan oluþtururlar.

Sonra da olasý bir seçim yenilgisinde, aklýmýzla alay eder gibi, yeni baþarý öyküleri kurgulayýp, bizlere dayatmaya kalkarlar.

Aksi davranan "parti disiplinine uygun davranmamakla suçlanýr.

Tüm bu yaþananlardan ders çýkararak 31 Mart seçimlerinin sonuçlarý nasýl olursa olsun 1 Nisan itibariyle Türkiye'de siyaset kurumunun kendine çeki düzen vermesi zorunlu hale gelmiþtir.

Her aþamada tabanýn söz ve karar sahibi olduðu, halk iradesinin en geçerli güç kabul edildiði, demokrasinin tüm kurum ve kurullarýyla hayata geçirildiði siyasi partilere duyulan ihtiyaç, þimdi her zamankinden daha yaþamsal hale gelmiþtir.

Sivil Toplum Kuruluþlarýnýn güvenirlilik olarak siyasetin önüne geçtiði ülkemizde sivil siyasete geçilmesi, statükocu, vesayetçi siyasetçilerden kurtulmak için gerçek demokrat, aydýn, inançlý, yurtsever insanlarýn ellerini taþýn altýna koymasýnýn zamaný gelmiþtir.

1915 yýlýnda Çanakkale savaþýnda yaþamlarýný yitirmiþ askerlerimizi saygýyla anýyorum.

 

Ayhan ONGUN

Gazeteci-Yazar

18 Mart 2019/BODRUM

 

Son Güncelleme Tarihi: 20 Mart 2019 14:34

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.