Her köyün bir delisi vardır

28 Mayıs 2014 20:52 / 1125 kez okundu!

 

 

“BAŞBAKANIN SOMA'DAKİ BASIN TOPLANTISINDA VERDİĞİ ÖRNEKLER ABESLE İŞTİGAL. BENZER KAZALARIN BAŞKA ÜLKELERDE DE YAŞANMIŞ OLMASI BU FACİADAKİ İHMALİN GEREKÇESİ OLAMAZ. BU TOPLU CİNAYETTE SORUMLULUĞU VE İHMALİ OLANLAR MUTLAKA SORUŞTURULMALI, CEZALANDIRILMALIDIR. ANCAK KİMSE DE FELAKET ÜZERİNDEN SİYASET YAPARAK TOPLUMUN HASSASİYETLERİYLE OYNAMASIN.”

Yukarıdaki tespitten, “yine RTE yi destekliyorsun” anlamını çıkaran birine akıllı demek mümkün mü? Eğer deli değilse, ya okuma, ya da anlama özürlüdür.

İnsanların özel sorunları olabilir, yaşama küstükleri, sorunların burgacında doğru düşünemedikleri, sağlıklı değerlendirmeler yapamadıkları zamanlar olur. Hepimizin başından geçmiştir, saygı duyarım.

Ama böyle durumlarda azıcık aklı, sağduyusu, mantığı olan kişi susmasını da bilir.

Eğer bunu yapmıyorsa köyün delisi gibi her sözün arkasına koşup, kuyuya taş atmaktan vazgeçtik, taşı çıkarmaya çalışmak için her önüne geleni kuyunun içine çekmeye çalışmaz..

Hatırlarsanız benim söylediklerimin aynısını olmasa da, benzerini CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da söyledi, Devlet Bahçeli de.

Öte yandan kendini kah sosyal demokrat, kah sosyalist, çoğu zamanda utangaç sözcüklerle devrimci göstermeye çalışanlar, benim Erdoğan’ı eleştiren sözlerimi bile çarpıtarak, kendilerince ahkam kesmeye çalışıyorlar.

Bir yandan da kimi sözüm ona felsefi sözcükleri serpiştirerek yazdıkları yalan yazılarla, tribüne oynama alışkanlığından vazgeçmiyorlar.

diktatörü açıkça savunamıyorlar. Fırsat kolluyorlar AKP yi savunmak için dipte bir yerlerde” diyen köyün delisi havayı yumruklayan korkak boksörler gibi, olmayan rakiple dövüşüyor.

Ortada hiçbir neden yokken, durup dururken “yetmez ama evetçiler“ diye başlayan bu mahcup darbe severler, laikperestler, bir kez olsun “evet” diyenlere ilişkin tek bir söz söyleyemezler.

Ben en azından “yetmez ama evet” dedim, doğrudan evet diyenlere niye en küçük bir eleştiri getirmezler. Çünkü yerel düzeyde çıkar birliktelikleri vardır.

Geçmişte yerel yönetimlerin nimetlerinden olabildiğince yararlananlar, bu konuda her türlü işbirliğini yapanlar, şimdi utanmadan “yetmez ama evetçileri” cumhuriyetin nimetlerinden yararlanmakla suçlama aczine düşüyorlar.

Üstelik de utanmadan bizi yalancılıkla suçlayan tescilli yalancılar, siyaset çantacıları, sahte devrimciler; hala utanmadan politik şov yaparak, ekmeği için mücadele edenlere karşı şovence davrananlara şirin görünmek adına bölücülük yapıyorlar.

Kendi gibi düşünmeyenleri düşman gören, öteleyen, aşağılayan; kendilerini ülkenin, cumhuriyetin, devletin sahibi görenler; şimdi bunların boş birer yalan olduğunu fark edince, attan düşmüşe döndüler ve can havliyle saldıracak yer arıyorlar.

Şimdiye kadar yazdığım yazılarda, televizyon programlarında bile geçmişteki politik duruşumdan vazgeçmediğimi, günün koşullarına uygun tercihlerimi özgürce kullandığımı ifade ettiğimi bile bile, arsızca, salt birilerine yaranmak uğruna yalan söyleyen, çarpıtan siyaset taşeronları; yine duvara tosladılar.

Eski statükolarını yitiren vesayet sisteminin rantiyecileri şimdi, akıllarınca “evetçilere gücümüz yetmez, bari “yetmez ama evetçilere” saldıralım, hıncımızı onlardan alalım demeye getiriyorlar.

Bu ülkede düşündüklerini hiçbir baskıya boyun eğmeden söyleyen, hiçbir ön koşul dayatmadan, en küçük bir kişisel beklentisi olmadan; barış ve demokrasi mücadelesine katkı koyanların yanında yer almayı bir insanlık ve vicdani görev sayan bir avuç demokrat insanla uğraşmaktan vazgeçin.

Ülkede terörün sonlanması, barışın tesis edilmesi için atılan her adıma destek verdiğimiz gibi, halka rağmen, halkın taleplerini görmezden gelen, özel yaşamına müdahale eden, otoriter tavırlarıyla toplumu gerenlere de karşı dururuz.

Kimi zaman kutuplaştırıcı, kimi zaman üstenci ve egosantrik bir üslup kullanarak toplumun bir yarısını huzursuz eden Başbakana da yaparız eleştirimizi!. “AKP gitsin de, isterse ülke batsın” aymazlığını yapan, ülkede her olumsuzluğu bahane edip, anti demokratik yollardan iktidar değişikliğine yeltenen darbe severleri, mahcup solcuları, Atatürkçülüğün ardına saklanan ulusolcuları, askeri vesayetten umudu kesince bürokratik vesayetin peşine düşen Kemalistleri de iyi tanırız.

Somut durumun doğru analizini yapamayan, zamanın ruhunu kavrayamayan, önyargılarından arınamayan, daha da kötüsü kişisel ve grupsal çıkarlarından vazgeçemeyenler en sonunda “köyün delisi”ni oynuyorlar.

Ama artık usandık bu delilerden.

Her köyün bir delisi var.!

 

Ayhan ONGUN

Gazeteci-Yazar

27.05.2014/BODRUM

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.