BODRUM'DA NELER OLUYOR?

23 Temmuz 2018 15:22 / 1510 kez okundu!

 

 

Bodrum'da yaşayan, ortak bir kent kültürünü birlikte oluşturmak, paylaşmak ve gelecek kuşaklara aktarmak isteyen tüm Bodrum sevdalılarını, Bodrum ve Muğla’yı hak ettiği çağdaş yönetimlere kavuşturmak için birlikte davranmaya çağırıyorum. Şu gerçeği unutmamak gerekir. “Bodrum; yalnızca Bodrum’lulara bırakılacak kadar önemsiz değildir.” “Bodrum bir dünya kentidir ve evrensel, çağdaş yönetici ve yönetimlere ihtiyacı vardır.”

 

****

 

BODRUM'DA NELER OLUYOR?

 

Günlerdir susuzluktan kavrulan Bodrum'da, bir de sıcak eklenince, hele de trafikteyseniz vay halinize!
Muğla Büyükşehir Belediyesiyle Bodrum Belediyesi arasında sürüp giden anlamsız sürtüşme ve koltuk kavgasının çilesini Bodrum halkı çekiyor.
Kuşkusuz kamunun yapmadığı, eksik bıraktığı, ihmal ettiği bir dolu hizmet için de yerel yönetimler suçlanıyor ancak vatandaş DSİ'ne, Karayollarına ulaşamayacağı için kendi oylarıyla seçilen yerel yöneticilerden hesap soruyor.
Haksız da değil!
Kamu kurum ve kuruluşlarıyla, yatırımcı bakanlıklarla görüşerek bu sorunların çözümü için çaba harcaması gerekenler belediye başkanları ve siyasiler.
Üstelik yaz aylarında normal nüfusunun en az beş katı dışardan turist ağırlamak zorunda kalan Bodrum’da sorunlar da katlayarak büyüyor.
Gelen yerli ve yabancı turistin ekonomiye katkısı, esnafa sağladığı destek nedir, bu konuda ayrıntılı bir çalışma yapılması gerekiyor.
Henüz bu yaşamsal sorunlar çözülmemiş, orta yerde dururken bir yandan da çarpık bir kentleşme, imar dışı yapılaşma son hız devam ediyor.
Düşünebiliyor musunuz her ikisi de CHP'li olarak seçilen iki belediye başkanı kavgalı. Sorulduğunda böyle bir şey olmadığını iddia etseler de kamuoyunda böyle bir algı var.
Doğal olarak kendilerinden kaynaklı bir sorun olmasa da, tüm olumsuzluklar onların üzerine kalıyor. Başkanlar önce kendileriyle, sonra birbirleriyle ve hepsinden önemlisi bağlı oldukları parti örgütleri ve vatandaşla barışmak zorundalar.
Aksi halde yaklaşan yerel yönetim seçimlerinin sonucunda aynı koltuklarda başkalarını görmeleri hiç de sürpriz olmayacaktır.
Yaz aylarında artan nüfusla birlikte susuzluk çekileceğini bilmek için kahin olmaya gerek yok.
Aynı keza, yetersiz arıtma tesisleri yüzünden sürekli kirlenen deniz, çöplüğe dönen koylar, beton yığınına dönen kıyılar, neredeyse her gün yarımadanın bir bölgesinde çıkan yangınlar, toplanamayan çöpler, çevreyi yaşanmaz hale getiren çöp dağları nedeniyle Bodrum’un karizması çizilmiştir.
Karizması çizilen yalnızca Bodrum değil, asıl onu yönetenlerdir.
Bildik nedenlerle bu sorunların yaşanması kaçınılmaz görünse de, asıl sorun, sorunları görmezden gelip, öncesinde tedbir almamaktır.
Böylesine çözümsüz sorunlarla kıvranan Bodrum, öte yandan belki de ülkemizde insan potansiyeli en yüksek yerlerden biridir.
Ancak siyaset yapmak da, kenti yönetmek de mutlu bir azınlığın tekeline geçmiş, yeteneği, birikimi ne olursa olsun başka hiç kimseye hayat hakkı tanınmadığı gibi üstü örtülü bir yerel milliyetçilik, ne yazık siyasetin temel taşlarından biri haline gelmiştir.
Dışardan gelip, Bodrum’a yerleşmiş ve Bodrum’u kendi yaşam alanı olarak görmüş, siyaseti çok iyi bilmelerine karşın, kirlenen siyasetten uzak kalmaya özen gösteren insanların örgütsüzlüğünü fırsat bilen bu kesimler, “dışarlıklı" diye tanımladıkları Bodrum yurttaşlarına temsil anlamında haksızlık yapmaya devam ediyorlar.
Bırakın başka illerden gelenleri, Yokuşbaşının ötesini bile yabancı sayan zihniyet, Bodrum’un sosyal, siyasal, ekonomik yaşamına hiç bir şeyler katmadıkları, sürekli Bodrum'dan beslendikleri gibi, temsil noktalarına kendilerinden başkalarını getirmemek için gizli bir mücadele yürütüyorlar.
Ancak Türkiye’nin büyük metropollerinden daha karmaşık ama zengin bir demografik yapıya sahip olan Bodrum'da temsilde ve hizmette adaletin zamanı gelmiştir.
Yaklaşan yerel seçimlerde bu coğrafyada yaşayan herkes eşit haklara sahiptir ve kentin yönetiminde söz sahibi olmalıdır.
Benim bu yazdıklarımı yanlış algılayanlar olacağı gibi, alıştıkları sosyal statüyü kaybetme kaygısıyla kimileri karşı çıkacaklar ve hatta bunu bölgecilik, ayrımcılık gibi göstermeye çalışanlar olacaktır.
Ama unutulmasın ki, Bodrumlu olmak, Bodrum'un sosyal ve siyasal yaşamında yer almak için mutlak Bodrum'da doğmak gerekmiyor.
Öyle sanıyorum sağduyu sahibi Bodrum doğumlular da, sonradan Bodrum’a gelip yerleşenler de artık Bodrum’un bu ilkel anlayışla yönetilmeyeceğini anlamışlardır.
Bu yüzden de nerede doğduklarına bakmaksızın, Bodrum'da yaşayan, ortak bir kent kültürünü birlikte oluşturmak, paylaşmak ve gelecek kuşaklara aktarmak isteyen tüm Bodrum sevdalılarını, Bodrum ve Muğla’yı hak ettiği çağdaş yönetimlere kavuşturmak için birlikte davranmaya çağırıyorum.
Şu gerçeği unutmamak gerekir.
“Bodrum; yalnızca Bodrum’lulara bırakılacak kadar önemsiz değildir.”
“Bodrum bir dünya kentidir ve evrensel, çağdaş yönetici ve yönetimlere ihtiyacı vardır.”

 

Ayhan ONGUN

(Gazeteci-Yazar)

16.07.2018/BODRUM

 

Son Güncelleme Tarihi: 24 Temmuz 2018 16:21

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.