BARIÞIN ÖNÜNDEKÝ EN BÜYÜK ENGEL, NEFRET SÖYLEMLERÝ

08 Þubat 2020 01:20 / 6232 kez okundu!

 

 

Son yýllarda toplumda yaþanan travmalarýn, tartýþmalarýn, kýrýlmalarýn ana nedenlerinden biri kin ve nefret söylemleri.

Öncelikle de siyaset diline hakim olan bu tehlikeli yöntem, giderek tüm toplumu etkisi altýna almaya baþladý.

Barýþa, sevgiye, kardeþliðe en çok ihtiyaç duyduðumuz þu günlerde siyasi parti lider ve yöneticilerinin söylemlerine baktýðýmýzda bunu çok açýk görebiliyoruz.

 

****

 

BARIÞIN ÖNÜNDEKÝ EN BÜYÜK ENGEL, NEFRET SÖYLEMLERÝ

 

Son yýllarda toplumda yaþanan travmalarýn, tartýþmalarýn, kýrýlmalarýn ana nedenlerinden biri kin ve nefret söylemleri.

Öncelikle de siyaset diline hakim olan bu tehlikeli yöntem, giderek tüm toplumu etkisi altýna almaya baþladý.

Barýþa, sevgiye, kardeþliðe en çok ihtiyaç duyduðumuz þu günlerde siyasi parti lider ve yöneticilerinin söylemlerine baktýðýmýzda bunu çok açýk görebiliyoruz.

Siyasi beklentileri olan her kiþinin kendine rol model aldýðý bir siyasetçi tipi vardýr ve onda gördüklerini aynen taklit eder.

Bu durumu anlamak mümkündür.

Ancak kendisini devrimci, demokrat, ilerici olarak tanýmlayan kimilerinin kullandýðý nefret söylemlerini anlamak pek mümkün olmuyor.

Demokratlýðýn asgari ölçüsü, insana ve emeðe saygý olmasý gerçeðinden hareketle, barýþ ve sevgi dilini yaygýnlaþtýrmak, bizim gibi olmayanýn(ötekinin) da görüþlerini anlamaya çalýþmak gerekirken, kendi gibi düþünmeyen, kendisi gibi davranmayan herkesi düþman gibi gören, öteleyen kiþiden ne demokrat olur, ne devrimci!

Býrakýn devrimciliði, demokratlýðý; insan olmanýn ön koþulu yaþayan tüm canlýlarý sevmek, korumak olmasý gerekirken, her fýrsatta çevresine nefret tohumlarý serpen, kendi hastalýklý ruh halini topluma yaymaya çalýþanlar o kadar çoðaldý ki, öyle sanýyorum barýþýn önündeki en büyük tehlike de bu tip insanlar.

Yaþamý boyunca hep üretimden kopuk, sosyal, toplumsal, ekonomik hayatta asalak olarak yaþamýþ bu tür insanlarýn en kolay sýðýnacaklarý alan sivil toplum çalýþmalarý.

Kendilerini en kolay ifade edecekleri bu alanda, slogan devrimciliði, klavye kahramanlýðý yapan, günlük yaþamayý ve baþkalarýndan beslenmeyi alýþkanlýk haline getirmiþ olan bu tür insanlar, her fýrsatta birilerine çamur atarak, polemiklerle  gündemde kalmaya çalýþýrlar.

Ancak dünyada gündem o kadar hýzlý deðiþiyor ki, bu hýza ayak uydurmak pek kolay olmuyor.

O zamanda farkýnda olmadan olaylarýn ve gündemin önünde sürüklenip duruyor, çoðu zamanda yerlerde ya da beslendikleri güçlerin önünde yuvarlanýp, paspas oluyorlar.

Kendilerinden baþka kimseyi beðenmeyen, kimi alkole düþkün, kimi uyuþturucu baðýmlýsý, kimi kumar tutkunu ama her ne hikmetse sözüm ona devrimci! Bu kiþiler her fýrsatta çevrelerini de zehirlemeye devam ediyorlar.

Uluslararasý iliþkilere bile yansýyan bu nefret dili, ne yazýk giderek olaðan bir söylemmiþ gibi algýlanmaya ve hatta taraftar bulmaya baþladý.

Çoðu zaman tehdit içeren, baþkalarýný aþaðýlayan, toplumda ve halklar arasýnda bölücülüðü kýþkýrtan söylemlerin, barýþý savunmasý gereken aydýnlar arasýnda da kabul görmeye baþlamasý daha da düþündürücü hal aldý.

Dünyada kimi ülkelerde “tahammül toplumu” kavramý tartýþýlmaya baþlanmýþ, daha ileri insan hak ve özgürlükleri konuþulurken ülkemizde kavga ve þiddet ortamýndan beslenen siyasetçilerin prim yapmasý çok düþündürücü.

Toplumu derinden sarsan bu durumun sonucu olarak görüyoruz ki, þiddet ve intihar olaylarý çoðalmaya baþladý.

Gerek yazýlý, gerekse görsel medyada sürekli þiddet içeren yayýnlardan etkilenen, baþta çocuklar ve gençler; bir yandan sosyal yaþamdan kopuyor, diðer yandan da þiddete meyleden insanlar haline geliyorlar.

Çocuklar ve gençler üzerindeki bu olumsuz etkileri ilgi, sevgi, eðitimle gidermek, azaltmak mümkün olabilir ama ya kendini profesyonel devrimci sanan, kendisiyle bile kavga eden hastalýklý tipleri ne yapacaðýz.

Ayný keza muhafazakarlýðý, geliþim ve deðiþime düþmanlýk olarak algýlayan ya da geleneksel deðerlerimiz üzerinden siyaset yapmayý milliyetçilik olarak gören bir kesim var.

Sosyal demokrat bir partide milliyetçi solculuk(!) yapmaya çalýþan, deðiþim ve yenilenmeden rahatsýz olan ulusalcýlarýn da yollarý bu saydýðýmýz kesimlerle birçok yerde kesiþiyor.

Bunlarýn en belirgin ortak yanlarý, kavga, kaos, þiddet ortamýndan besleniyor olmalarý, kin ve nefret söylemlerine olan baðýmlýlýklarý.

Aynaya bakýp kendisiyle kavga eden birinin baþka insanlarý sevmesi, barýþýk olmasý beklenemeyeceði gibi onlar Nazým ustanýn dediði gibi umudun da düþmanýdýrlar.

Gölgelerinden ve aydýnlýktan korktuklarý için geceleri yaþarlar.

Kalabalýklarýn ardýna sýðýnýp kahramanlýk yapmaya çalýþýrlar.

Bu davranýþlarý yüzünden giderek toplumdan dýþlandýkça da saldýrganlaþýr, çevrelerine kin ve nefret saçmayý sürdürürler.

Ancak her sabah yeniden doðan güneþ, umudun, aydýnlýðýn, sevginin, barýþýn habercisidir.

Her koþulda barýþ ve barýþ yanlýlarý kazanacaktýr.

 

Ayhan ONGUN

Gazeteci-Yazar

04.02.2020,BODRUM

 

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.