BANA BÖYLE MAHZUN BAKMA ÇOCUK

30 Ağustos 2016 14:28 / 1281 kez okundu!

 

 

"Bana yöyle mahzun bakma çocuk!
Seninle aynı kaderi paylaşan milyonlarca çocuk var bu ülkede.
Onlarda şimdiden kimileri için potansiyel suçlu, kimileri için geleceğin oy deposu olarak görülüyor.
Ülkede darbe olduğunu duydukları anda marketlere, ATM lere koşarak, darbeyi peşinen kabullenen ve hatta kendi askerleri yaptı sanarak 10. Yıl marşıyla kutlama yapanlar seni bu ülkede istemiyorlar."

*****

 

BANA BÖYLE MAHZUN BAKMA ÇOCUK!


Kim bilir kaç anne çocuğuna böyle seslenmiştir?
Sevgisini olduğu kadar üzüntüsünü de göstermekte oldukça özürlü bir toplumun, yüreği yanık kadınları söyleyemese de çocukları için, hep bu duyguları hissetmiştir.
Geçtiğimiz günlerde bir şehit anası da alçakça bir saldırıda yitirdiği oğluna bakarak yürek yangınını bu sözlerle ifade etmişti.
Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı, iki gün sonra Dünya Barış Günü ama anaların gözyaşı dinmiyor.
İçinde yaşadığımız kabus dolu günlerde ben en çok da analar ve çocuklarına üzülüyorum.
Barolar Birliği Adli yıl açılış törenlerine katılmayacakmış, CHP de bu törenleri Cumhurbaşkanlığının düzenleyerek, tarafsızlığına gölge düşürdüğü gerekçesiyle katılmayı düşünmüyormuş!
Suriye de yapılan operasyonlarla ilgili de ABD Başkan Yardımcısı ne düşünüyormuş, Menbiç’ e önce kim girecekmiş, inanın umurumda değil.
Benim umurumda olan ülkesini terk etmek zorunda kalıp, şu an Avrupa’nın değişik ülkelerinde akibetlerinden haber alamadığımız on binlerce çocuk.
Benim önemsediğim, her gün gelen şehit haberleri, gencecik yaşta anlamsız bir savaşın kurbanı olan askerlerin, dağdaki gençlerin yüzlerindeki o acı ve masum ölü bakışlar.
Ne TSK daki kurmayların hangisinin cemaatin ilgi ve desteğine mazhar olduğu, ne Kandil deki kurmayların hangi dış güçlere daha yakın, hangi uluslar arası planın parçası olduğunun inanın artık hiçbir anlamı yok.
En anlamlı davranış, kim olduğuna, hangi siyasi görüşe sahip olduğuna bakmadan, barış için, özgürlük ve demokrasi için, insanlık ve en önemlisi de analar ve çocukları için atılacak en küçük bir adımın bile destekçisi, takipçisi, sürdürücüsü olma erdemini ve yürekliliğini gösterebilmek.
Çocuk tacirlerinin, uyuşturucu ve fuhuş çetelerinin, organ mafyalarının eline düşmeleri muhtemel çocuklar için yüreğiniz sızlamıyor, anaların döktüğü gözyaşlarıyla ıslanmıyorsa vicdanınız; laik, sosyal, hukuk devleti talebinizin, cumhuriyetin vazgeçilmez değerlerine olan bağlılığınızın ne önemi var. 
Ailesini kirli bir savaşta yitirdiği yetmezmiş gibi, şimdi hiç tanımadığı topraklarda, dilini, kültürünü bilmediği insanlar arasında, başına geleceklerden habersiz yaşam mücadelesi veren çocukları düşünmeyene insan denir mi?
Bana öyle mahzun bakma çocuk!
Bu ülkede hala darbelerden, darbecilerden medet umanlar var.
Bu ülkeyi tek başına sahiplenmek, kendisi gibi olmayanları yok saymak isteyenler, kendi ego ve kibirleri uğruna gerekirse dünyayı ateşe vermeyi bile göze alacak insancıkların yaşadığı bir ülkede seni düşünen var mı sanıyorsun?
Bana öyle mahzun bakma çocuk!
Bu ülkenin meclis başkanı dünyanın en ünlü, en saygın devrimcisine dil uzatabiliyor, ülkemizin anlı şanlı devrimcileri seni ülkenden koparan, aileni öldüren, şimdi de bir başına yaban ellerde aç, açıkta kalmana neden olan birini neredeyse kahraman göstermeye çalışıyorlar.
Yine kendini özgürlük savaşçısı olarak gören kimileri, sözüm ona emperyalizme karşı olduklarını iddia edip ABD silahlarıyla kirli bir savaşın parçası olmaya devam ediyorlar.
Bana öyle mahzun bakma çocuk!
Bu ülkede vicdanı sağır, yüreği nasırlaşmış büyüklerin her gün yeni komplo teorileri, korku senaryolarıyla halk iradesini yok sayıyor, kendi iktidarları uğruna her türlü yol ve yöntemi meşru sayıyorlar.
Bana yöyle mahzun bakma çocuk!
Seninle aynı kaderi paylaşan milyonlarca çocuk var bu ülkede.
Onlarda şimdiden kimileri için potansiyel suçlu, kimileri için geleceğin oy deposu olarak görülüyor.
Ülkede darbe olduğunu duydukları anda marketlere, ATM lere koşarak, darbeyi peşinen kabullenen ve hatta kendi askerleri yaptı sanarak 10. Yıl marşıyla kutlama yapanlar seni bu ülkede istemiyorlar.
Yalnız seni değil, kendi gibi olmayan hiç kimseyi istemiyorlar.
Yeter ki, onların rahatı, huzuru bozulmasın, mutlu mesut yaşasınlar.
Bana öyle mahzun bakma çocuk’
Ben artık senin bu mahzun bakışlarına dayanamıyorum.

 

Ayhan ONGUN

Gazeteci-Yazar 

30 Ağustos 2016/BODRUM

 

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.