Nasıl bir cumhurbaşkanı istersiniz?

09 Ağustos 2014 22:46 / 1272 kez okundu!

 

 

Bu soruyu onbeş yaşındaki kızıma sordum, yanıtı "bana karışmasın yeter" oldu.

Siz nasıl bir cumhurbaşkanı istiyorsunuz? 10 Ağustos'ta üç aday arasından seçim yaparken tercihinizi ne belirleyecek?

Baştan söyleyelim Cumhurbaşkanlığı kurumunun kendisi sorunlu, 12 Eylül Darbesinin lideri Kenan Evren için hazırlanmış, ciddi yetkileri var ama sorumluluğu yok. Anayasaya göre; Cumhurbaşkanı TBMM'yi toplantıya çağırabiliyor, yasaları yeniden görüşülmek üzere Meclise geri gönderebiliyor, Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açılabiliyor, TBMM'nin seçimlerinin yenilenmesine karar verebiliyor. Yürütme alanında gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık edebiliyor, başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilân edebiliyor ve kanun hükmünde kararname çıkartılabiliyor. TBMM adına Silahlı Kuvvetlerin Başkomutanı sıfatıyla Cumhurbaşkanı  Silahlı Kuvvetlerin kullanılmasına karar verebiliyor, Genelkurmay Başkanı'nı atamak Milli Güvenlik Kurulu'nu toplantıya çağırmak ve başkanlık etme yetkileri de var. Diğer yandan Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Askerî Yargıtay üyelerini, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçme yetkileri  ile de donatılmış. Yasama, yürütme ve yargı alanında bu kadar geniş yetkilere sahip olduğu halde, yaptığı işlem ve eylemlerden dolayı "vatana ihanet" gibi muğlak suçlama dışında suçlanamıyor, sorumlu tutulamıyor, tek başına imzaladığı emir ve kararlar aleyhinde yargıya dahi başvurulamıyor.

İşte 10 Ağustos'ta anayasa ile sorumsuz yetkilerle donatılmış bir kişiyi seçeceğiz, seçeceğimiz kişi başımıza bela da olabilir, Türkiye'nin demokrasi, eşitlik, özgürlük, adalet ve ekoloji sorunlarının aşılmasında ön açıcısı ve  itici gücü de olabilir.

Ortada üç aday var, bir tanesini on iki yıldır tek başına iktidarı sırasındaki yaptıkları ile biliyoruz, özellikle Gezi direnişi ve 17, 25 Aralık yolsuzluk operasyonu sırasındaki performansından çok iyi tanıyoruz. Sadece Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmalarındaki herkesi azarlayan, öfkeli, şiddetli diline bakacak olursak, anayasada tanınan geniş yetkilerle Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı'nda bizi neler beklediğini uzun uzadıya anlatmaya gerek yok.

Bir kısım muhalefetin çatı adayı  olarak gösterilen Ekmeleddin İhsanoğlu kendisini "milliyetçi, muhafazakar, demokrat ve Atatürkçü" olarak nitelendiriyor, yani yeni bir şey demiyor, Recep Tayyip Erdoğan'ın muhafazakar seçmenine etkilemek için aday gösterildiğinden yeni bir şey yaratma potansiyeli de yok.

Geriye Selahattin Demirtaş kalıyor. Arkadaşımın seksenini aşmış annesi "Selahattin çok iyi adam ama Kürt, Kürt olmasaydı ona oy verirdim" dedi. Bu söz çok şey anlatıyor, yüzleşmek mi istiyorsunuz, bundan daha çarpıcı söz bulabilir misiniz? Ben de "ama ben de Kürt'üm ne olacak şimdi?" deyince yaşlı teyzenin şaşkınlığını ve mahcup bakışını görmeliydiniz, ardından sarf ettiği "Kürtler kötüdür demek istemedim, kusura bakmadın de mi?" sözü çok şey anlatmıyor mu?

Türkiye'nin en önemli meselesi Kürt meselesi ise durup düşünmek gerek. Kürt meselesinin çözümü ya da çözümsüzlüğünün yaratacağı Türkiye'yi gözünüzün önüne getirin, çözümsüzlüğün yeniden silahlı çatışma ve ölüm getireceği, birarada yaşamı imkansızlaştıracağı ortada, böylesi bir durumun sürdürülebilmesi mümkün mü? Bir de sorunun eşit yurttaşlık temelinde demokratik siyasetle çözümünün sağlandığı bir Türkiye'yi hayal edin Kürt meselesinin çözümü diğer demokrasi sorunlarının aşılmasını kolaylaştıracak, demokratik Türkiye'nin kurulmasının yolunu açacaktır.

Şayet bir türlü demokratik bir ülke olamamayı dert ediyorsanız, seçeceğiniz Cumhurbaşkanının eşitlik, özgürlük sorunlarını en çok yaşamış insan olması en makul ve mantıklı olanı değil midir? Sevildiği halde sırf Kürt olduğu için tercih edilmekten imtina edilen Selahattin Demirtaş en çok ayrımcılığa uğrayan cumhurbaşkanı adayıdır. O zaman eşitliğin, özgürlüğün en çok kıymetini bilecek olan da odur.

Selahattin Demirtaş adaylığının gerekçesini "Yeni Yaşam" çağrısı ile açıklıyor (http://www.selahattindemirtas.net/yeniyasam/)."Yıpranan kardeşliğin eşit temeller üzerinde yeniden tesisinin teklifi" başlığı ile başlayan çağrıda tek tipçi dayatmalara karşı çoğul, farklılıkların eşit ve gönüllü beraberliğine dayalı bir toplumsal varoluştan söz ediyor ve özgürlükçü ve demokratik bir Türkiye'nin mümkün olduğunu belirtiliyor. Yeni Yaşam çağrısının Radikal Demokrasi, Barışa İnanmak, Adalet, İnanç Özgürlüğü, Yeşil, Genç, Eğitim Hakkı, Kadın, Dünya Barışı ve Örgütlenmek olduğunu anlatıyor.

Yeni Yaşam Çağrısı Yeşildir başlığı altında "Bergama köylülerinin siyanürlü altın madenlerine karşı direnmesinden bugüne doğa katliamı ülke gündeminden düşmüyor" cümlesiyle Türkiye ekoloji hareketine sahip çıkılıyor, HES'e direndiği için Jandarma'dan dayak yiyen kadınlardan, sanayi atıklarıyla zehirlenen Ergene nehrinden, nükleer ve termik santrallerin yarattığı tehditler anlatılıyor, toprağın, havanın, suyun ve diğer türlerin korunması sözü veriliyor ve yaşamı savunma temel ilkesi vurgulanıyor.

Gerek "Yeni Yaşam Çağrısı" gerekse yıllardır yakından bildiğim siyaset yapma tarzı ve savunduğu değerleri açısından Selahattin Demirtaş'ın cumhurbaşkanlığı adaylığı başta etnik köken ve inanç olmak üzere tüm farlılıklarımızla eşit, özgür, birlikte yaşama isteğinin sembolüdür. Onun alacağı her oy birlikte yaşama istek ve iradesine verilen oy olacaktır, Demirtaş'ın beklenenin çok altında oy alması, birlikte yaşama isteğine vurulmuş darbe olacaktır.

Nasıl bir cumhurbaşkanı? Benim yanıtım; eşitliği, özgürlüğü, demokrasiyi, adaleti, barışı ve yaşamı savunan, genç ve samimi  bir Cumhurbaşkanı. Bu nitelikleri taşıyan, ötekileştirilenlerin, kimliği yok sayılanların, eşitsizliğe uğrayanların temsilcisi olduğu için, 'Kürt olduğu' için ben Selahattin Demirtaş'a oy vereceğim.

Bu tercihimle kızımın "bana karışmasın yeter" istediğine de katkıda bulunmuş olacağım.

 

Arif Ali CANGI

04.08.2014

 

Son Güncelleme Tarihi: 13 Ağustos 2014 21:48

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.