İzmir'in 'altın'la imtihanı

23 Temmuz 2012 17:33 / 2746 kez okundu!

 


Kaç yazı yazdım hatırlamıyorum, kaç tane dava dosyası açtık sayısını unuttum. Bu derde düşeli on yıl olmuş.

İzmir’in arseniksiz tek su havzası olan, orman alanları, ekolojik üzümleriyle, İzmir’in damı olarak nitelendirilen Efemçukuru’nda Altın Madeni işletiliyor.

On yıldır uğraşıyoruz, tartışıyoruz. Bilim insanlarının bir kısmı “yörenin kayaç yapısı ve işletmede yapılacak zenginleştirme işlemi sonucunda maden işletmesinin ağır metal kirliliği yaratacağı, böylelikle bölgenin yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını kirleneceği, yörenin bitki ve orman örtüsünün zarar göreceği, bölgede uygulanan ekolojik tarımın sona erdireceği, kısaca ekolojik ve toplumsal yıkıma yol açacağı”nı raporladı, bir kısmı da 'bir şey olmaz' dedi. 'Bir şey olmaz' üstün geldi, bir yıl önce deneme üretimine başladı. En son haber İzmir İl Özel İdaresi 24 Mayıs 2012 tarihinde birinci sınıf gayrisıhhi müessese açılma ruhsatı vermiş. Bu arada deneme üretimi döneminde altın karlar tatlı gelmiş olsa gerek şirket kapasitesini üç kat artırmaya karar vermiş, dünya çevre gününden bir gün önce 4 Haziran'da Efemçukuru Köyü'nde ÇED toplantısı yapıldı.

Açtığımız dava sayısı unuttum dedim ya, son ruhsat için, ardından kapasite artırımı için de dava açmalı. Açmalı mı?

Kimsenin umurunda değil, İzmir'in büyük büyük yöneticilerinin umurunda değil, Büyükşehir Belediye Başkanı 'artık benim yetkim yok'tan başka şey söylemiyor, oysa sözler vermişti. Koca koca meslek odaları gündemlerinden düşürmüşler bile. Gazetecileri için dert değil artık. İzmir'in siyasetçileri AKP, CHP ne diyor? EDP karşı olsa ne yazar... Efemçukuru Köylüleri, karşısında devleti, devasa zengin şirketi görünce, çekindiler, korktular, Büyük Başkan Kocaoğlu köylerine uğramaz olunca, biz bunlarla 'baş edemeyiz' dediler ve bağlarını sattılar, paraları da harcadılar, şimdi daha yoksullar. İçlerinde bir kişi var ki; 'umurumda değil, altınları, paraları' diyor, tek kişi kalmış Ahmet Karaçam halen direniyor. Bir de İzmir'de bu işi dert etmiş bir avuç insan, onlar da yoruldular.

Daha uzun yazmak içimden gelmiyor. Bir soru ile yazıyı bağlamak istiyorum. İzmirliler gerçekten 'su'larını umursuyorlar mı? Yoksa onlar da 'bir şey olmaz'a mı inanıyorlar?. Bu soruya alacağımız yanıtlar bundan sonrası için belirleyici olacak. Ses ver İzmir...


Arif Ali CANGI

23.07.2012


Son Güncelleme Tarihi: 28 Temmuz 2012 12:07

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.