12 Eylül ile Hesaplaşma Sınavımız

10 Eylül 2011 00:06 / 1622 kez okundu!

 


12 Eylül Darbesi’nden bu yana 31 yıl geçti. ‘12 Eylül’ hepimizin ortak mağduriyetinin adıdır. Bunu anlatabilmek için darbenin bilinen bilançosuna bakmamız yeterli...

“…650 bin kişi gözaltına alındı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı, idamı istenen 7 bin kişinin 517’sine idam cezası verildi, 50'si asıldı, 388 bin kişiye pasaport verilmedi, 30 bin kişi "sakıncalı" bulundu ve işten atıldı, 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı, 30 bin kişi "siyasi mülteci" oldu, 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü, 171 kişinin "işkenceden öldüğü" belgelendi, 937 film "sakıncalı" bulunduğu için yasaklandı, 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu, 31 gazeteci cezaevine girdi, 3 gazeteci öldürüldü, gazeteler 300 gün yayın yapamadı, 13 büyük gazete için 303 dava açıldı, 39 ton gazete ve dergi imha edildi, cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi…”

Bütün bu yaşananlar sonunda, bugün artık darbeyi yapanların dışında 12 Eylül’ü savunan yok. Hiç kimsenin onaylamamasına karşın, başta Anayasası olmak üzere hukuku ve kurumları ile ‘12 Eylül’ halen varlığını koruyabiliyor. Bu çelişkiyle yüzleşemediğimiz sürece, 12 Eylül ile yüzleşebilmemiz zor gözüküyor.

12 Eylül ile yüzleşmek deyince, ilk akla gelen 12 Eylül suçlarının yargılanmasıdır. Bunu düşünen 12 Eylülcüler hazırladıkları anayasa ile kendilerine dokunulmazlık sağladılar. Anayasanın geçici 15.maddesi, 12 Eylül 1980 tarihinden ilk genel seçimler sonucu toplanan TBMM Başkanlık Divanının oluşmasına kadar geçen süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini kullanan Millî Güvenlik Konseyinin, bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarına cezaî, malî veya hukuki bağışıklık getiriyordu. 12 Eylül ile hesaplaşmayı engelleyen en somut hukuksal sorun bu olduğu için, her 12 Eylül döneminde hep “geçici 15.maddenin kaldırılması”nı istedik.

Kaldırılması istenen geçici 15.madde, 12 Eylül 2010 Referandumu ile kalktı. Kalktı kalkmasına da bu yeni durum, daha önce geçici 15.maddenin kaldırılmasını isteyen toplumsal kesimlerin tamamını ilgilendirmez oldu. 12 Eylül ile görülecek hesabı olanların önemli bir bölümü bunu önemsemedi, neredeyse hesaplaşmaktan vazgeçtiler, artık 12 Eylül suçlarının yargılanmasından söz etmez oldular, hatta kimileri anayasa değişikliğine rağmen 12 Eylülcülerin yargılanamayacağı konusunda gerekçeler üretmeye başladılar. Artık 12 Eylül 2010 Referandumunda verilen oyların doğru olduğunu kanıtlama çabası öne çıkmaya başladı. AKP’nin oylamasına dönüştürülen referandumda geçici 15.maddenin kaldırılması güme gitti.

Oluşan karmaşık ruh hali, tutarsızlıklar da yarattı. Bu olumsuzluğa verebileceğim en yakın örnek; onbir yıl önce Kenan Evren ve darbeci arkadaşları hakkında İzmir’den suç duyurusunda bulunanların önemli bir bölümünün yeni suç duyurularında imzalarının olmaması. 11 Eylül 2000 tarihinde İzmir’den bir grup avukat tarafından 12 Eylül Darbesi’nin yargılanması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurulmuştu, suç duyurusu dilekçesi dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş tarafından "…Anayasanın geçici 15. maddesi nedeniyle gereğinin ifası için…” TBMM Başkanlığı’na gönderilmişti. Bu dilekçenin ne olduğu, ne gibi işlem yapıldığı belli değil, araştıralım diyen de yok. Yani; 12 Eylül 2010 Referandumunda attığımız oyların ağırlığı, daha önce yaptığımız başvurunun akıbetinin araştırılmasını dahi engelledi.

Diğer yandan dokunulmazlıkların kalkması üzerine, özellikle referandumda evet oyu verenler tarafından darbecilerin yargılanması için başvurular yapıldı. Yetki, görev gibi usul tartışmalarından sonra bütün suç duyuruları Ankara’da toplandı ve sağ kalan darbeciler hakkında 'Anayasal düzeni ihlal etmek ve insanlığa karşı suç işlemek' suçlamasıyla soruşturma başladı. Soruşturmanın açılmış olmasına da ilgi az oldu. Başvuranların bir kısmı buna sahip çıktı, önemli bir kesim yine sessiz kalmayı yeğledi, yaşananları AKP’nin bir oyunu olarak değerlendirdi. Şimdi soruşturmalar ne aşamada bilen yok, soruşturma gizli yürütülüyor, bu yüzden de bilgilenmek zor, ama kamuoyunun bir merakı da yok. Darbe soruşturmasına ilgi az olunca, 12 Eylül’ün uygulamalarıyla, hukukuyla işlenen suçların soruşturulması, yargılanması da zorlaşıyor. Örneğin, Diyarbakır Cezaevi cehennemi soruşturması bir türlü tamamlanamadı, Radikal’den İsmail Saymaz’ın fikri takip haberlerinden öğrendiğimiz kadarıyla, Mehmet Ceren, Ali Ekber Yürek, Cemil Karabayır dosyaları gibi 12 Eylül suçları dosyalarındaki soruşturmalar iyi gitmiyor.

12 Eylül’ün 31. yıl dönümünde bir kez daha not düşmekte yarar var, ‘12 Eylül’den hesap sorulması; eşit, özgür, adil bir toplum olmanın önkoşuludur. Bu hesaplaşma olmadan, 12 Eylül’ün kurumlarından, hukukundan, baskıcı ve faşist zihniyetinden kurtulmamız çok zor, 12 Eylül’den kurtulmadan da barışın, özgürlüğün, demokrasinin gelmesi mümkün değil.

Bugün 12 Eylül suçlarının yargılanmasını engelleyen bir yasa yok artık. Bu yargılama sıradan bir olay değil, bu iş yalnızca savcılara, yargıçlara yüklenemez, el vermek, omuz vermek, destek olmak gerekiyor. KHK’lerle, savaş çığırtkanlıklarıyla iktidarını mutlaklaştırmaya çalışan AKP Hükümeti’nden bu desteğin gelmeyeceği ortada, anamuhalefet partisi de halen referandumda verdiği “hayır” oyunun haklılığını kanıtlama çabası içinde. Geriye ‘12 Eylül ile derdi olanlar’ kalıyor. 12 Eylül’den hesap sorulabilmesi için çaba, duyarlılık ve kararlılık gerekiyor, inatçı (1) olmak gerekiyor.

12 Eylül’ün yargılanmasından yana olmak, demokrat olmanın ölçütüdür, aynı zamanda vicdani bir sorumluluktur. 12 Eylül’den hesap sorulması işi bir tür demokrasi sınavıdır. Referandum’da oyumuz ne olursa olsun, eşit, özgür, adil bir toplum istiyorsak, barış içinde birarada yaşamadan yanaysak, önce bu sınavı geçmemiz gerekiyor.


(1)
İnsanlık suçundan sanık... - Aydın Engin


Arif Ali CANGI

09.09.2011

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.