Mavi bir aşktır demokrasi... Ali Rıza Üleç/Almanya

04 Eylül 2008 04:58 / 1636 kez okundu!

 

Teknenin burnuna doğru ilerliyorum. 12 metrelik "Nazlı"nın en ucundayım. Kollarımı iki yana açarak uzaklara, maviye, deniz mavisine dalıyorum. Gök mavi, deniz mavi. Ayaklarımın altında "Nazlı" yok oluyor sanki, mavi deniz üzerinde uçuyorum adeta. İmbat y

Ya da bu yazının başlığını mavi aşk olarak mı yazmalıyım.

Aşk, son günlerde, yeniden gündemin satır aralarında da olsa , sessiz ve aşkı sandıklara saklayanlardan habersiz geziniyor.

İspanyol şarkıcı Monika Molina "Aşkın şarkıcısı İstanbul'a geliyor" diye yazdı gezeteler.

Monika Molina' da aşkı hatırlatmaya geldiğini söyledi gazetecilere.

Aşkın bizim kültürümüzde ne kadar da önemli bir yeri olduğu geliyor aklıma. Halk ozanlarımızın adlarının önünde aşık nitelemesi ile anarken,

dizelere yüklenen duyguların, aşkın ürünü olduklarını da anlatırız bir anlamda ya da anlarız...

Yunus"un aşkıyla büyümüşüz, Mecnun'un Leyla'sına aşkını da bilmeyenimiz yoktur.

Aşkla yoğrulmuş bir topluma aşkı hatırlatacağım diyordu Monika Molina.

Ben Monika Molina'yı çok haklı buluyorum.

Aşkı ve aşık olmayı unuttukça demokrasiden de uzaklaşıyoruz diye düşünüyorum.

Demokrasiler aşkların en özgür yaşandığı, aşk şarkılarının en gür söylendiği rejimlerdir...

Kıt kanaat aklımla demokrasi ile aşk arasında gidip geliyorum.

Aşkı hatırlamak gerek. En gür sesimizle aşk şarkıları söylememiz gerek...

Aşkla yoğrulmuş insanlarımızın demokrasiye neden aşık olamadıkları üzerine ya da bir çok aşk hikayesinde yaşanan acılara rağmen,

demokrasiye aşık olmanın bedelini ağır biçimde ödeyenlerimiz olsa da aşktan vaz mı geçeceğiz?

Martılar arasında daha iyi anlıyorum. Demokrasi için bize aşk gerekiyor. Çünkü demokrasi için bize cesaret gerekiyor.

Bir parça ekmek düşüyor deniz mavisinin üstüne. Martılardan biri kanatlarını kapatarak ekmek

parçasına doğru pike dalışa geçiyor hızla.

Karnını doyurmak belki de yavrularına birşeyler götürmek zorunda yaşamaları için.




"Nazlı" büyük bir dalgayı yararak ilerlerken sırılsıklam aşık oldum. Deniz mavisi ıslatınca yeniden ayaklarımın üstüne bastım...

İmbat yüzümü okşarken bombalar ve ateşler içinde ölümlere uyandı bilincim...

Demokrasiye aşık değiliz tamam, insanı da, yaşamı da mı sevmiyoruz,

Bunca katliam kan ve ölümlere kapalı mı gözlerimiz.

Bildiğimiz ve de beklediğimiz sihirli bir değnek mi var ülkemize dokununca Edirne'den Ardahan'a demokrasiye uyanacağız...

Belki de tarihimizin karanlıklarını aydınlatacak bütün eksiklerine karşın en ciddi soruşturma ağır aksak da olsa devam ederken sokaklarımız

savaş meydanları gibi patlamalar, bombalamalar ölüm öığlıkları kan ve revan içinde.

Bir yanımız karanlıklar içinde nasıl yeni baharlara çiçek açacağız? Nasıl?

Soruşturmaların derinleştirilmesi, sonuna kadar gidilebilmesi için gereken koşulların yaratılmasını sağlayacak etkin demokratik girişimlere,

daha fazla cesarete ihtiyacımız var.

Disk'in mavisi geliyor aklıma... Mavinin arkasında dalga dalga insanlar...

insanlar... insanlar...

Neredesiniz?...

"Nazlı" dalgaları yara yara limana geri dönüyor. Bir iniyor bir çıkıyoruz...

Karanlıklar ötesinde demokrasi diye bir liman var. Aşk ve huzur dolu bir liman.

Önümüz karanlık...

Gövdelerimizle karanlıkları yara yara o limana varacağız,

V a r a c a ğ ı z...



03.09.2008

 

Bu yazıyı Facebook'ta paylaşabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaş
0
Yorumlar
Uyarı

Yorum yazabilmek için üye olmalı ve oturum açmalısınız.

Eğer sitemize üye değilseniz buraya tıklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eğer üye iseniz oturum açmak için buraya tıklayın.