BAÞKA TÜRLÜ BÝR ÞEY…

09 Haziran 2011 15:07 / 1605 kez okundu!

 


Kenan Evren‘ in nihayet ifadesi alýndý. Ben bu satýrlarý yazmaya baþladýðýmda da Tahsin Þahinkaya’nýn ifadesi için savcý Gata yollarýnda olacak.

Evet, nihayet 12 Eylül cuntacýlarýnýn ifadesi alýnýyor. Bu kuþkusuz önemli bir geliþme ancak henüz daha dava açýlýp açýlmayacaðý belli deðil.

Yine seçimler yaklaþtýkça AKP kurmaylarýnýn dili ve tavrý, baþbakanýn söylem ve yorumlarý devletin güvenlik güçlerinin halka ve muhalefete karþý orantýsýz baský ve güç uygulamalarý yeniden gündeme nedense evet-hayýr tartýþmalarýný taþýyor.

Baþtan hemen söylemem gerekirse bu tartýþma da özellikle de solun farklý eðilimleri (evet-hayýr) birbirilerini hiç anlayamadýlar ve hala daha anladýklarýný düþünmüyorum.

Hayýr oyu kullananlarýn hükümeti (sistemi deðil) eleþtirirken nasýl evet diyenlere göndermelerde bulunmalarýný anlamsýz ve demokrasi mücadelesi bakýmýndan zararlý görüyorsam, cuntacýlarýn ifadeye çaðrýlmasýný da yorumlarken evet diyenlerin hayýr oyu verenlere atýfla durumu deðerlendirmelerini doðru bulmuyorum.

Eleþtirilerin ve karþýlýklý atýþmalarýn haklý birçok yanlarý olmakla beraber her iki tarafýn da yorumlarýný karþý tarafa diken batýrýrcasýna göndermelerinin demokrasi mücadelesine ne katkýsý olacak anlamýþ da deðilim. Anlayabileceðimi de sanmýyorum.

Oysa bugün her iki kesimde de büyük bir çoðunluk hükümetin, ülkenin can alýcý sorunlarýný çözmede nasýl acze düþtüðü ve giderek daha da baskýcý ve zorba bir yönelimi tercih ettiðini kabulle ortak mücadele alanlarý yaratabilirler.

Ben kendi adýma evet derken hiçbir þeyin “evet”le halledilemeyeceðini, demokrasi ve barýþ istiyorsam bunlar için mücadele etmem gerektiðini birlikte savundum. Bugün de böyle düþünmekteyim. Ben hayýr diyen arkadaþlarýmýn da farklý düþündüklerini sanmýyorum.

Hatta inanmýyorum.

Güçlü birleþik bir demokratik muhalefet yaratamamýþ bir sol hareketin naçizane bir neferi olarak ister istemez durumun vahameti altýnda psikolojik olarak da eziliyorum.

Biz neden böyleyiz? Her baþarýsýzlýðýmýz için hep bir sorumlu arar dururuz. Bulduðumuz zamanlar da oldu. Oldu da ne oldu? Daha fazla demokrasi geldi. Ya da ileri demokrasi gerçekleþti.

Baþbakan diline doladý diye ileri demokrasiyi ben istemeyecek miyim? Daha fazla demokrasi diye haykýrmayacak mýyým?

Ýþ ekmek özgürlük diye haykýrýrsam bunu AKP’den mi istemiþ olacaðým?

Düþündükçe daha da umutsuzluk mu kaplamalý bilincimi? En büyük hayallerimizi hep birlikte yakmadýk mý? Yeniden hayal etmek gibi bir yeteneðimiz yok mu oldu?

Dahasý yeniden hayal etmek hakkýmýz yok mu?

Elbette var. Elbette her þeye raðmen umutlarýmýzý canlý, hayallerimizi renkli tutabiliyoruz. Demokrasi ve sosyalizme olan inancýmýzda hiç bir sarsýlma olmadý.

Zamaný anlamak için hem bilgilerimizi hem algýlarýmýzý yenilemek zorundayýz. Bunun için de her zamankinden daha çok birbirimize ihtiyacýmýz varken, birbirimize saldýrmanýn ne anlamý var? Zamaný farklý yorumlayarak doðal bir süreç yaþýyoruz. Düþüncelerimiz hiç olmadýðý kadar özgür bugün. Her ne kadar düþünüyor olmanýn bedeli ölüm oluyorsa bile, özgürce düþünebiliyor ve ifade edebiliyoruz. Bu nedenle farklýlýklarýmýz elbette olacak. Elbette ayrý þeyler söyleyeceðiz.

Yeter ki birbirimize inanalým. O zaman birbirimizi anlamak daha kolay olacak.

Artýk çok açýk olarak sistem iki parti üzerine oturmaya yönelmiþken, bu tercih devletin eski ve yeni kadrolarý içinde büyük bir uzlaþma saðlamýþken daha serinkanlý düþünmek gerekmiyor mu?

Kuþkusuz, kimin hangi partiye oy vereceði kendi tercihidir. AKP-CHP arasýndaki tercihlerin bence birbirinden çok farký olmayacaktýr.

Bugün AKP kazanacak ve yeniden hükümet olacak. Türkiye gibi dengelerin hýzla deðiþtiði bir ülkede üç dönem hükümet olmak AKP’yi daha þimdiden yýpratmýþtýr.

Sistem CHP’yi büyük uzlaþmanýn sonucu iktidara hazýrlamaktadýr.

AKP’ye muhalefetin alternatifi CHP olabilir. Ama sisteme muhalefetin alternatifi CHP deðildir. Bu nedenledir ki, son zamanda sistem muhaliflerinin aðýrlýklý olarak emek ve özgürlük bloðuna oy vereceklerini açýklamalarý dikkat çekmektedir.

Sistemin tercihini ikili bir merkez siyasi (Merkez sað AKP -Merkez sol CHP) yapýdan yana göstermesinden bu yana, gerek CHP’nin politikasýndaki deðiþimleri, gerekse ordu içinde üst düzey tutuklamalarý ve 12 Eylül cuntasýnýn ifadesinin alýnmasý hep bu uzlaþmanýn sonucudur bence. Bu süreci deðerlendirirken bir yanýyla tüm açýlýmlarýný bilerek kendi sýnýf çýkarlarýmýz açýsýndan demokrasi barýþ ve özgürlük mücadelesini güçlendirmenin yollarýný aramalýyýz.

Diðer yanýyla da sistemin ikili tercihini halka anlatabilmeli, sistemin tercihlerinin baský ve zorbalýkla halka zorla dayatýldýðýný anlatabilmeliyiz…

Bu nedenle sola topyekun bir saldýrý sistemin bütün cephelerinden yapýlýyorken, solun kendisiyle didiþmesini solculuða nasýl yakýþtýrabiliyoruz?

Baþka türlü bir þey olmalý solculuk. En azýndan yaþadýðý zamana karþý daha sorumlu... Zamaný anlamak için daha fazla çaba sarfeden...

Ne olursa olsun insaný ve insan yaþamýný, düþüncesini, deðerlerinin en üstünde tutan bir duruþ olmalý...

Acýlardan süzülüp gelen geçmiþ kýsa da olsa, tarihimizden almamýz gereken en önemli ders birliðe her zamankinden daha çok ihtiyacýmýzýn olduðudur.

Baþka türlü bir þey olmalý; uðruna hapisler yattýðýmýz, sürgünler yaþadýðýmýz, canlar verdiðimiz solculuk.

Baþka türlü bir þey…


Ali Rýza ÜLEÇ

08.06.2011-Almanya

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.