SANIRIM BİR SORUN VAR
28 Haziran 2011 10:25 / 1861 kez okundu!
Bir aralar ben de meraklıydım... 'TÜSTAV' mail grubu olsun, 'bu tarihte sen de varsın' mail grubu olsun yazılan sözcükleri okumaya çalışırdım... Arada bana iki kıytırık cümle düşerse onu söylemeye çalışırdım...
Yani evet, merakım vardı, çünkü kendi geçmişimi biliyordum ama hayatımın genç dönemlerinde kalben kendimi adadığım TKP geleneğinin içinde, benim de genç oluştan orta yaşa doğru yürüdüğüm süreç içerisinde güncel olarak nelerin yaşandığını bilmiyordum.. Tamam, kabul; o zamanlar geleneğimiz kendisini 'illegalite' üzerinden var ediyordu... Bu yüzden bilmemek de sormamak da erdemdi...
Kimseye sormadan devam edeceğim: artık şimdi merak ediyorum.. Bilmemek bana yakışmıyor çünkü.. Hele sormamaya katlanamıyorum... Evet... İtiraf ediyorum, genç oluşumun 'erdem'inden caydım!
Evet, caydım diyorum... Bilmemeyi, sormamayı kendime erdem saydığım tarihin hesabını sormak; mümkün, biliyorum; ama ben kendimden başka hesap sorabileceğim hiç bir kimsenin var olabileceğini sanmıyorum...
Bu yüzden, kendi bireysel tarihimin hesabını sormaktan caydığımı söylüyorum...
Böyle yazınca, kendi gençliğimi affetmiş ya da bağışlamış olduğumun farkındayım.. Madem ki kendimi affettiğimi bağışladığımı söylüyorum.. Demek ki genç oluşuma karışmış bir geleneğin bütün süreçlerini zaten affetmiş, bağışlamış olmalıyım...
"Sanırım bir sorun var" diye başlamıştım oysa...
Sorun şu: ben eğer kendimi böyle hissediyor ve böyle var edebiliyorsam şimdi, sizlerle bir geleneği paylaşmış olmanın güzelliğinden başka neyi paylaşabilirim ki?
O güzelim arkadaş şarkısı şöyle der en güzel yerinde:
"Birgün / birgün birbirimizden ayrı düşsek bile / biliyorum hiç bir zaman ayrı değil yollarımız / ve aynı yolda yürüdükçe / gün gelir ellerimiz dostça birleşir / ayrılsak bile kopamayız"
:)
Arkadaşlarına, eski arkadaşlarına karşı ben senden daha doğru bir yolu yürüyorum diyen insanlara biz ne zaman dönüştük?
Yoksa biz... Sadece ve sadece... Arkadaşlarına, eski arkadaşlarına karşı zaferler kazanan bir ırkın ahfadı mıydık?
Ali İhsan ÖZEREN
