DOSTUM KNUT

18 Mart 2019 11:50 / 2358 kez okundu!

 

 

Yýllar önce yabancýya Türkçe ders vermek vesilesiyle Kuþadasý’na yerleþen bir Alman’la tanýþmýþtým. Adý Knut’tu. Daha ilk görüþmemizde sevmiþtik birbirimizi, sonrasýnda da çok iyi dost olduk. Babamla ayný yaþtaydý. Ben ona Türkçe öðretirdim, o da bana 30’lu yaþlarýmda çok þey öðretiyordu. Dostluðumuz Knut’un  yaþlanýp da çok hasta duruma düþtüðünde Almanya’dan gelen çocuklarýnýn onu götürdükleri güne kadar sürmüþtü.

Ders çýkarýlacak ilginç hikâyeleri vardý...

 

****

 

DOSTUM KNUT

 

Yýllar önce yabancýya Türkçe ders vermek vesilesiyle Kuþadasý’na yerleþen bir Alman’la tanýþmýþtým. Adý Knut’tu. Daha ilk görüþmemizde sevmiþtik birbirimizi, sonrasýnda da çok iyi dost olduk. Babamla ayný yaþtaydý. Ben ona Türkçe öðretirdim, o da bana 30’lu yaþlarýmda çok þey öðretiyordu. Dostluðumuz Knut’un yaþlanýp da çok hasta duruma düþtüðünde Almanya’dan gelen çocuklarýnýn onu götürdükleri güne kadar sürmüþtü.

Ders çýkarýlacak ilginç hikâyeleri vardý.

Liseli öðrencilerime savaþ karþýtlýðý babýnda Oliver Stone’un “Doðum Günü Dört Temmuz” filmini sýk tavsiye ederdim, ancak bir gün Knut’un bir hikayesini anlattým sýnýfta ve inanýyorum ki çok daha etkili olmuþtu. Þöyleydi:

Knut’un babasý Alman. Birinci Dünya Savaþý’nda bacaðýndan aldýðý aðýr kurþun yarasý sonucu bacaðý kesilir, bir türlü iyileþemez ve yirmi altý yaþýnda ölür. Knut daha on bir aylýktýr. Annesi, gözü gibi koruduðu oðlunu akrabalarýnýn yardýmýyla zor þartlarda büyütür.

Ýkinci Dünya Savaþý patlak verdiðinde ise Knut, güzel sanatlar akademisinde heykeltýraþ eðitimine devam etmektedir. Askere çaðýrýrlar Knut’u, ancak savaþýn acýlarýný çok iyi bildiði için askere gitmek istemez, kaçar savaþtan. Bremen’den bir trenle Viyana’ya kadar gider. Oradan da yürüyerek iki haftada Budapeþte’ye varýr. Ýki haftalýk yolculuðu boyunca köylüler kendisine iyi davranýr ve yardýmcý olurlar. Budapeþte’de, barda tanýþtýðý bir Macar’ýn, ‘seni fabrikamda çalýþtýrabilirim’ teklifini kabul eder. Ertesi gün fabrikanýn kapýsýndan içeri girdiðinde aniden kapýlar kapanýr ve Alman askerler yakalarlar Knut’u oracýkta. Meðer asker kaçaklarýný bu tarz yöntemlerle avlýyorlarmýþ. Götürüler Almanya’ya Knut’u.

Almanya’daki iki aylýk eðitimden sonra pencereleri kapalý bir trenle gönderirler Rusya’daki cepheye.

Knut’un birliði seksen yedi kiþiden oluþmaktadýr. Savaþýrlar ve birer birer ölürler. En son üç kiþi kalýr, savaþacak güçleri kalmamýþtýr. Son üç kiþiye kadar yaþamayý baþaran Knut, ne yazýk ki ayný babasý gibi bacaðýndan aðýr bir kurþun yarasý alýr. Ýki buçuk kiþi kalmýþlardýr artýk. Ruslar tarafýndan esir alýnýrlar. Rusya’da, Kirov Esir Kampý’na götürüldüklerinde tarihler 4 Temmuz 1944’ü göstermektedir. Babasý gibi bacaðý kesilecek mi korkusunu yaþarken, faþist Almanlar tarafýndan soydaþlarý yakýlan Yahudi bir doktor ameliyat eder Alman Knut’u ve bacaðýný kurtarýr. Dört ay alçýda kalýr bacaðý.

Kirov Esir Kampý’nda yirmi dört bin Alman esir vardýr. Orada bir hayat kurulur, iþ bölümü yapýlýr. Herkesin gücüne, yeteneðine… göre ayakkabýcý, fýrýncý, sucu, çömlekçi… gibi iþlerle görevlendirmeler yapýlýr. Dolayýsýyla herkesin bir mesleði olur o kampta. Knut’a tiyatroculuk düþer. Altý haftada bir senaryosunu kendilerinin yazdýðý yeni oyun sergilerler esir kamplarýndaki esirlere. Genelde komedi aðýrlýklýdýr oyunlarý.

Dört yýlý aþkýn bir süre devam eden o tutsak hayat boyunca haberleþmenin her türlüsü kesinlikle yasaktýr.

Senelerdir kimsenin kendisinden haber alamadýðý Knut, 1949’un Kasým ayýnda Almanya’ya döner. Þehirler, kasabalar… yerle bir olmuþtur. Enkazý hala yerlerdedir. Savaþtan kurtulanlar hala savaþýn travmasýný üzerlerinden atamamýþlar, acýlarýyla birlikte açlýk, hastalýk, iþsizlikle kývranmaktadýrlar.

Aldýðý eðitimden dolayý Knut’un mesleði heykeltýraþlýktýr, ancak o sýralar bir iþe yaramaz heykeltýraþlýk. Knut çaresizdir. Bir zaman sonra bir restorandan garsonluk teklifi alýr. Önce yadýrgar, ama para kazanmak için kabul eder. Zekidir Knut. Kýsa zamanda yükselir, önce þef garson, sonra müdür, daha sonra da kendi restoraný olur. Çok para kazanýr, evlenir çocuklarý olur. BMW araba, ev… her þeye sahiptir Knut, ama hiçbir zaman mutlu deðildir oralarda. Savaþ bir türlü çýkmaz aklýndan, hep gözlerinin önündedir.

Özgürlüðüne de son derece düþkün olan Knut, bir zaman sonra, Almanya’yý, Restoraný, BMW’yi, eþini, evini… ne varsa hepsini býrakýr, sadece çantasýyla geldiði Kuþadasý’na yerleþir. Eski bir ev alýr, onarýr. O zamanlar yabancýlarýn mülk edinme hakký henüz olmadýðýndan tereddüt etmeden bir Türk’ün üzerine tapular evini.

Kýsa zamanda Kuþadasý’ndaki yaþama da adapte olur ve dostlarý, çevresi vardýr artýk. Kendine göre bir yaþam kurmuþtur. Mutludur. En yakýndýðý konu da pasaport süresini uzatmak için her üç ayda bir formaliteden Samos’a gidip gelerek Türkiye’ye giriþ çýkýþ yapmýþ gibi göstermektir. Ancak daha sonra oturma izni alacaktýr.

Ýlginç rastlantýya bakýnýz ki, Kuþadasý’na turist olarak gelen kendinden tam otuz üç yaþ küçük, evli bir Rus profesör kadýnla tanýþýr ve ona aþýk olur. O günden sonra senede en az bir defa da olsa iki haftalýðýna Knut’a gelir Rus profesör. Geliþ hazýrlýklarý, birliktelik günleri, gittikten sonraki günler… derken aylara yayar Rus profesörün geliþini-gidiþini. Ayrý bir hikaye konusu olacak kadar uzun sürer aþklarý.

Kuþadasý’ndaki mutlu hayatýný yaþamaya devam etmekte olan Knut, öldüðünde Kuþadasý Mezarlýðý’nda yatmayý vasiyet etmekle ölüsünün dahi savaþ topraklarýnda olmasýný istememektedir.

Knut’un hikâyesini bitirdiðimde, hüzün dolu bakýþlarla karþýmda duran öðrencilerimin, her zamankinin aksine suskun, hüzünlü, itiþip kakýþmadan ve yavaþ yavaþ sýnýftan ayrýlýþlarý beni de bir o kadar hüzünlendirmiþti.

 

Ahmet OÐUZ

17.03.2019, Kuþadasý

 

Son Güncelleme Tarihi: 21 Mart 2019 11:39

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.