“LÝBYA'DA NE ÝÞÝMÝZ VAR?” ÜSTÜNE HARÝÇTEN GAZEL

07 Mayýs 2021 17:16 / 886 kez okundu!

 

 

Atlantic Council adlý düþünce kuruluþu Libya süreci ile ilgili bir analiz yayýmladý. Bakýn yaptýklarýmýz "Düzenin deðiþmesi ve geri dönüþümüz olarak" nasýl nitelendiriliyor... Bir zamanlar "Libya'da ne iþimiz var?" diyenlerin dikkatine sunulur. Analizin tamamýnýn çevirisi için buyrunuz👇

 

***

“LÝBYA’DA NE ÝÞÝMÝZ VAR?” ÜSTÜNE HARÝÇTEN GAZEL

Atlantic Council adlý düþünce kuruluþu Libya süreci ile ilgili bir analiz yayýmladý. Bakýn yaptýklarýmýz "Düzenin deðiþmesi ve geri dönüþümüz olarak" nasýl nitelendiriliyor. Bir zamanlar "Libya'da ne iþimiz var?" diyenlerin de dikkatine sunulur. Analizin tamamýnýn çevirisi aþaðýdadýr:👇
 
"Avrupa Devletleri ve birçok uluslararasý güç için Türkiye’nin Trablus’un ana koruyucusu olarak yükseliþi bir þok oldu. Ancak diðer yandan son on yýlda Türkiye’nin bölgedeki rolünün önem kazanmasýyla,  Libya’daki varlýðýný da doðal görüyorlar.
 
Ankara’nýn Trablus üzerindeki etkisinin Fayiz es-Serrac liderliðindeki Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (GNA) sona ermesinin ardýndan azalacaðýný düþünenler tam tersi bir gerçekle yüzleþti. Libya yeni hükümeti ve Türkiye, yakýn zamanda eðitim, enerji, medya ve yeniden yapýlanma alanlarýndaki projeleri içeren yeni Mutabakat Muhtýralarý konusunda anlaþtýlar.
 
Türkiye’ye göre, Libya’ya bu geri dönüþ Osmanlýlarýn Libya’dan çýkarýldýðý 1912 Uþi Antlaþmasý ile kurulan düzenin sonunun geldiðini iþaret ediyor. Bu antlaþma; Karlofça, Küçük Kaynarca ve Sevr gibi Türk tarihindeki ‘acý veren’diðer diplomatik antlaþmalar kadar önemli olmasa da, Kuzey Afrika’daki Türk varlýðýnýn sonunu iþaret ediyordu.
 
Türkiye’nin Libya’daki askeri varlýðýný yakýn zamanda sona erdirmesi mümkün görünmüyor. Özellikle de Türkiye’yi Yunanistan ve Kýbrýs ile karþý karþýya getiren Doðu Akdeniz’deki durum ve Mýsýr ve BAE gibi ülkelerle yaþanan gerginlikler önemli bir stratejik kaygý oluþturmaya devam ediyor ve Ankara için diplomatik bir rekabet unsuru.
 
Bu açýdan bakýldýðýnda Ankara-Kahire yakýnlaþmasý ve Dýþiþleri Bakaný Çavuþoðlu ile BAE’li mevkidaþý Þeyh Abdullah bin Zayed arasýndaki 22 Nisan’da yapýlan Ramazan içerikli telefon görüþmesi önemli birer adým olarak görülebilir. 
 
Uluslararasý toplumun, tüm yabancý güçler ve paralý askerlerin “16 Nisan BM Güvenlik Konseyi’nin 2570 sayýlý kararýna göre Libya’yý terk etmesi” kararýnýn uygulanmasý beklentisi var. Türkiye’nin Libya’daki mevcut güçleri, Hafter’in saldýrýlarýna karþý Trablus’taki meþru hükümet tarafýndan çaðrýldý.
 
Þimdiye kadar Türkler, Libya ordusunun ve polis güçlerinin  yeniden yapýlandýrýlmasýna yardým etme konusunda iyi bir iþ çýkardýlar ve isyan eden Trablus milislerine karþý güven verici bir rol oynadýlar. Ankara için bu askeri varlýk, Akdeniz ve Körfez’deki daha geniþ stratejik hedeflerinin korunmasý için önemli bir rol oynuyor. 
 
Libyalýlarýn kaderlerini yeniden kontrol etmelerine izin verirken Doðu Akdeniz ve Basra Körfezi boyunca ilgili aktörlerin daha verimli bir iþbirliði yaratmasý þüphesiz Libyalýlarla birlikte ilgili tüm aktörlerin de çýkarýnadýr."
 
Çeviri/Analiz: Adem KILIÇ

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz+:
Facebook'ta paylaþ
0
Yorumlar
Uyarý

Yorum yazabilmek için üye olmalý ve oturum açmalýsýnýz.

Eðer sitemize üye deðilseniz buraya týklayarak hemen üye olabilirsiniz.

Eðer üye iseniz oturum açmak için buraya týklayýn.