‘Þiddete son verecek þiddet...’ - Alper Görmüþ

19 Aðustos 2011 13:10  

 

‘Þiddete son verecek þiddet...’ - Alper Görmüþ

Gerek devletin gerekse de PKK’nýn “son ve büyük bir þiddet”i izleyecek “huzurlu, mutlu günler”e dair bir kanaate ulaþtýklarý anlaþýlýyor...

Cemil Meriç, “þiddete son verecek þiddet” inancý için “yalanlarýn en alçakçasý deðilse, vehimlerin en þairanesi” demiþti.

Günlerdir gazetelere bakýyorum, “açýlým” günlerinden bu yana her zaman en yoðun kategoriyi oluþturan ve kahir ekseriyetini “paralel (yeni) merkez medya” gazetelerinin ve orada yazan köþe yazarlarýnýn oluþturduðu “diyalog dýþýnda çözüm yok” savunucularý dillerini her gün biraz daha esnetiyorlar... Baþbakan dilini sertleþtirdikçe, onlar da “hükümetin sertlikten baþka çaresi kalmadý” noktasýna savruluyorlar.

Aslýnda bu gerekçe, hükümetin de onu destekleyen basýnýn da yapmamasý gereken þeyi açýkça gösteriyor. Özgür-Der Genel Baþkaný Rýdvan Kaya, yayýmladýðý bildiride bunu çok güzel anlatmýþ:

“Enteresan olan, böylesi bir geliþmenin hiçbir biçimde sorun çözücü, ilerletici olmayacaðýnýn herkes tarafýndan bilinmesidir. Baþbakan, týrmanan PKK eylemliliðinin ardýnda ülkeyi kanlý bir iç savaþa sürükleme hesabýnýn olduðunu söylemektedir. Bu durumda yapýlmasý gereken þey bu oyunu bozmak olmalý deðil midir? Tam tersini yapýp savaþ tamtamlarýný daha da yükseltmek mantýklý deðildir.”

Politik cesaretin yoksa...

Bu en korkunç günlerden sadece iki ay önce barýþa en yakýn günlerde olduðumuzu, bunu ortak bir kanaat halinde ifade ettiðimizi unutmayalým... Geçtiðimiz haftalarda bu köþede yayýmlanan üç bölümlük “Masasýz barýþ, Öcalan’sýz masa olmaz” baþlýkla yazýda, benzer sorunlar yaþayan ülkelerde “barýþa en yakýn” günlerde mutlaka gidiþatý engellemeyi amaçlayan büyük provokasyonlarýn yaþandýðýný örneklerle anlatmýþtým. Fakat gerek Güney Afrika’da, gerekse de Ýrlanda’da bunlar politik cesaret sahibi liderler tarafýndan “barýþa tuzak” olarak deðerlendirilmiþ, böylece etkisizleþtirilmiþlerdi.

Provokasyonlarý bu yolla etkisizleþtirecek politik cesarete sahip deðilseniz, o zaman yapay bir akýntý yaratan birilerinin müstehzi ve memnun gülümsemeleri eþliðinde o akýntýya býrakýrsýnýz kendinizi.

Aileler arasý kan davasýný irrasyonel bir davranýþ olarak kýnayýp mahkûm edenlerin pozisyonu, “þehitlerin kaný yerde kalmamalý, cevabýný misliyle almalýlar” diyenlerin pozisyonundan çok mu farklý?

Benden ille de bir karþýlaþtýrma yapmamý isterseniz, evlatlarý öldürülen ailenin duygusunun, “þehitlerimizin kaný yerde kalmasýn, gidelim, hepsini öldürelim” diyenlerin duygusundan daha samimi olduðunu söylerim.

Þurada yüzyüze bakýyoruz, hepimiz biliriz ki ateþ gerçekten de düþtüðü yeri yakar; sahici acý ancak orada yaþanýr. “Þehitlerimizin kaný yerde kalmasýn” diyerek intikam talep eden geniþ kalabalýklarýn asýl duygularýnýn “öfke” olduðunu bilmiyor muyuz?

“Misyonerlere karþý kampanya” günlerindeki gibi

Öte yandan, PKK saldýrýlarýndan gûya derin bir acý duyduðunu söyleyen, fakat gerçek duygularý “öfke” bile olmayan bir kesim daha var ki, onlarýn, hükümetin girdiði yeni çizgi karþýsýnda zil takýp oynadýðý konusunda hiçbir þüphem yok.

Halký büyük ve stratejik korkularla esir alýp, oradan ülkeyi yönetme ehliyeti peydahlayan malûm azýnlýktan söz ediyorum...

Þimdi, bütün korkularýn hýzla eskidiði ve birinciliðin “ülkemiz bölünüyor” korkusuna verildiði günlerdeyiz... Sözünü ettiðim malûm azýnlýðýn, ortaya çýkacak kaotik ortamdan yeni bir yönetme ehliyeti çýkarmanýn hayallerini görmeye baþladýðýný söylemek kâhince bir þey sayýlmamalý.

Vaziyeti biraz, 2004-2005’teki misyonerlere karþý mücadele günlerine benzetiyorum... Sözünü ettiðim kesimler o günlerdeki “misyonerlere karþý kampanya”yý nasýl sahici dinî duygularla deðil de, “irticacý hükümet”i güç durumda býrakmak amacýyla tezgâhladýysalar, bugün de “Kürt sorununun þiddet yoluyla çözümü"ne bu amaçla destek veriyorlar.

AK Parti, 2004-2005’te, kendi kuyusunu kazmak için üretilen “misyoner tehlikesi”nin gerçek niteliðini kavrayamamak bir yana, misyonerlere karþý kuyu kazýcýlarla birlikte hareket etmiþ, en azýndan onlarýn kazmalarýný eksik etmemek için elinden geleni yapmýþtý.

Bugünkü manzara da ondan çok farklý deðil.

Hükümet ve basýndaki “Sri Lanka çözümü”nden yana destekçileri bari bunu görebilse...


Taraf

Son Güncelleme Tarihi: 19 Aðustos 2011 15:03

 

Bu yazýyý Facebook'ta paylaþabilirsiniz*:
Facebook'ta paylaþ
0